Erdoğan, Ukrayna'da çift taraflı olarak ince bir çizgide yürüyor

HABERRUS - NATO üyesi Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ukrayna ve Rusya politikası, son Lviv ziyareti sonrası daha çok tartışılır oldu.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'nin Perşembe günü Türk mevkidaşı Recep Tayyip Erdoğan ile Lviv'de yaptığı görüşme NATO ittifakının tüm üyeleri arasında, örgüte bağlılıkları açısından en kaygan ülke Türkiye’yi yeniden gündeme taşıdı.

Zelensky'nin Erdoğan’a teşekkür etmek için nedenleri olsa da, Türkiye, savaşta vurgunculuk yapmakla ya da daha doğrusu Rusya’ya yaptırımlardan, uluslararası ambargolardan kendi çıkarları için kaçmaya yardım eden bir ülke olmakla suçlanıyor.

Krizin başlamasından bu yana Türk-Rus ticaretindeki artış ve Türk bankalarının Rus ödeme sistemine geçişi, Ankara’nın kontrolden çıkmış ve yüksek enflasyonla boğuşan çökmüş ekonomisi için Moskova'nın yardım eli uzatmasının Erdoğan’a 'can suyu’ olacağı spekülasyonlarını körükledi.

‘Bir NATO üyesi, iki taraftan yana olamaz’

Birçok Batılı diplomat Türkiye'nin ikili oyununa karşı rahatsızlığını dile getirmekten kaçınmıyor. AB ülkelerinden bir temsilci tepkisini “Bir NATO üyesi ülke böyle bir savaşta iki taraftan yana tavır alamaz!’’ İfadeleriyle dile getiriyor.

Ancak durum pratikte tek kadar da basit değil. Batılı ülkelerin ve ABD'nin Türkiye üzerinde bazı kozları olsa da Erdoğan’ın bu ikircikli politikası karşısında pek bir şey yapmaları da mümkün değil.

Özellikle Batı, Erdoğan'ın Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya katılması konusundaki vetosunu istemiyor. Brüksel ve Washington şimdilik sadece Ankara'nın hareketlerini izliyor.

Moskova ve Ankara arasındaki ticaret büyüyor

Türkiye'nin Rusya'ya ihracatı Temmuz 2021'de 417,3 milyon dolardan Temmuz 2022'de 730 milyon dolara yükseldi. Rusya'dan ithalat Temmuz 2021'de 2,5 milyar dolardan Temmuz 2022'de 4,4 milyar dolara yükseldi. Yükselen petrol ve gaz fiyatlarının neden olduğu kargaşaya rağmen, Rusya'nın şu anda Türkiye'nin en büyük ithalat kaynağı olarak Çin'i geride bıraktığı hala açık. Nisan ve Haziran 2022 arasında Rusya, Türkiye'nin ithalatının bir önceki yıla göre yüzde 10'dan yüzde 17'sini oluşturdu.

Avrupalı ​​şirketler, yaptırıma tabi olmayan mallar söz konusu olduğunda bile, Rusya ile ticaretin beraberinde getirdiği itibar riskine karşı temkinli davranıyor. Bunun yerine, Rusya'da stok yenilemek için Türkiye'yi bir ihracat üssü olarak kullanıyorlar. Bu, etik soruları gündeme getirebilse de, aslında başlı başına yaptırımlardan kaçınma değil.

Ancak uzmanlar, Türkiye'nin gri bir alanda faaliyet gösterdiğini söylüyor.

Türkiye'nin Moskova'ya karşı mali engeli aşmak için Rusya'ya yardım ettiğine dair korkular da var.

Bazı Batılı uzmanlar, Türkiye neyin yaptırımlar kapsamında Rusya’yla ticaretinde neyin yasal neyin yasadışı olduğu konusunda gerçekten denge kurma konusunda çok daha cesur ve daha ısrarcı” olduğu görüşünü savunuyor.

Artan ticaret hacimlerine ek olarak, Türkiye'nin Rusya'nın Moskova üzerindeki mali engeli aşmasına yardım ettiğine dair korkular da var. Putin ve Erdoğan, ticaretinin bir kısmında Ruble kullanılması konusunda anlaştılar. Beş Türk bankası, çoğu Rus finans kurumunu hariç tutan Batı SWIFT ödeme sistemine bir alternatif olan Rusya'nın Mir ödeme sistemini de benimsedi.

resim tanımı girin

Türkiye, Batı'nın korkularının yersiz olduğunu söyleyerek yeni mal akışlarının, tamamen meşru zeminlerde özel sektör tarafından benimsenen değişen ticaret modellerini yansıttığını söylüyor.

Ancak Ankara'nın "ince bir çizgide" yürüdüğü ve ülkenin "bunu çok dikkatli yaptığı" çok net görülüyor.

Türkiye ve Rusya arasındaki yakın işbirliği Erdoğan’a yarar mı?

Türkiye ve Rusya arasındaki daha yakın işbirliğinin, yükselen enflasyonun ve ekonomik kriz ortasında gelecek yıl yapılacak seçimlerde Erdoğan için açık ekonomik faydaları var.

Ayrıca Ankara, bu kadar ekonomik ve politik sıkışmışlıkta Moskova ile bağlarını tamamen kesmeyi göze alamaz.

Atlantic Council düşünce kuruluşunun Türkiye merkezli kıdemli üyesi Yevgenia Gaber, Türkiye'deki Rus kitle turizmine ve Rus enerji akışlarına işaret ederek, “Türkiye birçok yönden Rusya'ya bağımlı” dedi. Rusya, 2021'de Türkiye'nin petrol ithalatının yaklaşık dörtte birini ve doğal gaz ihtiyacının neredeyse yarısını sağladı ve Moskova, Türkiye'nin Akkuyu nükleer santralini de kontrol ediyor.

Aynı zamanda eski bir Ukraynalı diplomat olan Gaber, Türk-Rus ilişkilerindeki olası bir krizin hemen geri tepeceğini ve seçimler öncesinde Erdoğan için birçok sorun yaratacağını söylüyor.

Batı, Türkiye’ye baskıyı artırıyor

Batılı ülkeler Türkiye'ye yaptırımları aşmak için bir erişim noktası olarak hareket etmemesi için baskı yapıyor. Batı'nın Rusya'ya yeni yaptırımlar uygulayabileceği siyasi alanın daraldığı göz önüne alındığında, ABD ve Batı’nın Rusya’yı daha çok baskılamak için mevcut ilan edilen yaptırımların işleyişine odaklanması şaşırtıcı değil. Bu bağlamda Türkiye’nin Rusya ile geliştirdiği yeni ticari ilişki ve ortaklıklar daha çok Batı’nın merceği altına girecek.

resim tanımı girin

Avrupa Komisyonu sözcüsü Peter Stano, Türkiye'nin "Rusya'ya geçici çözümler önermemesinin" önemli olduğunu söyledi ve "bu bağlamda durumu yakından izlemeye devam ediyoruz" dedi.

Washington, AB’den daha da ileri giderek Ankara üzerineki baskıyı artıracağı işaretleri veriyor.

ABD'li bir yetkili, Türkiye'nin Rusya ile resmi bir ekonomik ortaklığa girmesi halinde Washington'un Batılı şirketlerin Ankara ile ekonomik bağlarını kesmesini veya azaltmasını tavsiye etmeyi düşüneceğini söyledi.

Yetkili, "Türkiye'nin iş ve sermaye için küresel bir hedef haline gelmesi gerektiğine inanıyoruz, ancak Rusya ile daha yakın bir ilişki, Türkiye'nin dünyanın geri kalanıyla entegrasyonu için gerçek riskler yaratacaktır." Dedi.

Batı, Türkiye'nin yaptırımlardan kaçtığını kanıtlayabilirse, Washington ikincil yaptırımlarla Türkiye'yi zor durumda bırakabilir daha da ileri girerek dolara olan erişimini keserek Türk ekonomisini hedef alabilir. Bu durum da Erdoğan iktidarının sonunu getirir.

Ancak bazı Batılı uzmanlar, Batı’nın Türkiye’yi daha fazla kaybetmemek ve Rusya’ya daha fazla yakınlaşmasının önüne geçmek için bu tür radikal sert tedbirlere başvurmaktan kaçınacağı yorumunda bulunuyor.

Aynı şekilde Erdoğan da haddini aşmaması gerektiğini nerede durması gerektiğini gayet iyi biliyor. Daha önceki politikalarında hem Batı’nın hem Rusya’nın direnç sınırlarını zorlayan Erdoğan, çok ince bir çizgide ilerliyor. (Haberrus)