Rus lider, Erdoğan'ın İstanbul ısrarını kırmadı
Ertelenmiş bir ziyaret üzerine epeyce tartışmalar yapılmış, senaryolar yazılmıştı. Ancak mizaç itibarıyla birbirlerine çok yakın olan Putin ve Erdoğan, tüm söylentileri açığa çıkaracak işbirliği anlaşmalarıyla masaya oturacak gibi görünüyor.
Medyaya yansıyan detaylardan çok, konu üzerinde iki taraf bürokratlarının çalıştığını, görüşmeler yürütüldüğünü önemli bir kaynaktan öğrendim. Daha önce yine bu köşede yazdığım üzere Putin, ziyaretini Ankara'ya günübirlik yapmak istiyor, Başbakan Erdoğan da Putin'i İstanbul'da ve mümkünse bir günü aşacak şekilde bir programla ağırlamak için ısrar ediyordu. Nihayetinde İstanbul'da bir gece kalacak olan Putin, Erdoğan'ı kırmamış görünüyor.
Bir başka detay ise iki tarafın da başta işbirliği yapılacak alanlarla ilgili bakanlar olmak üzere kalabalık heyetlerle görüşmeleri sürdürecek olmaları. Putin'in yeniden Rusya Devlet Başkanlığı koltuğuna oturmasından sonra Türkiye'ye yapacağı bu ilk ziyaret, geçmişte altı çizilen bazı konularda somut adım atılacağı anlamını taşıyor. Bu sebeple özellikle, "Türkiye-Rusya Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Toplantısı" olarak isimlendiriliyor. Bu ziyaretin kilit noktalarından biri, Suriye uçağında el konulan Rusya'ya ait kargoyla ilgili problemin yumuşak bir şekilde çözülmesi olabilir. Ancak Putin'in Türkiye'nin NATO'dan talep ettiği Patriotlar sonrası için bir uyarı paketiyle geleceği belirtiliyor. Füze savunma sistemi çerçevesinde açılacak ihalede eğilimin Patriot alımından yana olacağı şeklinde uyarıda bulunacağı ve Rus S300 veya Türkiye'nin talep ettiği ancak Rusya'nın sıcak bakmadığı S400 füzelerinin yapılacak ihalede şanslı olmadığına vurgu yapacağı ifade ediliyor.
Türkiye uzun menzilli füze alımı için ihale yapacağı Amerika'dan Patriot, Rusya'dan S-400 (Rusya S-300 öneriyor), Çin'den FD-2000 ve Fransa-İtalya ortak yapımı Eurosam Samp-T modellerinin ihaleye girebileceği tahminleri yapılıyordu.
Suriye, Irak, İran gibi bölgesel meseleler, Samsun-Ceyhan ve doğalgaz hatları, Hazar Enerji Havzasıyla ilgili görüş alışverişi gibi konularda masada olacak. Merakla beklenen Erdoğan-Putin görüşmesi sonrasında bakalım neler olacak?
Batı hattı özelleşir ama liberalleşemez!
Türkiye doğalgazla ilk defa Battı Hattı üzerinden tanışmıştı. Aynı zamanda Türkiye topraklarına gelen ilk Rus doğalgazıydı ve iki devlet arasında yapılan anlaşmayla hayata geçmişti. Geçen sene BOTAŞ, tek taraflı olarak bu hattan aldığı gazla ilgili anlaşmayı uzatmayınca, Rus tarafı kamuyla olan işbirliğinin devamından yana tavır koymuştu, ancak Rus Gazprom, Batı Hattı'ndan yıllık 6 milyar metreküplük doğalgaz ithalatı için başvuran şirketlere onay yazılarını geçen hafta gönderdi. Türkiye tarafından akredite olan özel şirketler önce Rusya ile anlaştılar.
Geçen hafta Gazprom'dan vize alan şirketler, bu defa Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna (EPDK) aldıkları onay yazılarıyla başvurdular. Böylece Battı Hattı üzerinden gelen doğalgaz kontratının kışa girdiğimiz süreçte yaşadığı sıkıntı ortadan kalkmış oldu. BOTAŞ tarafından yenilenmeyen kontratlar 4 özel şirkete geçti denebilir. Ancak bu hattan 4 özel şirket marifetiyle gelecek gazın, kamunun sorumluluğunda olan take or pay kapsamında bulunduğunun altını çizelim.
Gazprom ile sözleşme imzalayan Akfel (2.25), Bosphorus Gaz (1.75), Batı Hattı Doğalgaz AŞ (1) ve Kibar Enerji (1 milyar metreküp) zaten bu hattın tüm kapasitesini kullanacak. Rekabeti ise Türkiye gaz pazarında belli ölçüler içinde yapacaklar.
İki binli yılların başında tartışılan ve takvime bağlanan doğalgaz piyasasının liberalleşmesi, kontratların özel sektöre devri meselesi kapanmış oldu. 2013 yılı için öngörülen takriben 51 milyar metreküplük doğalgaz ithalatının yaklaşık 10 milyar metreküpü, yani önceki yıllar altı çizilen yüzde 80 seviyesi özel sektör, yüzde 20 kamuda kalma durumunun tersi gerçekleşecek. Şu ana kadar iki devletten akredite olmuş Batı Hattı şirketleri, ithalat lisansını alınca bir yönüyle kontratlar özel sektöre geçmiş olabilir, ama bu, piyasanın liberalleştiği anlamına gelmez!