Rusya'nın Afganistan endişesi

Geçtiğimiz haftalarda Afganistan eski Cumhurbaşkanı Hamid Karzai ile Moskova'da görüşen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Afganistan'ın güvenliği konusunda ülkesinin endişeli olduğunu dile getirdi.

Rusya'nın Afganistan'daki gelişmelerden doğrudan rahatsız olmasına neden olan üç büyük unsur var. Birincisi, Taliban'ın ülke içerisinde halen aktif ve özellikle de sınır bölgelerinde gün geçtikçe etkili olmaya başladığı biliniyor. İkincisi, IŞİD Afganistan'da militan devşiriyor ve saflarını güçlendiriyor. Üçüncüsü, bir süre önce Pakistan'daki Kuzey Veziristan bölgesinde yapılan operasyonlar sonucu oradan uzaklaşmak zorunda kalan Özbekistan İslami Hareketi lider ve militanlarının, Afganistan'ın kuzey bölgesindeki Orta Asya ülkeleri ile sınırda yer alan vilayetlere yerleşmiş olmaları .

Taliban'ın uzun zamandır Afganistan'da kendilerine gün doğmasını bekledikleri bir sır değil. Bundan dolayı da NATO'nun 2014 yılı sonu itibarıyla muharip görevini bitirerek eğitim ve danışmanlık rolü ile yeni bir misyonu üstlenme kararını sevinçle karşıladılar. Geride kalan 6 aylık süre içerisinde ise irili ufaklı onlarca saldırı gerçekleştirerek daha aktif ve güçlü bir konum elde etme çabası içerisinde oldular. Son olarak 22 Haziran tarihinde Afgan Parlamentosu'na gerçekleştirdikleri saldırı ile ne kadar yüksek profilleri hedef alabildiklerini de gösterdiler. Sonuç olarak, Afgan ulusal güvenlik güçleri son 6 ay içerisinde tam anlamıyla bir Taliban taarruzu ile karşı karşıya kaldı.

Rus lider Putin'in de dikkat çektiği üzere bölgede barış ve istikrarı tehdit eden diğer bir örgüt ise IŞİD. Moskova'dan yapılan açıklamalara göre IŞİD halihazırda Afganistan'daki 34 vilayetin 25'inde aktif ve operasyonel konumda bulunuyor. Görüşmede Hamid Karzai her ne kadar IŞİD'in Afganistan kaynaklı bir örgüt olmadığını söylese de bu durum, örgütün bugün Afganistan topraklarını da kullanarak daha geniş bir coğrafyaya yayılma peşinde olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Afganistan'daki IŞİD varlığına yönelik gerekli tedbirler acilen alınmazsa örgüt, bu toprakları kendi güvenli bölgesi haline getirebilir.

Rusya'nın Afganistan'daki gelişmelerle ilgili endişe duyduğu diğer bir konu da Özbekistan İslami Hareketi'nin (ÖİH) ülkenin kuzey bölgesinde yeniden varlığını hissettirmeye başlaması. 2001'deki ABD saldırıları sonrasında bu coğrafyayı terk etmek zorunda kalan ÖİH militanları, o zamandan bu yana Kuzey Veziristan'da konuşlanmışlardı. Geçtiğimiz sene Pakistan ordusunun gerçekleştirdiği geniş çaplı operasyonlar sonucunda sınırın tekrar Afgan tarafına geçen ÖİH liderliği ve militanları ülkenin kuzey bölgesinde yerleşmeye başlamışlardı. Son aylarda bölgede yaşanan hareketlilikten de faydalanan ÖİH, bölgede daha görünür ve güçlü bir hale gelerek kuzey vilayetlerinde bölge ele geçirmeye yönelik saldırılar gerçekleştirmeye de başladı. Afganistan ve Orta Asya ülkeleri arasında stratejik bir konuma sahip olan bu sınır vilayetlerinde ÖİH'nin güvenli bölge oluşturma çabası, Orta Asya ülkelerinin güvenlik zafiyeti de göze alındığında Rusya için direkt bir tehdit oluşturuyor.

Afganistan'da güvenlik sorununun bu derece artmasının başlıca iki nedeni var. Birincisi NATO'nun muharip misyonunun sona ermiş olması. Son 14 yıllık süreçte NATO'nun bile sadece Taliban karşısında dahi zaman zaman sıkıntılı dönemler yaşadığı düşünülürse, Afgan askeri ve polisi Taliban, IŞİD ve ÖİH karşısında hiç şüphesiz çok daha zorlu zamanlar yaşayacaktır. İkinci neden de Milli Birlik Hükümeti'nin işlevsellik ve verimlilik problemleri. Yeni yönetim göreve geleli 9 ay geçmiş olmasına rağmen, halen kabinenin bütün isimleri için güvenoyu alabilmiş değiller. Bu durum halkın gözünde yetersizlik ve kapasite eksikliği olarak karşılık buluyor ve Afgan halkının Milli Birlik Hükümeti'ne göstermiş olduğu desteğin de azalmasına yol açıyor.

Eşref Gani yönetiminin, hükümetin bütün bakanlarının güvenoyu alması konusunu acilen çözüme kavuşturması ve bu kısır tartışmaları sona erdirmesi gerekiyor. Zira önlerinde bütün unsurlarıyla bir olarak mücadele etmeleri gereken ciddi bir güvenlik sorunu mevcut. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in bölgenin istikrarı ve güvenliği noktasında yapmış olduğu açıklamalar ve uyarılar, sadece Afgan yönetimi değil, NATO tarafından da dikkate alınmalı. Aksi takdirde hikâyenin sonu ne Afganistan, ne Rusya ne de NATO için güzel bitmeyecek.