Rus gazeteci: İslam ve demokrasi birlikte yaşayabilir
Rusya’nın duayen gazetecisi Batı Afrika uzmanı Boris Tumanov, Müslüman kimliği ile demokrasilerin buluşabileceğini, Türkiye’nin ve şimdilerde ortaya çıkan Arap Baharı sonrası yönetimlerin buna örnek oluşturduğunu söyledi.
Gazeta.ru haber portalındaki yazısında Arap Baharı’nı yorumlayan Tumanov, “Eğer Avrupa demokrasisi bir zamanlar Hristiyan ahlak temellerinde büyüdüyse, neden Müslüman kimliğiyle demokrasinin oluşmasına ivme sağlayacak İslam’dan vazgeçmeliyiz?” sorusunu sordu.
Arap Baharı’nın dünya kamuoyu için beklenilmez gelişmeler olduğunun önemle altını çizen Rus uzman, “Bazı Arap ülkelerinde diktatörlere karşı saldırıların aniden patlak vermesi ilk bakışta anormal olarak gözüküyordu. Yerel diktatörlere karşı savaşan demokratik güçlere kesinlikle Batı’dan gelen sinyalle hareket ettiği kuşkusuyla bakıldı” dedi.
Fakat gelişmelerin ardından sürprizin ortaya çıktığına dikkat çeken Tumanov, “Tunus’ta diktatörlüğün yıkılmasının ardından yapılan parlamento seçimlerini İslami parti kazandı. Libya’da da gelecek siyasi düzenin şariat ilkelerine göre kurulacağı açıklandı. Tüm bunlar Mısır’da Müslüman Kardeşler örgütünün ününün arttığı havasında gelişti” dedi.
Müslüman ülkelerin giderek kendi İslam kimliğine geri döndüğüne işaret eden Rus uzman, “Ortadoğu, bir bütün olarak Afrika, Mısır ve Türkiye’de olan gelişmeler Batılı, aslında Hristiyan değerlerinin dışlanmasından çok dini, yerel ve etik örf ve geleneklere yasal karakter kazandırıyor. Yerel güçleniyor. Arapların Avrupa cetveline göre kendi toplumunu kuracağını bekleyenler sadece saf idi, eğer onları cahil saymazsak tabi. Tunus da “Avrupa” ülkesi olarak biliniyordu, oysa ilk fırsatta İslam’a döndü.” değerlendirmesinde bulundu.
En inandırıcı örneğin Türkiye olduğu tespitinde bulunan Rus uzman, “Türkiye tüm yüzyıl boyunca Kemal Atatürk’ün Avrupa cetveline göre kurduğu demokrasi koşullarında yaşadı. Son on yılda ise bu demokrasinin ordunun azgın gözetiminde işlediği ortaya çıktı. Neticede de ordu Türkler’in İslam özgünlüğü taraftarlarının baskısıyla siyasi etkisini kaybetti. Bu arada Türklerin İslam özgünlüğünün İslami radikallerle hiç bir bağlantıları da yok” hatırlatmasında bulundu.