“Uzay Onu Değiştirdi: Bir Yıl Uzayda Kalan Astronotun DNA’sı Dönüştü”

HABERRUS - Amerikalı astronot Scott Kelly, NASA tarihinin en uzun insanlı uzay görevlerinden birinde tam 340 gününü yörüngede geçirdi.

Ancak dönüşü, bilim insanları için beklenmedik bir bilimsel keşfe dönüştü: Kelly’nin bedeni ve DNA’sı uzayda değişime uğramıştı.

Bu çarpıcı bulgular, biyolog ve genetikçi Christopher Mason’ın “Önümüzdeki 500 Yıl: İnsanları Diğer Gezegenlerde Yaşama Hazırlamak” adlı kitabında detaylı biçimde anlatılıyor.

“Nasıl Hayatta Kaldı?”

2017’nin soğuk bir Aralık akşamı, New York’taki Cornell Üniversitesi’ne bağlı Weill Tıp Fakültesi’nin genetik laboratuvarında bilim insanları ekranlara şaşkınlıkla bakıyordu.

“Bir insanda bu kadar yüksek değerleri daha önce hiç gördünüz mü?” diye sordu Dr. Sam Meidan. Cevap basitti: “Hayır. Nasıl hayatta kaldı?”

Kelly’nin kan örnekleri, protein düzeylerinden gen ekspresyonuna kadar onlarca biyolojik parametre açısından incelenmişti. Uzayda geçirilen bir yılın ardından, onun bağışıklık sistemi, stres göstergeleri ve genetik aktivitesi eşi benzeri görülmemiş seviyelere ulaşmıştı.

Vücudu Yerçekimine Yeniden Alışamadı

Dünya’ya döndüğünde Kelly, “Ayak bileklerim basketbol topu gibiydi” diye yazmıştı. Yerçekimi altında yeniden yaşamak, onun için büyük bir işkenceydi: Basit bir dokunuş bile cildinde yanma hissi yaratıyor, kıyafetleri ağır bir yük gibi geliyordu.

Kan analizlerinde enflamasyon (iltihap) göstergeleri, normalin çok üzerindeydi. Bilim insanları, bu tür değerlerin genellikle kalp krizi veya sepsis geçiren hastalarda görüldüğünü fark etti. Yine de Kelly birkaç gün içinde yüzmeye başladı ve normale dönmeye çalıştı.

resim tanımı girin

DNA ve Hücrelerde Derin Değişimler

Araştırma sonuçları Kelly’nin yalnızca bağışıklık sisteminin değil, DNA’sının da değiştiğini ortaya koydu. Uzay radyasyonu, kemik, kan ve genetik materyal üzerinde mikroskobik ama kalıcı etkiler bırakmıştı.

Özellikle telomer adı verilen kromozom uçlarındaki yapılar bilim insanlarını şaşkına çevirdi. Normalde stres ve radyasyon altında kısalması beklenen telomerler, Kelly’de uzamıştı. Bu, yaşlanma sürecine zıt yönde bir biyolojik tepkiydi.

“Uzayda gençleşmek mümkün mü?” sorusu o dönemde manşetlere çıktı. Mason ve ekibi ise bunun nedenini yaşam koşullarında aradı: düzenli egzersiz, dengeli beslenme ve alkolün tamamen kesilmesi.

Işık Hızına Biraz Daha Yakın

Kelly uzayda, saatte yaklaşık 27.600 kilometre hızla hareket ediyordu. Bu hız, Einstein’ın görelilik teorisine göre, zamanın onun için Dünya’dakilere göre biraz daha yavaş akmasına neden oluyordu.

Sonuç olarak Scott Kelly, ikizi Mark Kelly’den 0,1 saniye daha “gençleşmiş” olarak Dünya’ya döndü. Doğumda kardeşinden 6 dakika sonra gelen Scott, uzay sayesinde aradaki farkı bir anlığına kapatmış oldu.

İnsanlığın Geleceği İçin Bir Adım

NASA’nın “Twins Study (İkizler Araştırması)” olarak bilinen bu deney, insanların uzun süreli uzay yolculuklarına biyolojik olarak nasıl tepki verdiğini anlamak için bir dönüm noktası oldu.

Elde edilen veriler, Mars’a insan göndermeye hazırlanan bilim insanları için paha biçilemez bir rehber niteliğinde. Uzay, insana hem zarar veriyor hem de onu yeniden şekillendiriyor — ve belki de bir gün, bu değişim bizi başka gezegenlerde yaşanabilir hale getirecek.