Büyükelçi Sezgin Rossiya-24'e konuk oldu; Türkiye-Rusya ilişkilerini değerlendirdi

Resmi Rossiya-24 televizyon kanalında 19  Aralık 2010 tarihinde Büyükelçi Aydın Sezgin’le yapılan röportaja yer verilmiştir. Röportaj, haber programı sunucusu Dimitri Şugarev tarafından yapılmıştır. Röportaj metninin çevirisi şöyledir:

ŞUGAREV:  Sayın Büyükelçi,  sorularımızı yanıtlamayı kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Kısa bir süre sonra 2010 yılı sona eriyor. Rus-Türk ilişkilerin formatı dahil, sona ermekte olan yılı nasıl değerlendiriyor sunuz?

SEZGİN: Öncelikle izleyicilerinizi ve sizi selamlıyorum. Şunu söylemek istiyorum, geçtiğimiz yıl gerçekten Türkiye-Rusya ilişkilerinde çok önemli bir yıldı. Sona yaklaşmakta olan bu yılın, özellikle geçen yıla kıyasla, Rus-Türk ilişkileri bakımından çok önemli olduğunu söylemek istiyorum. Bu yıl çok sayıda yüksek seviyede önemli temaslar yapıldı. Ve bu temaslar verimli çalışmaların neticesi oldu. Biz ilişkilerimizi geliştirmeye devam ettik ve sonuçta, Sayın Medvedev’in Mayıs ayında Ankara’ya yaptığı ziyaret sırasında, stratejik ortaklık,ğın kurulmasına çok yaklaştık. İlişkilerimiz yalnızca siyasi alanda değil, ekonomik alanda d gelişmektedir. Bir çok önemli anlaşmara imza attık ve örneğin Türkiye’de ilk nükleer santral projesi dahil bir çok önemli projeleri başlattık. Böylece ikili siyasi ve ekonomik ilişkiler açısından sona yaklaşmakta olan bu yılın çok başarılı olduğuna inanıyorum. Umarım 2011 yılı 2010 yılına oranla daha başarılı olur ve biz bunun gerçekleşmesi için çaba harcayacağız.

ŞUGAREV:  Biz de, 2011 yılının geçen yıla oranla her açıdan daha başarılı olmsını ümit edeceğiz. Üzerinde çalışılması gereken konular var. Sizce, Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin hangi yönleri daha kapsamlı olarak nitelendirilebilir ve hangileri üzerinde yakın gelecekte ciddi şekilde durulması gerekiyor?

SEZGİN: Bu sorunuza teşekkür ederek, Türk-Rus ilişkilerinde herhangi bir ciddi sorunun olmadığını  söylemek istiyorum. Tabii, zaman zaman bazı pürüzler ortaya çıkabiliyor. Biz bunları her zaman başarılı bir şekilde aşıyoruz. Burada bu pürüzlerin karar alınan yüksek seviyede değil, bürokrasi seviyesinde olduğunu belirtmek istiyorum. Bu nedenle bu pürüzleri ciddiye almamak gerekiyor. Biz, Rus tarafına güveniyoruz, aramızda karşılıklı anlayış var ve ortak çabalarla bu tür sorunları her zaman aşılabiliyoruz.

ŞUGAREV:  Ülkelerimiz arasında hala sürmekte olan vize rejimi bu tür bir bürokratik pürüz sayılabilir mi?

SEZGİN: Hayır. Bu konu bürokratik karakter taşımıyor, burada bürokratik zorluklar yok. Vizelerin kaldırılması en üst seviyede kararlaştırıldı ve ben Büyükelçi olarak bu kararı tasvip ediyorum. Bu nedenle vizelerin kaldırılması ile ilgili karar mutlaka uygulanacaktır. Halihazırda, engelli bir bürokratik süreç değil, iki tarafın da buna yasallık kazandırmak isteyen süreç işlemektedir. Bu nedenle ben, normal işlemekte olan bu sürecin yeni turizm sezonuna kadar tamamlanacağına inanıyorum.

ŞUGAREV:  Tatil için her yıl Türkiye’ye giden birçok Rus turisti ilgilendiren bir soru yöneltmek istiyorum. Rus turistler Türkiye için ne ifade ediyor? Ülkenizin ekonomisinde oynadıkları rol nedir?

SEZGİN: Rus turistlerin Türkiye ve ekonomisi için çok önemli olduğunu söylemeniz çok doğru. Biz, her zaman büyük bir memnuniyetle Rus turistleri Türkiye’de ağırlıyoruz. Şunu da kaydetmem gerekiyor, Rus turistler Türkiye’de ve Türk misafir perverliğine artık alışmış durumda. Ve Rus turistler Türkiye’de bulundukları zaman geleneklerimizi ve kültürümüzü daha yakından tanıma fırsatı bulunuyor. Bence, turizm sayesinde gelişen ekonomik ilişkilerden daha da önemlisi, halklarımız arasındaki kültürel ve insani ilişkilerdir. Bu ilişkiler turizm sayesinde gelişiyor. Bu nedenle ben, özellikle turizmin bu tarafına büyük önem veriyorum. Ekonomiye gelince, tabii ki, Rus turistlerin büyük katkısı var. Sayı bakımından Ruslar Alman turistlerden sonra ikinci sırada yer alıyor. Ve tabii Rusların gelmesi bizim için çok önemlidir. Bence vizenin kaldırılmasından sonra ülkemize gelen turist sayısında artış olacaktır. Ve Rus turistler bugün nasıl Soçi’ye gidiyorsa aynı şekilde Türkiye’ye, örneğin Antalya’ya, Bodrum’a veya İstanbul’a rahat rahat gidebilecekler. Türkiye’deki turizm endüstrisi buna hazırdır ve biz Rusya’dan daha fazla sayıda turistin gelmesini bekliyoruz.

ŞUGAREV: Sanırım, vizelerin karşılıklı olarak kaldırılmasını yalnızca turistler değil, Türkiye’de yatırım yapmak isteyen Rus işadamları da istiyor. Sizce bu yönde Rusya ve Türkiye ne yapabilir?

SEZGİN: Bence Rus ve Türk işadamları,hemen hemen her alanda işbirliği yapabilir. Yatırımlara gelince, biz Rus işadamlarının Türkiye’de yatırım yapmasından her zaman memnun oluruz. Bence vizelerin varlığı bile bu konuda işadamlarınıza engel olmaz. Çünkü bilindiği gibi, havaalanında 20 dolar karşılığında vize almak o kadar zor birşey değil... Üstelik Rus yatırımcılar, yatırım yapmak bakımından Türkiye’nin dünyanın en liberal ülkelerinden biri olduğunu biliyor. Bir de, Rus ve Türk yatırımcıları üçüncü ülkelerde yatırım yapabilirler. Bunun göz önünde bulundurulması gerekiyor. Ayrıca, yalnızca Rus yatırımcıların Türkiye’de değil, Türk yatırımcıların da Rusya’da yatırım yapma gereğine inanıyorum. Ben her fırsatta Türk işadamlarının Rusya’da yatım yapmaya teşvik ediyorum ve yatırımlarını yalnızca Moskova ve St.Petersbug’da değil, Sibirya ve hatta Kamçatka dahil bütün ülkede yapma konusunda sürekli olarak kendilerini ikna etmeye çalışıyorum. Burada her yerde bu amaç için geniş imkanlar mevcut.

ŞUGAREV: Gerçekten işbirliği için çok geniş imkanlar var. Bu arada Nabucco konusunda bir soru sormak istiyorum, birçok kimse, bu projenin Rusya için kapalı olduğunu söylüyor, belki gerçekte bu öyle değildir. Türkiye, Rusya’yı bu proje içinde görmek istiyor mu? Bu ne kadar gerçekçi?

SEZGİN: Daha önce belirttiğim gibi, Rusya stratejik ortağımızdır ve ülkenizle ekonomik ilişkilerimiz sürekli gelişiyor. Bu bizim için önemlidir. Bu nedenle Nabucco’nun Rusya için kapalı bir proje olduğu doğru değil. Üstelik Türkiye hükümeti bir süre önce yaptığı açıklamada, Nabucco projesinin Rusya için açık olduğunu ve Rusya’nın arzu ettiği zaman projeye katılabileceğini ve yalnızca Nabucco’ya değil Türkiye’de gerçekleştirilmekte olan diğer birçok projeye de katılabileceğini belirtti. Bilindiği üzere, geçenlerde Akkuyu’da nükleer santralin yapımı konusunda anlaşma imzalandı. Bu proje Rus ortaklarımız tarafından gerçekleştirilecek. Biz, Rusya’nın katılımıyla yeni projelerin gerçekleştirilmesi için imkanlar olduğuna inanıyoruz. Rus ortaklarımız bunlara katılırsa memnun oluruz. Bunlardan şu veya bu projenin Rusya için kapalı olması söz konusu bile olamaz.

ŞUGAREV:  Sayın Büyükelçi, uluslar arası politika konusundaki görüşlerinizi de öğrenmek bizim için çok önemli. Dünya liderlerinin son dönemdeki açıklamalarına göre, bütün dünyayı rahatsız eden “dondurulmuş” ihtilaflar söndürülürse, ülkeler arasında ekonomik ilişkiler dahil ikili ilişkiler daha etkili ve daha kapsamlı olabilirdi. Ben gerçekten, örneğin Yukarı Karabağ’da hala “dondurulmuş” olan ihtilaftan bahsediyorum. Türkiye ve Ermenistan yeniden görüşme masasına oturup neler yapılması gereğini tekrar karara bağlamayı düşünüyor mu?

SEZGİN:  Türkiye, komşularıyla sıfır sorun politikası ilkesine bağılı kalmaktadır. Bu, Güney Kafkasya’yı da kapsıyor. Gördüğümüz kadarıyla, Yukarı Karabağ’daki ihtilaf hala çözülmüş değil, Ermenistan ve Azerbaycan hala çözüm arayışı içindeler, çünkü orada işgal edilen topraklar dahil çok sayıda sorun var. Biz bu sorunun çözülmesi için elimizden geleni yapacağız. Bu bakımdan biz, söz konusu sorunun çözümü için önemli inisiyatifler ortaya atan ve bu yönde büyük çaba harcayan RF Devlet Başkanı Dmitri Medvedev’in gayretlerine büyük önem veriyoruz.

Ermenistan ile diyaloga gelince, bir süre önce biz bu ülkeyle ilişkilerimizin normalleştirilmesi için belli adımlar attık. Bilindiği gibi, bazı protokolleri imzaladık ve biz, Ermeni tarafının da buna karşılık olarak bazı adımların atmasını bekliyoruz. Biz, Güney Kafkasya’da barış, istikrar ve refahın kurulmasını istiyoruz. Bu, hem Azerbaycan ve Ermenistan’ın, hem de Türkiye ve Rusya’nın çıkarlarına uygun olacaktır. Bunun sayesinde bu bölge ekonomik bakımdan daha da gelişebilir ve bölgede yeni kültürel ve insani ilişkiler kurulabilir. Bu nedenle bizim hedefimiz, bölgedeki dondurulmuş ihtilafların çözülmesine her yönden katkıda bulunmaktır.

 

ŞUGAREV: Özellikle coğrafik bakımından Rusya’dan daha ziyade Türkiye açısından önem taşıyan bir konuda soru sormak istiyorum. Kıbrıs’daki durum bugün hangi çözüm aşamasında bulunuyor?

SEZGİN: Bilindiği üzere, çözümle ilgili müzakereler BM himayesi altında yürütülmektedir. Şimdi yeni tur görüşmeler yapılıyor ve sonuçlarının muhtemelen mayıs ayına kadar belli olması bekleniyor. Bu görüşmelerin nasıl sonuçlanacağını şimdiden söylemek oldukça zor. Türkiye’nin bu konuda tutumu belli.

Burada, 2004 yılında yine BM’in inisiyatifiyle Kıbrıs’ta sorunun çözümü, yani adanın birleştirilmesi konusunda referandum yapıldığını hatırlatmak istiyorum. Adadaki Türk nüfusu referandumda birleşme konusunda olumlu oy kullandı. Diğer tarafı ise kesin bir şekilde olumsuz oy kullandı. Maalesef, 2004’deki referandumdan sonra müzakereler, sanki sıfır noktasına dönmüş olarak yeniden başladı. Bunun için biz, BM’in himayesi altındaki görüşmelerin sonuçlarını bekliyoruz ve görüşmelerin iki tarafı da memnun etmesini umuyoruz.

ŞUGAREV: Artık güzel şeylerden bahsedelim. Türkiye ile Rusya arasındaki kültürel ilişkiler ne durumda? Gelecekte gerçekleştirilmesi planlanan ortak projeler var mı?

SEZGİN:  Bu sorunuz için çok teşekkür ediyorum. Kültür, benim çok büyük önem verdiğim bir konudur. Önce bu alandaki hedeflerimizden söz edeyim: Bunlar, İstanbul’da bir Rus kültür merkezinin açılması ve Ankara’da Rusça eğitim verecek bir  Rus-Türk Üniversitesinin kurulmasıdır. Bence Rusya ve Türkiye arasındaki kültür ilişkileri yeterli şekilde gelişmiyor.  Kültür, sanat ve bilim adamlarımız, sanatçılarımız daha sık bir araya gelmelidir. Bildiğim kadarıyla Rus vatandaşları, Türkiye ve Türk kültürü hakkında çok fazla bilgi sahibi değil. Buna karşılık, Türkiye’de 19. Yüzyıldaki Rus kültürü ve edebiyatı çok iyi biliniyor. Bu karşılıklı bilgiler 20. ve 21. yüzyılları da kapsamalıdır. Şimdi elimizde kültür alanındaki temasların arttırılması için yeni bir aracımız olacak. Bunun adı Türk-Rus Toplumsal Forumu olacak. Forum sayesinde kültür ve sanat adamları biraraya gelerek ortak etkinlikler düzenleyebilecekler. Söz konusu Forumun kültür ilişkilerimizin geliştirilmesinde, karşılıklı kültürel etkiliklerin düzenlenmesinde yeni bir araç olacağını düşünüyorum. Bundan dolayı ben 2012’de, 2013’te ve hatta 2025’te kültür alanındaki ilişkilerimizin sürekli olarak gelişmesini, daha geniş ve kapsamlı olmasını diliyorum.

ŞUGAREV:  Teşekkür ederim.

SEZGİN: Ben teşekkür ederim ve yaklaşan Yeni Yılınızı şimdiden kutlarım.(MOBM/AH/EÖ)

Kaynak: Cihan Haber Ajansı