Rus Uzman: Trump ve Putin Görüşmesi İçin Koşullar Netleşiyor

HABERRUS - ABD Başkanı Donald Trump'ın, Vladimir Putin ile ancak bir anlaşmanın parametreleri netleştikten sonra buluşma isteği, Rusya'nın da benimsediği "iyi hazırlanmış zirve" pozisyonuyla örtüşüyor. Ancak tarafların niyetleri belirgin şekilde farklılık gösteriyor.

Rusya-Ukrayna çatışmasının çözümü için müzakerelerde temel nedenlerin ele alınması gerektiğini savunan "Küresel Politikalarda Rusya" dergisinin genel yayın yönetmeni Fyodor Lukyanov, Donald Trump'ın Vladimir Putin ile görüşme koşullarını değerlendirdi.

Trump, müzakerelerin parametrelerinin netleşmeden bir araya gelmeyeceğini belirtti. Kremlin'in tutumu da benzer: ateşkes öncesinde kapsamlı bir anlaşma çerçevesinin belirlenmesi gerektiğini vurguluyor. Ancak tarafların hedefleri birbirinden farklı.

Tarafların Temel Pozisyonları:

ABD Yaklaşımı: Beyaz Saray, mevcut cephe hatlarında mümkün olan en kısa sürede çatışmaların durdurulmasını ve geri kalan meselelerin (Avrupa ve diğer aktörlere) bırakılmasını istiyor.

Rusya Yaklaşımı: Kremlin, çatışmanın kök nedenlerinin ele alınmasında ısrar ediyor ve bu da ateşkes öncesinde mutabakata varılması gereken çok boyutlu, paket bir anlaşma gerektiriyor.

Askeri inisiyatifin Rusya'da olduğu mevcut ortamda, çatışmaların devamı Moskova'nın pazarlık pozisyonunu güçlendiriyor. Çatışmaların durması ise bu avantajı zayıflatıyor.

Rusya'nın pozisyonu, Soğuk Savaş'ın sona erdiği şekli ve bunun yarattığı ivmeyle şekillenmiş durumda. Moskova, Avrupa'nın askeri-politik mimarisinde Soğuk Savaş sonrası oluşan ve Atlantikçiliğin sürekli genişlemesi olarak gördüğü yapıyı yeniden değerlendirmek istiyor.

NATO'nun Evrimi ve Temel Sorun:

Analize göre, 1991 sonrası NATO'nun doğuya genişlemesi öncelikle siyasi bir mantıkla yönetildi. Bu genişleme, silahlı bir çatışmadan ziyade, Batı etki alanını genişletmenin ve yeni üyeleri yönetmenin bir aracıydı. Ancak 2022'den itibaren durum değişti. İttifakın genişlemesi ve güçlendirilmesi artık doğrudan Rusya ile askeri bir yüzleşme mantığına dayanıyor. Finlandiya ve İsveç'in katılımı, Hırvatistan veya Çek Cumhuriyeti'nin katılımından niteliksel olarak farklı. Ukrayna'nın olası üyeliği ise çok daha derin jeopolitik sonuçlar doğuracak.

Mevcut Durumun Savaş Dinamiklerine Etkisi:

Rusya'nın askeri operasyonu, çatışmaları açık bir forma taşıyarak Batılı muhatapların sorundan kaçınma imkanını ortadan kaldırdı. Aynı zamanda, statükoyu belirlemede askeri yöntemleri ön plana çıkararak sorunu daha da şiddetlendirdi. Cephedeki askeri durum, olası müzakerelerde belirleyici bir önem kazandı. Bu nedenle, acil bir ateşkes ihtimali oldukça zayıf görünüyor.

Lukyanov'un değerlendirmesine göre, Amerikan tarafının müzakere arzusu mevcut koşullarda gerçekleştirilemez durumda.

Rus tarafının istediği kapsamlı anlaşmaya ulaşmak ise oldukça uzak.

Ortak paydanın sadece toprak meselelerine indirgenmesi mümkün görünmüyor.

İki taraf arasındaki temel felsefi ve güvenlik algısı farkı, müzakerelerin önündeki en büyük engel olmaya devam ediyor.

Avrupa'nın güvenliği, Rusya-NATO ilişkileri ve ABD'nin rolü, krizin çözümünün anahtar faktörleri olarak öne çıkıyor.