Ankara'nın aktif dış politika yaklaşımı, Rusya-Türkiye ilişkilerinde tarihi fırsat
Rusya Nizhniy Novgorod Devlet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aleksander Kornilov, Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokolün büyük devletlerin isteğiyle yapıldığı eleştirilerine katılmadığını söyledi. Sorunun Rusya, Türkiye, İran, Azerbaycan, Ermenistan gibi çok sayıda ülkeyi aynı anda ilgilendiren çok yönlü ve karmaşık olduğunu vurgulayan Kornilov, çözüm için gerekli iradenin, bölge ülkelerinin isteğiyle ortaya çıktığını belirtti. Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nın (SETA) düzenlediği Türkiye-Rusya İlişkileri Çalıştayı'na katılan Rus Akademisyen Kornilov, Türkiye ve Ermenistan arasında imzalanan protokolden, Türkiye-Rusya ilişkilerine, Türkiye'nin son dönemde izlediği proaktif dış politikaya kadar çok sayıda konuda Cihan Haber Ajansı'nın sorularını cevapladı.
Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokolün uluslararası ilişkiler anlamında çok olumlu bir gelişme olduğunu vurgulayan Kornilov, asıl önemli konunun bu aşamadan sonra Ermenistan'ın atacağı adımlar olduğunu söyledi. Protokolü, "Çok büyük bir atılım" olarak tarif eden Kornilov, sürecin imza aşamasına gelmesindeki en büyük etkenin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun geliştirdiği stratejik derinlik politikası olduğunu belirtti. Kornilov, ikinci önemli sebebin ise, Ermenistan'ın yıllardan beri maruz kaldığı izolasyondan kurtulma çabası olduğunu vurguladı.
Bölgede yaşanan son gelişmelerin uluslararası ilişkilerin donmuş, kalıplaşmış olmadığını daha net bir şekilde ortaya koyduğun vurgulayan Kornilov, "Burada Türkiye'nin durumu çok önemli. Türk dış politikasının karar alıcıları yerinde durmanın hiçbir şey kazandırmadığını ve adım atmak gerektiğinin erken farkına vardılar." şeklinde konuştu.
Uluslararası kamuoyunda "Ermeni meselesi ve bölgeye bakışta değişikliğin sebebi nedir?" sorusuna Kornilov şu cevabı verdi: "Rusya'nın yöneticileri olarak en başta Medvedev olmak üzere yepyeni genç bir kadro geldi.. Öncelikle değişim buna bağlı. Tabi bu sadece Rusya ve Türkiye'de böyle olmadı. Bütün dünyada böyle yeni liderler, yeni bakış açıları getiriyor. Amerika 'da Obama, Fransa'da Sarkozy, Rusya'da Medvedev. Bu yeni gelen yönetici nesli eski soğuk savaş mantalitesinin çarklarından geçmemiş ve etkisinde kalmamış insanlar ve olaylara bakış açısı çok farklı. Bu tabiî ki dışişleri teşkilatına da yansıyor. Lavrov'un toplantıya katılıp desteklemesi, Rusya Dışişleri Bakanlığı'nın protokolü ilan edildiğinde açıklama yapması hep bunun göstergesi."
"KOSOVA'NIN BAĞIMSIZLIĞININ TANINMASI KUZEY KIBRIS İÇİN ÖRNEK OLABİLİR"
Rusya ve Gürcistan arasında yaşanan çatışma sonrasında Rusya'nın tavrının bölgede savaş istemediğini ortaya koyduğunu belirten Kornilov, "Tabiî ki Rusya, Kosova örneğini masaya koydu. Bütün uluslararası camia sorunlu olduğu halde Kosova'yı tanıyorsa, Rusya neden Güney Osetya ve Abhazya'yı tanımasın? Bu da tabiî ki Rusya'ya bir koz vermiş oldu. Rusya böyle davranmakla Türkiye'nin Kıbrıs sorununun çözümünde kapıyı aralamış oldu. Bu süreçte belki ileride Kuzey Kıbrıs'ın bağımsız bir ülke olarak tanınması da mümkün olur." diye konuştu.
Türk kamuoyunda gündeme getirilen Türkiye-Ermenistan arasındaki protokolün büyük devletlerin isteği üzerine yapıldığı görüşüne katılmadığını vurgulayan Kornilov, "Ben dış veya başka güçlerin baskılarıyla protokol imzalanma sürecine gelindiğine inanmıyorum. Bu sorun çok yönlü karmaşık bir sorun. Rusya-Ermenistan, Rusya-İran, Ermenistan-Türkiye, Ermenistan-İran bu çok yönlü bir sorun. Bu sorunun çözümü için ortak irade de bu süreçte kendiliğinden ortaya çıkmış oldu." dedi. vProtokolün işlemesinin kolay olmayacağını ve sonuca ulaşmanın zaman alacağına inandığını anlatan Kornilov, "Sonuçta tüm bu sorunla alanlara rağmen protokol nihayete ulaşır mı?" sorusuna ise, "İnşallah" cevabını verdi.
"DİASPORA ERMENİSTAN'I ANLAYAMAZ"
Dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan Ermeni diasporasının Ermenistan-Türkiye protokolüne ciddi tepki gösterdiğini hatırlatan Kornilov, Ermenistan'ın içinde bulunduğu izolasyon durumunu yurt dışında bulunan diasporanın anlamamasının normal olduğunu belirtti. Ermeni Cumhurbaşkanı Sarkisyan'ın da Ermenistan'ın bulunduğu izole durumdan çıkmasını istediğini aktaran Kornilov, değişen uluslararası konjonktür gereği ülkelerin farklı politikalar geliştirmek zorunda kaldığını vurguladı. Gelinen noktada Gürcistan'ın Rusya'nın en büyük stratejik ortağı konumundaki Ermenistan ile ilişkilerini geliştirdiğini bildiren Kornilov, "Ancak yine aynı Gürcistan, Ermenistan'ın en stratejik ortağı Rusya ile savaşmış bir ülke. Gerçekler ortada gerçekler bunun tersini söylüyor."
"TÜRKİYE'NİN PROAKTİF DIŞ POLİTİKASI TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ İÇİN TARİHİ FIRSAT"
Rus Akademisyen Kornilov, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun proaktif dış politika adını verdiği yeni politikadan da övgüyle bahsetti. Bu dönemde Türk dış politikasının daha akılcı, daha güven verici ve esnek olduğunun altını çizen Kornilov sözlerini şöyle tamamladı: "Ahmet Davutoğlu'nun danışmanlık dönemi ve şu anda dış işleri bakanlığına geldiği dönemde Türk dış politikasının daha esnek hale geldiğini düşünüyorum. Türkiye daha fazla açık, daha fazla güven verici bir dış politika izliyor. Bunu büyük bir şans olarak görüyorum. Türkiye Rusya ilişkilerinin de bu anlamda çok daha iyi bir yere geleceğine inanıyorum. Ama şunu da eklemek lazım. Türkiye ile Rusya sadece ortak değil aynı zamanda birbirlerine rakip konumda. Bu da şunu çıkarıyor; sadece ortak değiliz, aynı zamanda rakibiz. Sadece rakip değiliz, aynı zamanda ortağız. Bu bize elastik hareket etme, çok yönlü işbirliği kurabilme imkânı veriyor. Bu da bir şans bunu çok iyi değerlendirmek gerekiyor. Yaşanan süreç Türkiye-Rusya ilişkileri için tarihi bir fırsat dönemidir."