ABD istihbarat raporu: Rusya, ABD’ye meydan okuyor
ABD istihbarat servisleri, 2009 Ulusal İstihbarat Stratejisi (NIS) programını açıkladı. Önümüzdeki dört yıllık dönemi kapsadığı belirtilen raporda, İran ve Kuzey Kore ile birlikte Rusya ve Çin ABD’nin çıkarlarına meydan okuyan ülkeler olarak tanımlandı.
Raporda bu ülkelerin sadece askeri güç, istihbarat çalışmaları gibi geleneksel çalışmalarla değil, siber programlar gibi yeni yöntemler kullanarak ABD’nin çıkarlarını engellemeye çalıştıkları belirtildi.
NIS’ın raporunda, “Nükleer terörizmle mücadele, atom çalışmaları gibi konularda Rusya ABD’nin önemli ortağı olsa da, bu ülkenin güç ve nüfuz alanını yeniden inşa etme girişimleri ABD’nin çıkarların ile çatışıyor.” ifadeleri yer aldı.
Tüm bunlara rağmen bu ülkelerle işbirliğinin devam ettirilmesi önerilen raporda, “ABD’nin ulusal çıkarlarına tehdit oluşturan ülkeler dahil olmak üzere bir çok ülke ile hukukun üstünlüğünün yerleşmesi, temsili hükümet anlayışı, özgür ve adil ticaret, enerji, ve uluslar arası konularda iş birliği geliştirilebilir.” denildi.
İlk kez ‘siber güvenlik’ten bahsedilen raporda, konunun ulusal güvenlik açısından öncelik oluşturan konular arasında yer aldığı hatırlatıldı. NIS raporunda Çin ve Rusya’nın siber alanda fazlaca aktif oldukları uyarısında da bulundu. Çin’in doğal kaynaklar endeksli diplomatik çalışmaları ve askeri modernleşme girişimleri, küresel anlamda meydan okuma olarak değerlendirildi.
İran’ın nükleer programı ve terörizme sağladığı destek nedeni ile Orta Doğu’da ABD çıkarlarına tehdit oluşturduğu belirtilirken, Kuzey Kore de nükleer füzeleri nedeni ile ABD’ye meydan okuyan ülkeler listesine yerleştirildi.
ABD istihbarata 75 milyar dolar harcıyor
Raporda ilk kez 16 farklı ABD istihbarat teşkilatında 200 binden fazla ajanın çalıştığı ve toplam yıllık bütçesinin de 75 milyar dolar olduğu belirtildi. ABD’nin 2008 yılında askeri olmayan istihbarata harcadığı para miktarı ise 47,5 milyar dolar.
ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Dennis Blair imzası ile yayınlanan 18 sayfalık raporda, yeni başkan Barack Obama döneminde demokrasinin teşvik edilmesi çabalarının araç olarak görmek yerine hedef olarak görüldüğü kaydedilirken, siber güvenlik konusunun birinci öncelikli tehditler arasında yer alması dikkat çekiyor. Bundan önceki rapor 2005 yılında ABD eski başkanı George W. Bush döneminde hazırlanmıştı.