"Batı, Rusya ve Çin'i Libya'da yanıltmanın bedelini ödüyor"

Princeton Üniversitesi uluslararası hukuk profesörü Richard Falk, Rusya ve Çin'in, Libya'da Batı'nın ihanetine uğradıklarını düşündükleri için BM Güvenlik Konseyi'nde Suriye rejimine karşı yaptırım kararlarına engel olduklarını söyledi. Falk, "Batı, Libya'ya müdahaleye destek vermeyen bu ülkeleri yanıltmanın bedelini çok ağır ödedi." dedi.

Dünyaca ünlü Uluslararası İlişkiler Profesörü Richard Falk, Suriye'de devam eden vahşete karşı Birleşmiş Milletler'in aktif müdahalesini engelleyen Çin ve Rusya'nın Libya operasyonu sırasında yanlış yönlendirildiklerini düşündükleri için Suriye'ye benzer bir müdahale konusunda daha temkinli ve isteksiz davrandıklarını söyledi.

Zaman'a verdiği özel mülakatta Falk, Suriye ve Libya'da yaşanan rejim karşıtı hareketlere uluslararası örgütlerin verdiği tepkileri karşılaştırarak Suriye örneğinin Libya'dan üç yönüyle ayrıştığını ifade etti. Richard Falk, Libya'nın devrik lideri Muammer Kaddafi'nin tamamen taban desteğini kaybettiğini hatırlatarak, Esed'e destek veren bir kitlenin bulunduğunu belirtti. 82 yaşındaki Profesör, Libya silahlı kuvvetlerinin Kaddafi'nin karşısına geçmesine rağmen Suriye ordusunun hâlâ Esed'in tarafında olduğunu ifade etti. Bunların dışında uluslararası kamuoyunun Suriye'ye müdahalede tereddüt etmesinin arkasında Libya operasyonu sonrasında yaşanan güven sorunu olduğuna da dikkat çekti.

40 yıl boyunca Princeton Üniversitesi'nde ders veren Falk, " Libya konusunda Rusya ve Çin ihanete uğradıklarını düşünüyorlar ve bunun Suriye'de olmasını istemiyorlar. Libya'da sadece uçuşa yasak bölge ilanı için onlardan onay alındı. Fakat koalisyon güçleri Kaddafi'nin devrilmesi ve yeni bir hükümetin kurulması için çalıştılar. Sonuçta BM'yi daha pasif hale getiren jeopolitik bir güvensizlik oluştu. Batı, Libya'ya müdahaleye destek vermeyen bu ülkeleri yanıltmanın bedelini çok ağır ödedi." ifadelerini kullandı. Suriye'ye askerî müdahale konusunda da konuşan Falk askerî gücün tarihsel değişimine dikkat çekerek, "Askeri anlamda güçlü olmanız sorunu çözeceğiniz anlamına gelmez. Afganistan ve Vietnam bunun güzel örnekleri. 19 yüzyıl ve öncesinde askerî güç önemliydi ama artık siyasi sonuçları kontrol edemiyor." şeklinde konuştu.

'Sıfır Sorundan Eşit Uzaklığa'

Ankara'nın Suriye politikasını da değerlendiren Richard Falk, taraflar arasında arabuluculuk yapan, daha sonra Esed'i çekilmeye davet eden Türkiye'nin diplomatik olarak tüm yolları denediğini kaydetti. "Dünya da, Türkiye de Ankara'nın Suriye'ye askerî müdahalesine hazır değil." diyen Falk, Suriye konusunda "Eğer bir şey yapmak sorunu büyütecekse bazen hiçbir şey yapmamak daha iyidir." ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'yla uzun yıllardan beri yakın ilişki içinde olan ABD'li akademisyen Türk dış politikasının odak noktasının 'komşularla sıfır sorun' stratejisinden 'eşit uzaklık' politikasına doğru ilerlediğini düşündüğünü söyledi. Türkiye'nin sıfır sorun politikasıyla dünyaya 'ben çözümden yanayım' mesajı verdiğini belirten Falk, bu stratejinin başarılı olması için Türkiye'nin üstüne düşen sorumlulukları yerine getirdiğini de ifade etti. İran ve Rusya ile yakın ilişkilere rağmen, bu iki ülkeyi rahatsız edecek Kürecik'teki NATO'ya ait füze kalkanının kurulmasına izin verilmesinin 'eşit uzaklık' politikasına doğru değişimin sonuçlarından biri olduğunu söyledi.