The Telegraph: Batılı Askerler 5 Yıl Boyunca Ukrayna’ya Konuşlandırılabilir
HABERRUS - İngiliz gazetesi The Telegraph, Batı ülkelerinin Ukrayna’ya beş yıllık bir süreyle asker göndermeyi planladığını yazdı.
Habere göre, bu plan kapsamında askerlerin Ukrayna ordusunun yeniden inşasına, eğitimine ve Rusya’ya karşı caydırıcılığının artırılmasına yardımcı olması öngörülüyor.
Güçlerin kademeli şekilde konuşlandırılması ve sonrasında yine kademeli şekilde çekilmesi planlanıyor.
Batılı stratejistler, askerlerin doğrudan çatışmalara katılmasa da varlıklarının Moskova’yı olası yeni saldırılardan caydırabileceğini düşünüyor. Ayrıca plan, Ukrayna’nın hava sahasının ve deniz sınırlarının korunmasında da destek sağlamayı içeriyor.
Haberde, planların hazırlanmasına yaklaşık 200 askeri uzmanın katıldığı belirtiliyor. 10 Nisan’da NATO karargahında — ABD’nin katılmadığı — 30 ülkenin savunma bakanları bir araya geldi. Toplantıda Fransa Genelkurmay Başkanı Thierry Burkhard ve İngiltere Savunma Şefi Amiral Antony Radakin’in Kiev ziyaretinin sonuçları paylaşıldı.
İngiltere ve Fransa, Ukrayna’ya asker gönderilmesini destekleyen ülkelerden oluşacak bir “gönüllüler koalisyonu” kurma çabalarının başını çekiyor. Fransa, İngiltere ve Baltık ülkeleri asker gönderme konusunda istekli ülkeler arasında.
Toplantıya katılan bazı bakanlar, askeri misyonun amacının netleştirilmesi gerektiğini ifade etti. İsveç Savunma Bakanı Pål Jonson, “Bu misyonun neyi kapsayacağını ve ne yapacağımızı netleştirmeliyiz. Barış gücü mü olacağız, caydırıcı mı yoksa güvenlik sağlayıcı mı?” dedi.
ABD’nin bu misyona katılıp katılmayacağı ise belirsizliğini koruyor. İngiltere Savunma Bakanı John Healey, Washington’un barış müzakerelerinde arabuluculuk görevini üstlenmesi halinde uzun vadeli güvenliği sağlamada da rol üstlenebileceğini belirtti.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, NATO’ya üye herhangi bir ülkenin askerlerinin Ukrayna’ya konuşlandırılmasının “kabul edilemez” olduğunu vurgularken, Dışişleri Sözcüsü Mariya Zaharova da bu tür bir askeri varlığın doğrudan tehdit olarak değerlendirileceğini ve çatışmaya yol açabileceğini söylemişti.