Gül-Medvedev: Modern devlet toplum için var olacak

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Rusya’nın Yaroslavl kentinde bu yıl üçüncüsü düzenlenen Küresel Politika Forumu’na katıldı. Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev’in daveti üzerine Yaroslavl kentine gelen Gül, Rusya lideri ile birlikte, “Toplumsal Çeşitlilik Çağında Modern Devlet” temasının ele alındığı kapanış oturumunda bir konuşma yaptı. Devletin toplumun önünden değil de arkasından giden bir yapıya dönüşmesi gerektiğine vurgu yapan liderler, çeşitliliğin zenginlik oluşturduğuna değindi.

 

Korku ve baskı ile halkları yönetme döneminin bitmek üzere olduğunu ifade eden Gül, modern devletin hesap soran değil hesap veren, halkın tüm kesimlerini kucaklayan eşitlikçi ve demokratik olmasının en büyük özellikleri olduğunu söyledi. Gül konuşmasında, “Devlete ait toplum veya milletten, toplum veya millete ait devlet anlayışına doğru bir geçiş olmuştur. Korkuyla, baskıyla halkları yönetmek devri bitmiştir. Devletin yegâne varlık sebebinin, halkının meşru arzu, talep ve beklentilerini karşılamak olarak tanımlandığı bir anlayış ortaya çıkmıştır” dedi.

Gül, Modern devleti, hukukun üstünlüğünü düstur edinen, temel insan hakları ve özgürlüklerden taviz vermeden güvenlik ve istikrarı sağlayan, ekonomik büyümeyi sağlarken, hakça bölüşümü ihmal etmeyen, milli çıkarların peşinde koşarken, insanlığa karşı sorumluluğunu unutmayan, hesap sorun değil, hesap veren, halkın tüm kesimlerini kucaklayan ve farklılıkları da zenginlik olarak gören “müşfik ve hoş görülü” olarak tanımladı.  

Çeşitlilik ve farklılıkları yönetebilme

Modern devletin karşılaştığı en önemli hususlardan birinin çeşitlilik ve farklılıkları yönetebilme kabiliyeti olduğuna işaret Gül şu tespitlerde bulundu: ”İşte modern devletin bugün karşılaştığı en önemli hususlardan birini, bu çeşitliliği ve farklılığı yönetebilme kabiliyeti oluşturmaktadır. Bu çerçevede devletin tüm vatandaşlarına dil, din, ırk ayrımı gözetmeksizin eşit anayasal hak ve güvenceler sağlaması, gelir dağılımı ve fırsat eşitliğinde adil bir sistem kurması önem taşımaktadır.”

Devletin güvenliği toplumun huzur ve refahına bağlı

Tarih boyunca uygarlıkların beşiği olmuş ve yüzyıllar boyunca çok dinli, çok etnili ve çok kültürlü imparatorluklara ev sahipliği yapmış Türkiye’nin, toplumsal çeşitlilik konusunda engin bir tecrübeye sahip olduğuna değinen Cumhurbaşkanı, “Esasen Türk insanının yaklaşık ikiyüzyıl önce başlayan çoğulculuk ve demokrasi temelli modernleşme çabaları, ülkemizde son on yılda siyasi ve ekonomik alanlarda gerçekleştirilen köklü reformlarla daha da ivme ve etkinlik kazanmıştır. Yaptığımız reformların temel amacı halkın yaşam standartlarını yükseltmeye ve sosyal uyumu teşvik etmeye yönelik olmuştur. Yapılan çalışmalarla bir anlamda “temsil eden devlet” ile “temsil edilen halk” arasındaki kamusal diyalog kanalları genişletilmiş, devlet kendi güvenliğini toplumun huzur ve refahına bağlı olarak pekiştirmiştir.” tespitinde bulundu.

Ekonomik zenginleşme demokratikleşmeyi teşvik ediyor

Türkiye’nin dünyanın 16. ve Avrupa’nın 6. büyük ekonomisi konumuna yükseldiğini ifade eden Cumhurbaşkanı, “Ekonomik reformlarla artan maddi imkânlarımız sayesinde Türkiye, demokratikleşme ve modern devlet olma yolunda daha özgüvenli şekilde hareket etmeye ve önemli bölgesel ve küresel sorumluluklar üstlenmeye başlamıştır. Bu meyanda, ülkemiz yılda 2 milyar dolara yaklaşan, hiçbir karşılık beklemeden insanlık adına yapılan kalkınma yardımlarıyla yükselen bir donör ülke konumuna terfi etmiştir. Öte yandan, demokrasimizin kapsamını genişletmek, standardını yükseltmek, yetkin ve olgun bir aşamaya taşımak, ayrıca demokratik katılımı artırmak için hala atmamız gereken adımların var olduğunun farkındayız.” şeklinde konuştu.

Gül: Ortadoğu ve Kuzey Afrika halklarının meşru taleplerini destekliyoruz


“Demokrasi, bir ülkeyi muktedir kılan en önemli güç vektörüdür. Gücünü halktan alan bir devletin, hem bekası, hem de uluslararası itibarı teminat altındadır.” ifadelerini kullanan Gül, “Bu yılın başında Kuzey Afrika’da başlayan ve hızla diğer Orta Doğu ülkelerine yayılan değişim ve demokratik dönüşüm hareketlerini, 1848 ve 1989 devrimlerine eşdeğer olaylar olarak görüyoruz. Bölgenin demokratik, modern devlet modeline geçiş yönünde tarihi bir dönemecin eşiğinde olduğunu düşünüyoruz. Türkiye bu anlayışla bölge halklarının meşru reform taleplerini desteklemekte, küresel ölçekte etkileri olacak bu tarihi dönüşümün, barış, istikrar, huzur ve refaha tahvil edilmesi için çaba sarf etmektedir.” ifadelerine yer verdi.

Rusya’da farklı kültürler barış içinde bir arada yaşıyor

Farklı kültürlerin barış içinde bir arada yaşamasına imkân sağlayan köklü geleneğiyle toplumsal çeşitliliğin en güzel örneklerinden birini teşkil eden Rusya’da bu mesajları vermekten ayrıca mutlu olduğuna değine Cumhurbaşkanı şu ifadeleri kullandı: “Özellikle değerli dostum Sayın Medvedev’in bu doğrultuda gerek Rusya içinde, gerek uluslararası alanda gösterdiği samimi çabalar ve liderlik bizleri gelecek için ümitlendirmekte, cesaretlendirmektedir. Binlerce yıllık devlet geleneğine, büyük imparatorlukların tecrübe ve mirasına sahip olan Türkiye ve Rusya Federasyonu, küresel düzenin bu parametreler üzerinde şekillenmesine en anlamlı katkıda bulunabilecek ülkelerin başında gelmektedir. Avrasya coğrafyasının belkemiğini oluşturan ülkelerimizin, toplumsal çeşitlilik ve modern devlet yolunda atacağı her adım, bizi daha güvenli, daha huzurlu ve daha müreffeh bir dünya idealine yakınlaştıracaktır.”

Medvedev: “Artık kalıplara uymak zorunda değiliz”

Rusya’da yaşanan uçak kazası nedeni ile katılımcıları saygı duruşuna davet eden Medvedev de konuşmasında 21. Yüzyılda farklı din, ırk ve gelirlere sahip insanların daha yakın alanda yaşamaya başladığını, bunun da çatışmalara neden olduğunu söyledi. Artık oluşturulan şablon ve kalıplara uymak zorunda olunmadığını ifade eden Rusya lideri, bunun modern dünyanın bir kazancı olduğunu kaydetti.

Modern dönemde bir çok farklılıkların ortaya çıktığını, Avrupa ülkelerinde yaşayanlardan on kişiden birinin farklı ülkede doğduğunu, iş kollarının yarısının sadece son 30 yılda ortaya çıktığını hatırlatan Rusya lideri, yeni teknoloji ve internet aracılığı ile sosyal iletişim devrimi yaşandığını söyledi. Artık medya devi ya da genel yayın yönetmeni olmaya gerek olmadan da bireylerin internet aracılığı ile kendi özelini ifade etme imkanı bulduğuna işaret eden Rusya lideri, “Bugün artık tekel yok. İçeriğin oluşmasına herkes katkı sağlayabiliyor. Her internet kullanıcısı dünya ve toplumları değiştirecek haberi dünyaya bildirebilir” dedi.

Sosyal çeşitlilik yeni zorluklar da getiriyor

Sosyal çeşitliliğin terör, uluslar arası suçlar, uyuşturucu, yasa dışı göç ve diğer suçları da beraberinde getirdiğini vurgulayan Medvedev, “Kimilerin göre fakir ve zengin arasında uçurumlar artıyor. Sokak kargaşaları, terör ve iç savaş yükseliyor. Kaos ve ulusal çöküş görülüyor. Ve beraberinde de devletin zor kullanması talep ediliyor. Bunun tam tersini savunanlar da var.” dedi.

Rusya’da 180’den farklı etnik topluluğun barış içinde yaşadığı örneğini veren Medvedev, çok dinli olan yapının dışarıdan değil, tarihi zenginliklerinden geldiğini, Ortodoks Hristiyanlığın yanı sıra İslamiyet ve Budizm’in de ülkede gelişme imkanı bulduğuna değindi.

Refah olmayan toplumlarda hoşgörüsüzlük ve yabancı düşmanlığının arttığına işaret eden Rusya lideri şu şekilde konuştu: “Bizler şiddet olmayan bir dünyada yaşamak istiyoruz. Ayrılıkçı terör ne kadar karşı çıksa da biz birliğimizi koruyacağız. Başka ülkemiz yok. Azınlıkların haklarını kısıtlayanlar cezalandırılmalı. Bütün kültürlerin gelişimine katkı sağlanmalı.”

Zenginleri yok ederek yanlış yaptık

Rusya’nın bir dönem zenginleri yok ederek yanlış yaptığını kaydeden Medvedev, bunun resesyon ve durgunluğa yol açtığını ve gelişimi engellediğini söyledi. Mülkiyet hakkının dokunulmazlığının güvence altında olduğunu vurgulayan Medvedev, “1992’de yüzde 33,5’ları bulan yoksulluk sınırı, 2000’de yüzde 29’da 2009’da da yüzde 12,8’e kadar çekildi. Ancak küresel ekonomik kriz nedeni ile bu rakam yeniden yüzde 15’lere kadar çıktı. Şimdi üretimi teşvik etmeli, iş ücretlerinin artırılması ve sosyal destek sağlanması için çalışıyoruz. Ekonomik çeşitliliğin sağlanması da önceliklerimiz arasında” dedi.

Gül ve Medvedev’in konuşmalarını Rusya Parlamentosu alt kanadı Duma Başkanı Boris Grizlov, ana muhalefet Komunist Parti lideri Genadi Zyuganov, Liberal Demokrat Parti lideri Vladimir Jirinovski, hükümet üyeleri, uzmanlar ve çok sayıda basın mensubu izledi.

Uçak kazası gölgeledi

Formun düzenlendiği tarihi kentte içinde Lokomotiv Yaroslavl buz hokey takımının da bulunduğu uçağın kalkış sırasında düşmesi ve 45 kişinin yaşamını yitirmesi ülkede üzüntüye neden oldu. Forum çerçevesinde düzenlenen bir dizi etkinlik iptal edilirken, formun düzenlendiği Lokomotiv Yaroslavl’ın Arena 2000 adlı spor kompleksinin binanın önüne taraftarlar akın etti. Gözyaşları içinde oluşturulan platforma çiçek bırakan ve mum yakan taraftarlar yaşananlara inanamıyor. Medvedev’in de gün içerisinde kaza bölgesinde incelemerde bulunması bekleniyor.

Gül-Medvedev ikili görüşme yapacak

Bu yıl üçüncüsü düzenlenen forumda “Çok Etnili Toplumlarda Demokratik Kurumlar”, “Zengin ve Yoksul: Adalet Nerede?” ve “Küresel Güvenlik ve Yerel İhtilaflar” başlıklarında üç ana konu çerçevesinde toplantılar düzenleniyor.

2009 yılında yapılan “Modern Devlet ve Küresel Güvenlik” temalı toplantıya Fransa ve İspanya Başbakanları François Fillon ve José Luis Zapatero, 2010 yılında yapılan “Modern Devlet: Demokrasi Standartları ve Etkinlik Kriterleri” temalı toplantıya ise Güney Kore Cumhurbaşkanı Lee Myung-Bak ve İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi katılmıştı.

Cumhurbaşkanı Gül’ün Yaroslavl’da Medvedev’le ikili bir görüşme yapması da bekleniyor. Gül-Medvedev görüşmesinde iki ülke ekonomik, siyasi ve enerji alanındaki ilişkilerin yanı sıra bölgesel ve uluslar arası gelişmeler ele alınacak.

Faruk Akkan, Yaşar Niyazbayev, Yaroslavl, Cihan