Lavrov-Davutoğlu görüştü; Suriye'de akan kan durmalı

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, halkına baskı ve şiddet uygulamaması için Suriye Devlet Başkanı Beşer Esed’e çok telkinde bulunduklarını, ancak Esed’in kendilerini dinlemediğini söyledi. Suriye’de kanın durmasının önemli olduğunu ifade eden Davutoğlu, diplomatik girişimlerin sonuca ulaşamadığını anlattı.

Türkiye - Rusya Üst Düzey İşbirliği Konseyi'nin alt organı Ortak Stratejik Planlama Grubu'nun 3. Toplantısı Çırağan Sarayı’nda gerçekleştirildi. Buradaki toplantıya Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un yanı sıra her iki ülkeden üst düzey bürokratlar katıldı. Heyetler arası yapılan söz konusu toplantı basına kapalı gerçekleştirildi. Toplantının ardından her iki bakan birlikte basın toplantısı düzenledi.

Toplantıda konuşan Bakan Davutoğlu, Rusya ile Türkiye arasındaki ikili ilişkilerin sorunsuz şekilde devam ettiğini söyledi.

Konuşmasının ardından basın mensuplarının Suriye konusunda sorularını cevaplayan Davutoğlu, Suriye ile Türkiye’nin en uzun sınıra sahip olan iki ülke olduğunu hatırlattı. Suriye’deki krizden en fazla etkilenen ülkenin Türkiye olduğunu belirten Davutoğlu, “Suriye’de yaşanan krizden ve Esed rejiminin kendi halkına yönelik olarak yürüttüğü katliamdan en fazla etkilenen ülke de Türkiye oldu. Bu kriz iki seneyi geçti ve krizin bedelini Suriye halkı ile komşu ülkeler ödüyor. Sadece mülteciler üzerinden bize ki, kamplardaki mülteci sayısı 200 bini; dışarıdaki mülteci sayısı da 100 bin civarını geçiyor. Dolayısıyla olağanüstü bir risk oluşturuyor bizim için. 700 milyon doları aştı bizim mültecilere yaptığımız yardım.” diye konuştu.

Suriye için her türlü fedakarlığı yapmaya hazır olduklarını dile getiren Davutoğlu, “Suriye halkı ile kader birliği yapmış bir ülke olarak biz her zaman Suriye için her türlü fedakarlığı yapmaya hazırız.Suriye’deki gelişmelerin bizim için güvenlik riski var. Hem Esed rejiminin sınırlarımızda ki şehirlere füzelerle yaptığı saldırılar var. Birkaç kez sınırımızı ihlal edecek şekilde yürüttüğü operasyonlar var. Dolayısıyla bir güvenlik riski var. Esed rejiminin şu veya bu şekilde çökme ihtimali olduğunda doğabilecek bir kaotik durumla ilgili bir güvenlik sıkıntımız var. Onun için biz krizin ilk başından itibaren Suriye yönetimine Esed’in kendisine de halkına karşı böyle bir şiddet uygulamaması için halkını Türkiye sınırına yığacak şekilde baskı uygulamaması için Türkiye olarak çok telkinde bulunduk ama maalesef dinletemedik. Sayın Lavrov ve Rusya da çok ciddi çabalarda bulundu. Bunları da takdir ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

'ŞU ANA KADAR DİPLOMATİK BİR ÇÖZÜME ULAŞILAMADI'

Şu ana kadar diplomatik bir çözüme ulaşılamadığının altını çizen Bakan Davutoğlu, “Cenevre mutabakatını birlikte oluşturmuştuk. Orada mutabık kaldığımız konular diplomatik bir dille aktif hale dönüştürülemedi. Burada uluslararası toplum üzerinde ciddi bir sorumluluk var. Türkiye komşu ülke olarak Suriye halkının çektiği sıkıntıları bundan sonra da paylaşacaktır. Eğer kendi güvenlik gerekleri söz konusu olduğunda her türlü tedbiri almaktan çekinmeyecektir. Fakat bütün uluslar arası toplumun başta BM Konseyi ve daimi üyeleri olmak üzere şuanda yapmamız gereken biran önce kanın durdurulması ve Suriye halkının iradesinin şekilleneceği şartların Suriye’de şekillenmesinin önünü açılmasıdır. Suriye Suriye halkına aittir. Ne diğer ülkelere aittir; ne de Esed’in şahsi mülküdür. Suriye halkı kendi geleceğini temin edecek imkanlara kavuşturulmalıdır.” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin Suriye’deki krizin aşılması için elinden geleni yaptığını ifade eden Davutoğlu, şöyle konuştu: “Türkiye başından itibaren her türlü yöntemi kullanarak Suriye’de böyle bir insanlık trajedisinin ortaya çıkmaması için elinden geleni yapmıştır. Şuan Suriye’de 100 bini aşkın kardeşimizi kaybettik. Bunlar hangi etnik kökenden ve hangi mezhepten olursa olsun bizim kardeşimiz. Bir milyonu aşkın insan mülteci durumunda evlerinden uzakta. 3 milyonu aşkın insan Suriye’de yerlerinden edilmiş durumda. Bizim kamplarda son iki yıl içinde kendi evini köyünü tanımadan doğan 3 bini aşkın çocuk var. Bizim için önemli olan insani trajedinin durması.”

resim tanımı girin

HEDEF 100 MİLYAR DOLAR TOPLAM TİCARET

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Rusya ile Türkiye arasındaki ticaret hacmini 100 milyar dolara yükseltmek istediklerini söyledi. Davutoğlu, "Bu 100 milyar dolara ulaşmak üzere daha önce de yaptığımız vize muafiyeti gibi daha güçlü adımlarla bunu destekleyecek şekilde bu ilişkileri geliştirmeye kararlıyız." dedi.

Türkiye-Rusya Üst Düzey İşbirliği Konseyi'nin alt organı Ortak Stratejik Planlama Grubu'nun 3. Toplantısı Çırağan Sarayı'nda gerçekleştirildi. Buradaki toplantıya Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un yanı sıra her iki ülkeden üst düzey bürokratlar katıldı. Heyetler arası yapılan söz konusu toplantı basına kapalı gerçekleştirildi. Toplantının ardından her iki bakan birlikte basın toplantısı düzenledi.

Toplantıda konuşan Bakan Davutoğlu, Rusya ile Türkiye arasındaki ikili ilişkilerin sorunsuz şekilde devam ettiğini söyledi. İki ülke arasındaki ilişkilerin son dönemde kat ettiği mesafeyi herkesin hayranlıkla izlediğini ifade eden Bakan Davutoğlu, "Gerçekten son yıllarda sadece ekonomik ve ticari alandaki işbirliğimiz olağanüstü bir düzeye ulaşmakla kalmadı; hemen hemen her alanda Türkiye ile Rusya arasındaki temaslar büyük bir yoğunluk kazandı. Sadece dışişleri bakanlıklarımız arasında 16 ayrı konuda istişari mekanizmaya sahibiz. Türkiye Rusya arasındaki ilişkiler bu anlamda örnek teşkil edecek şekilde ilerlemektedir." diye konuştu.

Rusya Devlet Başkanı Putin'in İstanbul'a yaptığı ziyareti hatırlatan Davutoğlu, "Her iki ülke arasında aldığımız kararlar ve kat ettiğimiz mesafe konusunu ele aldık. Bundan sonrası ile ilgili planlamalar yaptık. İkili ilişkiler bağlamında yine büyük bir memnuniyetle ifade ediyoruz ki;bu mekanizmalarla ikili ilişkilerimiz sorunsuz şekilde ilerlemektedir. Şimdiki hedefimiz 100 milyar dolar ticaret hacmine ulaşmaktır. Zaten birçok konu ortak açıklamamızda da beyan edilmiştir. Bu 100 milyar dolara ulaşmak üzere daha önce de yaptığımız vize muafiyeti gibi daha güçlü adımlarla bunu destekleyecek şekilde bu ilişkileri geliştirmeye kararlıyız." şeklinde konuştu.