Kremlin’den Fransa ve İngiltere’nin Ukrayna’ya Asker Gönderme İddialarına Yanıt

HABERRUS - Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, Le Monde gazetesinde yer alan Birleşik Krallık ve Fransa’nın Ukrayna’ya asker gönderme olasılığını tartıştığına dair haberler üzerine açıklamalarda bulundu. “Bu haberlerin doğruluğundan emin değiliz” diyen Peskov, Avrupa’da bu konuda bir fikir birliği olmadığını belirtti.

Avrupa’da Birlik Eksikliği

Peskov, bazı Avrupa başkentlerinde bu tür fikirlerin daha önce dile getirildiğini ancak karşıt görüşlerin de güçlü bir şekilde ifade edildiğini söyledi. “Avrupalılar arasında bu konuda bir birlik yok. Ancak bazı ‘hararetli kafalar’ bu tür planları gündeme getirebiliyor,” ifadelerini kullandı.

Trump’ın Barış Planı Tartışmaları

Peskov, Donald Trump’ın gelecekteki Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak belirtilen Mike Waltz’ın, 2025’te Ukrayna’da barışçıl çözüm arayışlarına başlanacağı yönündeki açıklamalarını da değerlendirdi. Waltz’ın müzakerelere ilişkin detayları ele aldığına dikkat çeken Peskov, şu ifadelere yer verdi:

“Müzakerelere kimlerin katılacağı, ateşkesin nasıl sağlanacağı ve olası bir anlaşmanın sınırlarının ne olacağı gibi konular üzerinde çalışılması gerektiği ifade ediliyor. Ancak bu planların gerçekleşebilirliği henüz belirsiz.”

Peskov, Trump destekçilerinin “barış” ve “barış planı” ifadelerine sıkça vurgu yaptığını, ancak Biden yönetiminin tamamen farklı bir çizgide ilerlediğini belirtti. “Şu anda karşılaştığımız gerçeklik, kışkırtıcı ve gerilimi artırıcı eylemlerle şekilleniyor,” dedi.

46 Rus Vatandaşının Ukrayna’dan Dönüşü

Peskov, Ukrayna’nın Kursk bölgesine yönelik operasyonları sırasında zorla Ukrayna’ya götürülen 46 Rus vatandaşının geri dönüşünü sağladıklarını açıkladı. Bu sürecin “çok zor müzakereler sonucunda” gerçekleştiğini belirten Peskov, “Kursk bölgesi sakinlerini geri getirmek için elimizden gelen çabayı göstermeye devam edeceğiz,” diye konuştu.

Kremlin’in açıklamaları, Batı’nın Ukrayna politikasında çatlaklar olduğunu ve Trump yönetiminin potansiyel olarak daha barışçıl bir yaklaşıma yönelebileceğini ima ediyor. Bunun yanı sıra Rusya, Batı’nın kışkırtıcı politikalarını eleştirerek, kendi pozisyonunu korumayı sürdürüyor.