Dünyanın çatısında Rus göçerlere yolu Ren geyikleri gösteriyor
Rusya'nın en soğuk bölgesi olan Yakutistan'da yaşayan Even halkı Ren geyikleri ile birlikte göçerek yaşamlarını sürdürüyor. Rus göçer Evenler için basit bir hayat felsefesi geliştirilmiş; ‘Ren geyiği olmasa idi Even’ler olmazdı. Evenler olmasa idi, Ren geyiği de olmazdı.’
Yakutistan'ın Oymayakon bölgesinde yaşaya Even halkı kış aylarında her on günde bir geyik sürüleri ile birlikte yer değiştiriyor. Ancak yönü belirleyen çoban değil, geyikler. Otlak bittiğinde geyikler yeni alanların arayışına giriyor.
Geyik çobanı Andrey Zamyatin geyikleri yönlendirmediğini, sadece onların peşinden gittiğini vurguluyor. Geyiklerin dünyasının bir parçası olduğunu anlatan Zamyatin, “Hayatım boyunca hep geyiklerle yaşadım. Taiga'da (kuzey kutup ormanları) büyüdüm. Küçüklüğümden beri bu şekilde yaşıyorum. Geyik çobanlığı bizim genlerimizde var. Hep onlarla birlikte yıllardır dolaşıyorum.” dedi.
Evenler asırlar boyu Yakutistan topraklarında yaşayan yerli halklardan biri. Ancak Sovyetler Birliği döneminde kabilelerin geyiklerine devlet tarafından el konarak, devlet çiftlikleri haline getirildi. Hava sıcaklıklarının eksi 50 dereceye ulaştığı Yakutistan'da yaşam şartları çok zor. Petrol ve elmas zengini olan bu topraklar devlete ait. Binlerce geyiğin sahibi de yine devlet, ancak çobanlara verdikleri hizmet karşılığı sadece 250 dolar maaş veriliyor. Maaşının az olduğundan yakınan Zamyatin, “Aldığım maaş düşük. Ailemi geçindirecek kadar yeterli değil. Bazen de maaşım gecikiyor. Bu yüzden eşim geçinmemiz için kürkten eşya dikiyor.” diye konuştu.
Zamyatin'in eşi Rima geyiklerin ayaklarından elde ettiği kürkten ayakkabılar dikiyor. Ayrıca boş zamanlarında Even halkına ait geleneksel kostümler de hazırlıyor. Bunun dışında ev hanımlığını da eksik etmiyor. Çadır evde yemek pişirme, dikiş, çocuğuna bakma gibi işler de Rima hanıma ait. Kızı Zoya’ya Even geleneklerini öğretmekle için çaba gösteren Rima hanım endişeli: “Gençler üniversite okumaya dışarı gidiyorlar. Büyük şehirler onlara daha çekici geliyor. Geri dönüp göçebe şeklinde yaşama niyetleri yok. Bu yüzden biz çocuklarımıza bu ortamı sevmeleri için elimizden geleni yapmalıyız.”
Gerçekte ise bu çok ilkel bir yaşam tarzı. Şehirde bulunan arkadaşlarla bağlantı kurmak söz konusu bile değil. Yemek istiyorsan, avlamayı bilmen gerekiyor. Yabani hayvanlar ve vahşi kurtlardan çadırını korumak zorundasın. Vasıta olarak geyikler kullanılıyor. Su elde etmek için iki saatlik uzaklıkta bulunan gölden buz kalıpları getiriliyor. Ancak bu şekilde temin edilen su üç günde bir tükeniyor. Akşam yemeği esnasında Even halkı ateşi selamlıyor. Onlara göre ateş aileyi koruyor. Burada onlar doğanın ellerinde bulunuyor.