KRK'daki Rus parasının akıbeti ne olacak?

Kıbrıs Rum Kesimi’nde (KRK) ortaya çıkan banka krizi, bugün özelde hem Avrupa Birliği (AB) ve lider ülkesi Almanya’yı, hem de Rusya’yı sarsıyor. AB’nin Rum bankalarını kurtarma planının Rum Parlamentosu tarafından reddedilmesiyle krizin başka Euro Bölgesi ülkelere de yayılması ihtimali yüzünden para piyasaları, borsalar da endişeye kapılmış bulunuyorlar. Üstelik krizin yakın gelecekte atlatılmasında ya da çözümünde umutlar da azalıyor.

Rusya bu krizden en çok etkilenmesi beklenen ülke olarak öne çıkıyor; zira bu ülkenin Rum bankalarında büyük miktarda mevduatı var. Bu konuda ortada net bir miktar olmasa da bazı kaynaklar bu mevduatın en az 15 ila 30 milyar Euro civarında olduğunu söylüyorlar. Bunun daha fazla olduğunu söyleyenler de elbette var. Rum bankalarındaki toplam yabancı mevduatın yaklaşık 68 milyar Euro olduğu tahmini doğruysa Rusya’nın bu mevduattaki payının bunun yarısına yakın olduğu düşünülebilir. Rusya’nın da zaten kriz ile ilgili söylem ve davranışlarına bakıldığında önemli bir Rus parasının söz konusu olduğu kendiliğinden anlaşılıyor.

Bu muazzam miktardaki Rus parasının bir kısmının kanuni yollarla KRK’ye zaman içinde gelmiş meşru paralar olduğuna şüphe yok. Ancak, özellikle Almanya’daki önemli bir siyasi çevre, bu paranın bir kısmının kanunsuz yollarla, muhtemelen aklanarak Rum bankalarına yatırılmış kara para olduğuna inanıyor, Almanya’nın bu parayı kurtarmak için Alman vergi mükellefinin parasını asla kullanmamasını da öteden beri savunuyor. İktidar da buna inandığı için Rusya’nın da devlet olarak kurtarma planında yer almasını istiyor. Nitekim Alman ve Rus yetkililer arasında bu konuda üst düzey görüşmeler de halen yapılıyor. Bu yüzden KRK’deki Rus parası artık Almanya’nın da meselesi haline gelmiş bulunuyor.

Esasen KRK’deki Rus parası öyle yeni bir konu ya da mesele değil. Tarihi ve menşei Sovyet dönemine kadar gidiyor. O dönem, küresel mali sistemin ortaya çıkardığı zorluklar ve sert uygulamaları sonucu Sovyetler dışarıya malî fon aktarmada KRK’ye yönelmiş, bu sayede bilinmemesini istedikleri paraları bu yolla saklayarak arzu ettikleri yerlere göndermeyi tercih etmişlerdi.

Bu konuda da milat 1982 yılı sayılır. Bu yıl KRK bankacılık sistemini resmen Sovyetler’e açmış, mevduatlara, fon transferlerine önemli kolaylıklar, vergi indirimleri sağlamaya başlamıştı. Sovyetler Birliği çöktüğünde KRK, Rus parasının kendini güvende hissettiği bir yer olarak kabul ettirmişti. Bu yüzden, Rus parası KRK’yi sağlam bir malî sığınak olarak benimsemiş ve önemli miktardaki fonlarını buraya aktarmıştı. Bu aktarmada, şüphesiz kanuni olanlar da var, kanunsuz olanlar da vardı. Sonuçta, muazzam bir Rus parası KRK’ye yerleşmişti. Bugünkü krizin menşei de bu şekilde ortaya çıkmıştı.

Malî krizin ilk işaretleri belirdiğinde Rusya KRK’ye ilk yardım vaat eden ülkelerden birisi olmuş, 2008 ve 2011 yıllarında bunun gereğini bir ölçüde yerine de getirmiş, KRK’ye 2,5 milyar Euro kadar kredi açmıştı. Rusya bugün de KRK’ye yardım etmeyi istiyor ancak bunun bir AB-Rusya-IMF ortak planı çerçevesinde olması gerektiğinde ısrarcı. Bununla, KRK’deki mevcut Rus parasının kurtarılması operasyonunda başkalarını ortak ve sorumlu kılmaya çalışıyor. Ne var ki, Almanya kurtarma planının temel unsuru olan mevduat vergilerinin mutlaka hayata geçirilmesi şeklindeki çözümden taviz vermemeye kararlı görünüyor. Rusya ise mevduat vergilerinden rahatsız olduğunu, bunları bugünkü şekliyle kabul etmeyeceğini söylüyor. Nitekim Putin, mevduat vergisini haksız, gayri profesyonel ve tehlikeli bulduğunu açıklamış bulunuyor. Zaten, Rus yönetimi bu vergiler hayata geçtiğinde Rus parasının ya da mevduatın bir bölümünün kaybolup gideceğine inanıyor. Bu yüzden Almanya ile anlaşamıyor. KRK ise Almanya ve Rusya’nın arasında kalmış görünüyor, iflastan kurtulmanın yollarını arayıp duruyor. Bu arayış ne kadar sürer, kim kendisine yardım eder, Almanya ve Rusya bu konuda ne yaparlar, henüz bilinmiyor.

Bu çerçevede, bakalım KRK’deki Rus parasının akıbeti ne olacak? Dünya öyle değişken bir dünya ki, birkaç yıl önce bu soruyu sormak bile abesti; şimdi ise çok önemli bir konu olarak ortada duruyor.