Ortadoğu'da ABD'nin yapamadığını Rusya yapacak

ABD dolaylı Ortadoğu görüşmelerini bir başarı olarak gösterse de, Washington İsrail lobisinin bu derece etkisi altındayken sürecin başarılı olması  mümkün değil. Ancak dış politikası çok daha bağımsız olan Rusya çözüme daha çok katkı yapabilir.

Her zaman için Atlas Okyanusu’nun ya da Akdeniz’in bir yerlerinde Batı’nın Ortadoğu’yu görmesini ve gördüğü her şeyi yanlış yorumlamasını sağlayan bir fay hattı ya da perde olduğuna inanmışımdır. Örneğin İran’ın nükleer programından doğan sorunu barış içerisinde çözme teklifi bir tehdit olarak görülüp yaptırımlara yol açabilir. Mısır’da önümüzdeki günlerde yapılacak seçimler de 81 yaşındaki bir diktatörün tek parti yönetiminin devam etmesi değil demokrasiye atılan bir adım olarak görülebilir.

Filistinlilerle İsrailliler arasındaki dolaylı barış görüşmelerinin başlangıcı Filistin için hiçbir umut olmamasının sembolü olmaktansa ABD için kısmi bir başarı haline geldi. Irak ve Afganistan’daki can kayıpları da iki ülkede de savaşı kaybettiğimizi değil El Kaide ve Taliban’ın umutsuzluğunu gösteriyor.

RUSYA AFGANİSTAN'DA ÇOK ŞEY ÖĞRENDİ

Ancak Rusya ve Ortadoğu arasındaki pay hatları o kadar da derin olmadığı için gerçeği bu kadar değiştirmiyor. Sovyetler Birliği’nin Müslüman cumhuriyetler üzerindeki etkisi basit bir koloni ilişkisinden daha fazlaydı. Dahası Ruslar, Afganistan’daki Herat ve Kandahar operasyonlarından önemli dersler aldılar. Çok fazla kayıplar vermelerine rağmen, Müslüman dünyasının büyük bir kısmını, özellikle de Arapları anlamış oldular.

Dahası İsrail, 1967, 1973 ve 1982’de Araplara karşı yaptığı savaşları kazandığında Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi’nin lideri gelip İsraillilere karşı Rusların yardımını istediğinde Ruslar Arapların ezilmişliğini de gördü. O zamanlar da bugün olduğu gibi Rus diplomatlar Amerikalılardan daha iyi Arapça konuşurlardı ve Arap davasına vermeleri beklenen desteğin temellerini anlayabilirlerdi.

Dolayısıyla bu ay başlarında Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev Şam’a gidip Beşar Esad’la buluştuğunda Arapların kendisini dinlediği tipik bir durum yaşandı. “Barış yapma” sürecinden hiç etkilenmeyen Medvedev, Ortadoğu’daki durumun “çok, çok kötü” olduğunu söyleyip ABD’den ciddi bir eyleme geçmesini istedi. Peki Amerikalılar onu dinledi mi? Tabii ki hayır. Aksine Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Temsilciler Meclisi’nin karşısına çıkıpABD’li vekillere Türkiye, Brezilya ve İran arasında imzalanan takas anlaşmasının yeterli olmadığını ve BM yaptırımlarına devam edileceğini söyledi.

 

OBAMA'NIN YAPMASI GEREKENİ  YAPTI

Bu uyarıdan sonra Ortadoğu Dörtlüsü’nün bir üyesi olan Rusya Devlet Başkanı, bir çok Batılı liderin çok zaman önce yapması gereken bir şeyi yapıpHamas lideri Halid Meşal’le görüşmeye ve Gazze’de tutuklu bulunan İsrailli asker Gilad Şalit’in serbest bırakılmasını talep etmeye gitti. Başka liderler aynı şeyi yapsa büyük sorun çıkaracak olan İsrail, Rusya’ya çok az tepki gösterdi.

Bu durumda sürekli olarak kendime soruyorum: “Neden Obama Afganistan’daki bir asker artırımını aylarca tartıştı da bütün dış politika uzmanlarını bir yere toplayıp bölgenin derinleşen trajedisini anlamaya çalışmadı. ABD’nin bütün üniversitelerinde Ortadoğu Çalışmaları, İslam Çalışmaları, Yahudilik Çalışmaları, Arap Çalışmaları gibi bölümler var ama bugüne kadar bu bilgiden hiç faydalanılmadı.

SORUMLU İSRAİL LOBİSİ

Bunun ardında Washington’daki İsrail lobisi yatıyor. “İsrail Lobisi ve ABD Dış Politikası” isimli kitabın yazarı John Mearsheimer’in de dediği gibi “HiçbirABD başkanı İsrail’i Filistinlilere yönelik politikalarını değiştirmeye zorlayamaz.” Obama’nın da seleflerinden daha fazla şansı olacak gibi görünmüyor. Son zamanda yerleşimlerle ilgili yaşanan Benjamin Netanyahu-Obama tartışması da buna işaret ediyor.

Öte yandan Avrupalılar da “ABD’nin İsrail üzerindeki yaptırımı” dolayısıyla barış süreci konusunda kendi kendilerine adım atmıyor. Bu mantıklı bir gerekçe ancak yine Mearsheimer’in dediği gibi İsrail lobisi ABD’nin Ortadoğu politikası üzerinde çok etkili. Ama elbette ki bu bir nevi Yahudi komplosuyla karşı karşıya olduğumuz anlamına da gelmiyor.

Peki ABD’nin çağı bitiyor mu? Maalesef, hayır. Belki bazı yanılgılarımızı terk etmiş olabiliriz ama öğreniyor muyuz? ABD hala Pakistan’a insansız uçaklar yolluyor, Veziristan’da füzeler ateşliyor, Pakistan doğumlu bir ABD’li intikam almak için Times Meydanı’na bir bombalı araç yerleştiriyor, sonra ABDintikam almak için Pakistan’da 15 kişiyi daha öldürüyor… Hikayenin gerisini siz de tahmin edebilirsiniz.

Bütün bu koşullar altında Ortadoğu’ya bakışımızı bozan o fay hatlarından kurtulmamız ve Medvedev’in baktığı yerden bölgeye bakmamız gerekiyor. Kim bilir belki de ABD’nin yapamadığını Rusya yapabilir.

Kaynak: Hürriyet, Independent