"Türk komünistleri Moskova’da KGB eğitiyordu"
Azeri tarih bilimleri akademisyeni ve aynı zamanda Azerbaycan Milli Meclis milletvekili Prof. Dr. Cemil Hesenli, Türk-Rus ilişkileriyle ilgili yazdığı “SSCB-Türkiye: Tarafsızlıktan Soğuk Savaşa, 1939-1953” adlı kitabında eski Sovyet döneminde Türk Komünist Partisi üyelerinin gizli servis KGB’de eğitim aldığını iddia etti.
Rusya devlet arşivlerindeki belgelere dayanarak kaleme aldığı kitabında Azeri akademisyen Sovyetler Birliği’nin Türk şair Nazım Hikmet’i Türkiye’ye karşı propaganda amaçlı kullanmak için girişimde bulunduğunu da kaydetti. 2008 yılında Moskova’da basılan kitapta SSCB son Başkanı Mihail Gorbaçov’un 1985 yılında sözde Ermeni soykırımının 70.yıldönümü gerçekleştirmeyi planladığını, ama buna kıdemli Politbüro üyelerinin engel olduğu da ifade edildi.
Azeri akademisyen Hesenli, dönemin Türkiye Komünist Partisi’nin SSCB tarafından kullanıldığını belirterek, “Türk Komünist Partisi Sovyetler Birliği’nce usul gereği Türkiye’ye baskı ve Ankara’nın iç işlerine karışmak amacıyla kullanılıyordu. Türk komünistleri gizlilik ortamında Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi ve KGB’nin eğitim ve antreman merkezlerinde eğitim alıyordu. Türk komünistleri burada yapılacak faaliyetlerle ilgili eğitim aldıktan sonra Türkiye’ye gönderiliyordu. Konuyla ilgili Sovyet Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin “Türkiye Komünist Partisi yönetiminin isteği” hususunda kararı da bulunuyor. Bu belgede Türkiye Komünist Partisi yönetiminin 12 faal Türk komünisti 3-4 kişilik grup halinde komünistlerin çağdaş dönemdeki stratejik ve taktik bilgilerini öğrenmesi hususundaki isteğine olumlu bakılıyordu.” denildi.
Kitapta Moskova’ya eğitim amacıyla gelen Türk komünsitlerin karşılanması ve iskan edilmesi işlerinden Sovyet Komünist Partisi Merkez Komitesi Uluslararası Dairesi’nin, stratejik ve taktik eğitiminden yine Komünist Partisi’ne bağlı Toplumsal Bilimler Enstitüsü’nün ve güvenlikle ilgili eğitimden ise KGB’nin sorumlu olduğu belirtildi. Türk Komünistlerin günlük masrafları ise Sovyet Komünist Partisi kasasından karşılandığı da ifade edildi. Eserde, “Türkiye Komünist Partisi’ne Moskova’dan direkt tahsis edilen paraya gelince ise bu çok az idi: Örneğin İtalya Komünist Partisi’ne 1973 yılında ayrılan para iki milyon 250 bin dolarken, Türk Komünist Partisi’ne topu topu 15 bin dolar ayrılmıştı.” bilgisi yer aldı.
Moskova, Nazım Hikmet’i propaganda amacıyla kullanmayı düşünüyordu
Türk şairi Nazım Hikmet’in Türkiye’den kaçarak SSCB’ye sığınmasını fırsat bilen Kremlin’in bu olayı propaganda amaçlı kullanmaya karar verdiğini de yazan Prof. Dr. Hesenli, “Sovyet Komünist Partisi Dış Siyaset Komisyonu Başkan Yardımcısı B.Ponamaryev, 29 Haziran 1951’de dönemin lideri Jozef Stalin’e bilgi vererek Nazım Hikmet’in ABD talimatıyla Kore’ye Türk ordusunun gönderilmesine karşı çıktığını söylemişti... Sovyet yönetimi Nazım Hikmet’i Türkiye’ye karşı mücadelede, özellikle ABD’nin Ortadoğu politikasına karşı mücadelesinde kullanmak istiyordu. Fakat buna rağmen Sovyetler, Nazım Hikmet’den endişe ediyordu. Nazım Hikmet’in Moskova’ya gelişinden iki hafta sonra Sovyet Komünist Partisi Merkez Komitesi Özel Bölümü (gizli bölüm) Başkanı A.Struçkov Türk şairiyle ilgili “lekeleyici” dosyalar hazırlayarak 12 Temmuz 1951’de bu belgeleri Komünist Partisi Dış Siyaset Komisyonu Başkanı V.Girgoryan ve Dışişleri Bakanı V.Molotov’a gönderdi. Belgelerde 1935 yılında Nazım Hikmet’le ilgili şikayetlerin Bulgaristan Komünist Partisi Başkanı G.Dmitrov’un adına Komitern’e (Enternasyonel Komünist örgütü) ulaştırıldığı belirtiliyor. Şikayetlere göre o dönemde Türk şairin çevresinde aydınlar ve öğrenciler gruplaşıyordu. Olumsuz olarak görülen bilgiler arasında Nazım Hikmet’in dedesinin Ferit Enver Paşa’nın emekli general olduğu, dayısının Ali Fuat Cebesoy Paşa’nın Moskova’da Türk büyükelçisi, amcası Rıfat Bey’in Konya Valisi olduğu, daha sonra da Pantürkist gazete çıkardığı da bulunyordu.” şeklinde bilgiler yer aldı.
Sovyetler, Nazım’ın davranışlarından rahatsız idi
15 Ocak 1952’te Grigoryan, Stalin’e mektup yazarak Nazım Hikmet’le ilgili ihbarda bulunuyor. Kitapta, “Grigoryan mektubunda Ağustos 1951’te Berlin’de yapılan Uluslararası Festival’de Nazım Hikmet’in kuşkulu davranışlarda bulunduğunu anlattı. Berlin’de gençlerin gösterisinde Araplar Nazım Hikmet’i ellerinde duraktan gösteri tribününe kadar taşıdı. Türk şairi yanındaki eşlik eden arkadaşa “Görüyor musunuz beni nasıl karşılıyorlar! Bunu Moskova’daki yoldaşlara anlatınız. Eğer benim Şark’taki nüfuzumu kullanırsanız bu durumda bölgedeki ülkelerin demokratik güçlerin bir araya gelmesini sağlarız... 1951 yılında Nazım Hikmet Bulgaristan’ı ziyaret ettiğinde, Sovyet istihbarat güçleri Türk şairin, özellikle Türk siyasi mültecileriyle olan ilişkilerinden rahatsız idi. Nazım Hikmet’in tekbaşına görüşme çabalarına yanında eşlik eden kişiler engel oluyordu, planlanan görüşmeler gerçekleştirilemedi.” denildi.
Fuad Seferov, Moskova, Cihan