Yavuz Bingöl, Moskova’da Nazım gecesinde türküleri ile coşturdu

Rusya’nın başkenti Moskova’da Rus-Türk İşadamları Birliği’nin (RTİB) katkıları ile Nazım Hikmet’i anma programları çerçevesinde düzenlenen konserde Yavuz Bingöl türküleri ile coşturdu. Türk diasporasının yanı sıra, Rusya vatandaşlarının da iştirak ettiği konserde katılımcılar alkışlarla tempo tuttu, Mihriban, Sarı Gelin, Kara Tren, Leylim Ley gibi onlarca türküyü birlikte söyledi. “Dvorets Na Yauze” Konser Salonu’nda Ahmet Telli ve Ahmet Mümtaz Taylan’ın şiir dinletileri ile renklendirdikleri gecede katılımcılar doyasıya eğlendi.

RTİB Yönetim Kurulu Başkanı ve Nazım Hikmet Anma Komitesi Başkanı Ali Galip Savaşır gecede yaptığı konuşmada, “Nazım’ın ölüm yıldönümünü doğum günü olarak kutluyoruz. Onun gibi büyük bir şaire sahip olmanın coşkusu ile kutluyoruz. Moskova bizim için sadece ikinci vatan değil, Nazım’ı kollayan şefkatli bir toprak parçası. Bugün yürüdüğümüz yolları Nazım’ın arşınladığını bilmek bile bizi heyecanlandırıyor” dedi.

Bingöl: Keşke Nazım bu kadar isyan etmese idi

Nazım’ı anma etkinliklerine davet edildiği için RTİB’e teşekkür eden Bingöl, Nazım için Anadolu türküleri söyledi. “Keşke bu kadar isyan etmeseydi” ifadesini kullanan Bingöl, “49 yıldır onun acısını çekiyoruz” dedi.

Konser sonrası da kısa değerlendirmede bulunan Bingöl her zaman Nazım Hikmet’i anma etkinliklerine katılmayı istediğini, bu seneye kısmet olduğunu ifade etti. Bingöl, “Burada Nazım Hikmet severlerine güzel bir konser verdik. Bu geceye Ahmet Telli çok büyük renk kattı. Özellikle Ahmet Telli için bu gece çok önemli oldu. Çünkü onun atası, dedesi neredeyse. Bu açıdan çok güzeldi. Bu organizeye gelen katkıda bulunan herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.

En özel konser oldu

Bu güne kadar binin üzerinde konser yaptığını ancak bu gecenin en özel  konserlerden biri olduğunu ifade eden Bingöl, “Şiir ve türkünün buluşması adına da öyleydi. Nazım Hikmet’in toplumun her kesiminden farklı insanları birleştirici bir özelliği var. Burada seyirciyi gördüğüm kadarıyla çok farklı ülkelerden çok farklı kültür ve dinlerden insanlar var. Müzik ve şiir bir dili en üst düzeyde kullanmadır. Bu kadar evrensel olması şaşırtıcı değil. Hele hele bu Nazım Hikmet gibi bir kalemin elinden çıkmışsa” değerlendirmesinde bulundu.

Nazım Hikmet dilin vicdanı

Nazım Hikmet’le ilgili duygularını ifade eden Telli de, “Nazım hikmet bir vicdandır. Dilin vicdanıdır, Türkçenin vicdanıdır. Türkçe’yi dünyada uluslar arası dil haline getireceksek eğer buna Nazım’la başlamak lazım. O bakımdan Nazım Hikmet bu ülkenin hala temsilcisidir. Vicdanımızın temsilcisidir. Ona sahip çıkmak dile sahip çıkmak demektir. Ona sahip çıkmak dilin uluslar arası olması için atılacak adıma katkıdır” şeklinde konuştu.

Nazım’ı bir kültür patlamasının ve bir kültür genişliğinin de çok önemli bir noktası olarak değerlendiren Telli, “Modern şiir Nazım’la başlar. Edebiyat tarihleri ister Yahya Kemal ile başlasın ister Ahmet Haşim ile başlasın, modern şiir Nazım’la başlar. Ve onun mirası üzerine bugüne kadar gelir. Şiirin referansları ideolojik değil. Şiirin referansları özgürlük ve vicdandır. Kim özgürlük için uğraşıyorsa kim özgürlük ve adalet için çalışıyorsa Nazım Hikmet birazda odur” dedi.

Nazım, Rus-Türk dostluk köprülerini çok önce kurmuş

Etkinliklerle ilgili Cihan Haber Ajansı’na değerlendirmede bulunan RTİB Yönetim Kurulu Başkanı Savaşır, her geçen gün Nazım severlerin arttığını, bu vesile ile Moskova’da Türk toplumunu bir araya getirdiklerini ifade etti. Rusya ve Türkiye arasında dostluk ve işbirliğinin ortak paydası Nazım olaguğunu ifade eden Savaşır, “Nazım iki ülke arasında köprüleri çok önce kurmuş. Biz de iş adamları olarak arada bir nefes alıyor, kültürel etkinliklerle toplumumuzu kucaklıyoruz” şeklinde konuştu.

Türk şiirinin evrensel ismi Nâzım Hikmet’in Moskova’da ölümünün 49. yıl dönümünde gerçekleşen anma etkinlikleri, 3 Haziran’da da Nâzım’ın mezarının bulunduğu Novodeviçi Sanatkârlar Mezarlığı’nda törenle devam ediyor. İki ülke arasındaki dostluğun sembolü olarak gökyüzüne beyaz güvercinler bırakılacak ve sevenlerinin Nâzım’ın mezarı başına kırmızı karanfiller bırakmasıyla son bulacak.