Kuzey Kore’den Suriye'ye Geçen Şoygu, Esad’la Görüştü
HABERRUS - Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Sergey Şoygu, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile Şam’da bir araya gelerek, iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirme ve bölgesel güvenlik konularını ele aldı.
Şoygu, geçtiğimiz günlerde Kuzey Kore’nin başkenti Pyongyang’ı ziyaret etmiş ve Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ile görüşmüştü.
Şam’daki bu temaslar, Şoygu’nun uluslararası güvenlik ve stratejik iş birliği çerçevesindeki kritik ziyaretlerinin devamı niteliğinde.
Suriye Devlet Başkanlığı İdaresi tarafından yapılan açıklamaya göre, görüşmede iki ülke arasındaki dostane ilişkiler ve bölgesel güvenlik meseleleri üzerinde duruldu. Taraflar, Rusya-Suriye iş birliğini daha da derinleştirme isteklerini dile getirdiler. Şoygu’nun bu ziyaretinin, Rusya’nın Suriye’yle olan stratejik ilişkilerini güçlendirme çabasının bir parçası olduğu ifade edildi.
Şoygu’nun Kuzey Kore Temasları
Şoygu’nun Suriye ziyareti, Kuzey Kore temaslarının ardından geldi. Pyongyang’da Kuzey Kore lideri Kim Jong-un tarafından kabul edilen Şoygu, Rusya ile Kuzey Kore arasında Haziran 2024’te imzalanan stratejik ortaklık anlaşması çerçevesinde iki ülkenin askeri ve güvenlik alanında iş birliğini güçlendirme konusunda görüşmeler gerçekleştirdi. Görüşmelerin dostane bir ortamda geçtiği ve iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın pekiştirildiği bildirildi.
Putin’in Kuzey Kore Ziyareti ve İkili Anlaşma
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Haziran 2024’te Kuzey Kore’ye resmi bir ziyaret gerçekleştirmiş ve iki ülke arasında kapsamlı bir stratejik ortaklık anlaşması imzalanmıştı. Bu anlaşma, taraflardan birinin saldırıya uğraması durumunda diğerinin askeri yardımda bulunmasını taahhüt ediyordu. Putin, Rusya ve Kuzey Kore’nin bağımsız dış politikalar izlediğini ve “şantaj ve dikta dilini kabul etmediklerini” vurgulamıştı. Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ise bu anlaşmayı bir “pakt” olarak nitelendirerek, iki ülke ilişkilerinin ittifak seviyesine yükseldiğini belirtmişti.
Şoygu’nun bu ziyaretleri, Rusya’nın hem Asya’daki stratejik ortaklarıyla iş birliğini güçlendirme hem de Orta Doğu’daki etkisini sürdürme politikasının bir parçası olarak değerlendiriliyor.