Türkiye Boğazları Rus savaş gemilerine kapatır mı?
HABERRUS - Rus Nezavisimaya Gazeta’dan Vladimir Mukhin ve Sergey Konovalov, Ankara’nın, Post Sovyet coğrafyasında, Orta Doğu ve Afrika'da Rus karşıtı bir kuşak oluşturduğunu iddia ederek Türkiye’nin jeopolitik konumunu güçlendirmeye devam ettiğini aynı bölgelerde Moskova’nın da kendi çıkarları olduğunu bunun da ülkeler arasında bir çatışma ihtimalini artırdığını belirtiyor.
Rusya’nın, potansiyel bir rakibin güçlenmesine henüz yanıt vermediğini ve kendi çıkarlarını geliştirmek için stratejisinin ne olacağının açık olmadığının vurgulandığı haberde, Türkiye ve Ukrayna arasındaki askeri ve siyasi işbirliğinin bölge ülkeleri ve Rusya’ya bakan yönünü detaylıca ele alıyor.
Son yıllarda ve özellikle son aylarda Türkiye ve Ukrayna arasındaki askeri ve ekonomik işbirliği ve iki ülke savunma sanayii alanında varılan anlaşmalar masaya yatırılıyor.
Çalışma ziyareti için Kiev'e gelen Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın "Türkiye'nin Avrupa-Atlantik kurumlarına entegrasyon yolunda Ukrayna'yı tüm platformlarda desteklediğini, provokasyonlardan kaçınmak için her türlü önlemi alıyoruz. Karadeniz bölgesi ile ilgili tüm faaliyetlerimizi Montrö Sözleşmesine uygun olarak yürütüyoruz. Bu sadece Ukrayna ve Türkiye için değil, tüm Karadeniz ülkeleri için önemli ” açıklamalarına atıfta bulunarak Montrö Sözleşmesi'nin Boğaziçi, Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi'nde dolaşımı düzenlediğini ve Türkiye'nin boğazlar üzerindeki egemenliğini güvence altına aldığını hatırlattı.
Rusya'nın Kırım yarımadası'nda nükleer silah deposu inşaa ettiği iddiaları
Aynı zamanda Türkiye'nin Kırım'a özel ilgisinin vurgulandığı haberlerde, Ukrayna ve Türkiye’nin kasıtlı olarak Kırım konusunu gündemde tuttuğu ve dahası, mevcut durumda Ankara'nın sadece kendi çıkarlarını değil, aynı zamanda NATO ve BDT'deki ortaklarının çıkarlarını da desteklemek için Moskova'ya baskı aracı olarak kullandığı yorumunda bulunulmuş.
Haberde, Kiev'de gündeme getirilen ‘Rusya’nın Kırım yarımadasına nükleer silahların yerleştirilmesi iddiası’ ve bu durumun Ukrayna, Türkiye ve tüm Avrupa için büyük bir tehdit oluşturduğu söylemi, Türkiye'nin Karadeniz bölgesinde güçlenmesini haklı çıkarmak için zemin hazırlamak veya Rusya Federasyonu'na baskı yapmak için daha önce kullanılmayan argümanlar olarak algılanabileceği belirtiliyor.
Moskova, yarımadada nükleer silahlar için depolama tesisleri inşa etme iddialarını defalarca reddetti.
Ancak görünüşe göre Ankara ile Kiev bu konuyu avantajlı bir konu olarak değerlendiriyor. Örneğin, Erdoğan Yönetimi, Rusya'dan kaynaklandığı iddia edilen bir savaş tehdidi bahanesiyle boğazları bloke edebilir. Rus gemileri, Karadeniz’den İstanbul ve Çanakkale boğazlarından geçerek Akdeniz'de Suriye'deki Rusya’nın operasyonlarına katıldığı biliniyor.
Görünüşe göre Kremlin'in Türkiye aleyhinde yaptığı uzlaştırıcı açıklamalar göz önüne alındığında, bu tür tahminler pek geçerliliğini yitiriyor. Ancak basında çıkan haberlere göre, Suriye'nin kuzeyindeki Türk yanlısı oluşumlar geçen haftanın sonunda Kürtlerin kontrolündeki Ayn İsa şehrine yönelik bir saldırı başlattı.
Orada, Rus grubu, Kürt oluşumlarının yardımıyla, aceleyle şehir merkezinde birkaç gözlem noktası kurdu. Sosyal ağlardaki videolardan da görebileceğiniz gibi, Türklerin kontrolündeki militanlar sadece Kürtleri değil, Rusları da bombalıyor olabilir. Bu şehrin ele geçirilmesinden sonra, Erdoğan askerlerinin M-4 Şam-Kamışlı karayolunun önemli bir bölümünü kontrol altına alması kolay olacak, bu da Kürtleri yüzyıllardır yaşadıkları ve sadece Suriye ve Rusya Federasyonu tarafından değil, aynı zamanda ABD ve İsrail yönetimleri tarafından da belli bir dereceye kadar desteklendikleri önemli bir bölgeden kovacakları anlamına geliyor.
Erdoğan toprak sorunlarını kendi lehine çözüyor. İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kapatılması, Ankara ile bağlantılı Türk yanlısı militanların Suriye'deki hayatını ciddi şekilde kolaylaştıracak. Savaş gemileri boğazlardan geçemeyecek olan Rusya'nın etkisiz hale getirilmesinin ardından kuzey Suriye toprakları sonsuza kadar olmasa da uzun bir süre Türk kontrolü altında kalacak.
Nezavisimaya Gazetaya açıklamalarda bulunan Rus askeri uzman Yuri Netkachev'e göre Erdoğan, Rusya'yı askeri ve askeri olmayan yollarla Türkiye'nin jeopolitik çıkarları alanından çıkarmaya devam edecek.
"Türk rejimi, Rusya ile ilişkilerinde Moskova'nın Ankara’ya karşı yaptığı açık tutuma karşılık, açıkça hareket etmiyor" diyen Rus askeri uzman, Rusya Federasyonu’nun buna yanıt verip vermeyeceği verecekse de ne yanıt vereceğinin ise esrarını koruduğunu vurguluyor.