Rusya'nın planı ne? Batı'nın yaptırımları etkili olacak mı?
HABERRUS - Rusya’nın Ukrayna’nın doğusunda bulunan ayrılıkçı Donetsk ve Lugansk’ın tek taraflı bağımsızlığını tanıması ve bu karara tepki olarak Batılı devletlerin Rusya’ya sert yaptırımlar açıklamaları, akıllara şimdi ne olacak? Sorusunu getiriyor.
Yaptırımların etkili olup olmayacağının yanı sıra en çok merak edilen bir diğer konu ise Rusya’nın planının ne olduğu.
BBC Uluslararası Ticaret Muhabiri Chris Morris, Ukrayna ile Rusya arasında yaşanan gerilimi değerlendirdiği analizinde Batılı devletlerin Rusya’ya uguladığı yaptırımların etkili olup olmayacağını, Rusya’nın planının ne olduğunu irdeliyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 2014'ten beri ülke ekonomisini Batı yaptırımlarına karşı hazırlıyor.
2014 yılında ordusu Ukrayna'ya bağlı Kırım'a doğru hareket ettiğinde, Rusya ilk Batılı yaptırımları kışkırtmış oldu. Bu Moskova için önemli bir dersti.
O zamandan beri savunma planlarını kuruyor, dolara bağlılıktan uzaklaşıyor ve Rusya ekonomisini yaptırımlara karşı korumalı hale getiriyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bu yaptırımlara belki de Batı'nın sandığından daha uzun süre direnebilir.
Lavrov: Yaptırımlara alışkınız
Batılı ülkelerin teker teker yaptırımlar açıklamasının ardından ilk olarak Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov dün bu tepkiyi beklediklerini, yaptırımlara alışkın olduklarını belirtti.
Moskova'nın ABD Büyükelçisi Anatoly Antonov da sosyal medyada, yaptırımların hiçbir şeyi çözmeyeceğini dile getirdi.
"Ülkemizin Batı'nın kısıtlamaları olmadan geçirdiği bir günü hatırlamıyorum. Bu gibi durumlarda nasıl çalışmak gerektiğini öğrendik. Yalnızca hayatta kalma değil aynı zamanda devletimizi geliştirmeyi de. Bize karşı uygulanacak yaptırımlar şüphesiz ki küresel finans ve enerji piyasasını etkileyecek" dedi.
Antonov ayrıca ABD vatandaşlarının da artan fiyatların sonuçlarından etkileneceğini ekledi.
Batı'dan uzak ekonomi
Bu yıl Ocak ayına kadar, Rusya hükümetinin 630 milyar dolardan fazla olan uluslararası döviz ve altın rezervleri rekor seviyelerdeydi.
Dünyada dördüncü en yüksek seviyedeki bu rezervler, gerekirse Rusya para birimi rublenin desteklenmesi için kullanılabilir.
Beş sene önce yüzde 40 olan Rusya dövizinin bugün yalnızca yüzde 16'sı dolar olarak tutuluyor. Yaklaşık yüzde 13'ü ise Çin yuanında.
Bunların hepsi Rusya'yı ABD'nin başını çektiği yaptırımlardan olabildiğince korumak için tasarlandı.
Rusya ekonomisinde başka değişimlere de gidildi.
Yabancı yatırım ve borçlanma azaldı, Batı piyasalarından uzak başka borsa ihtimalleri aranmaya başlandı.
Ayrıca Moskova hükümeti, Rusya'nın küresel bir finansal iletişim hizmeti olan SWIFT'ten çıkarılması durumunda kullanılmak üzere, uluslararası ödemeler için kendi sistemini yaratma konusunda ciddi adımlar attı. Büyümede istikrar sağlanmasının öncelik haline getirilmesi konusundaki harcamalar kısıldı. Bu Rusya ekonmisindeki büyümenin son 10 yılda, yılda ortalama yüzde 1'den az olduğu anlamına gelse de, dışa bağımlılığı azalabildi.
Finansal veri ve analiz şirketi Coriolis Technologies'in CEO'su Dr Rebecca Harding "Rusya'nın yaptığı şey, neredeyse alternatif bir finansal sistem kurmak, böylece Batı'nın uygulayabileceği yaptırımların sarsıntılarına direnebilmek" diyor.
Ancak kısa süreli sıkıntılar çıkabileceğini ve küresel bağlantılarının zayıf olmasının Rus sistemini kırılgan hale getirdiğini ekliyor.
Çin bu işin neresinde?
Çin, Rusya'nın Batı'dan uzak ekonomi stratejisinin önemli bir parçası oldu.
Dünden beri Batı ülkelerinin art arda açıkladığı yaptırımların ardından Çin, bu kararı alan ve Ukrayna'ya savunma amaçlı silah desteği vereceğini açıklayan ABD'yi "gerilimi artırmak" ve "panik yaratmakla" suçladı.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Chunying, "Eğer başkalarını suçlarken ateşe benzin döküyorsa bu sorumlu ve ahlaklı bir davranış olmaz" dedi.
Yaptırımların sorunların çözümünde hiçbir zaman etkili bir yol olmadığını sözlerine ekledi.
Stratejik çıkarlar
Bu Moskova için tehlikeli bir oyun olabilir. Rus bankalarına uygulanan yaptırımlar ekonomiyi olumsuz etkileyebilir.
Fakat Putin ABD, İngiltere ve AB'nin farklı stratejik çıkarları göz önüne alacağını hesaplıyor olmalı.
Rusya enerji endüstrisine yaptırım uygulamak bazı ülkeler için diğerlerine göre daha kolay. Örneğin AB doğal gazının yüzde 40'ını Rusya'dan temin ediyor, İngiltere ise yaklaşık yüzde 3'ünü.
Almanya'nın Kuzey Akım 2 doğal gaz hattı hakkındaki kararı Rusya'ya zarar verirken Avrupa'daki enerji fiyatlarını da doğrudan etkileyecek.
Oligarşiyi hedef almak
Sonuç olarak, yüksek gelirli kişileri hedef almak bütün ekonomiye yaptırım uygulamaktan daha büyük bir etki yaratır mı?
Devlet Başkanı Putin malum sebeplerden dışarıda para ve varlık bulundurmuyor. Fakat aşırı varlıklı destekçileri, bunu onun adına yapıyor.
London School of Economics'ten Prof. Tomila Lankina, "Oligarşiye karşı 2014'ten beri yaptırımlar uygulanıyor ancak çok ileri gidilmedi. Değişim ancak onlar daha çok hedef alınırsa olur" diyor.
İngiltere dün belirli kişilere karşı yeni yaptırımlar uygulayacağını duyurdu ancak yolsuzluk karşıtı grup Transparency International, Londra'da yalnızca mülk üzerine 1,5 milyar dolarlık Rus yatırımı olduğunu hatırlatıyor.
Batılı liderler son günlerde duyurulan yaptırımların yalnızca olası adımların başlangıcı olduğu konusunda netler. Duruma göre baskı artabilir.
Yaptırımların etkili olduğu doğru, ancak "Rusya gibi büyük bir ekonomiyi zorlamaya yetecek mi?" sorusu gündeme geliyor.