Rusya Hapishaneleri Modernize Ederek Mahkum Sayısını Azaltmaya Çalışıyor
HABERRUS - Rusya hükümeti, hapishanelerdeki yoğunluğu azaltmaya yönelik politikalar kapsamında yeni bir adım daha attı. Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan ve "ceza infaz sisteminin insanileştirilmesini" hedeflediği belirtilen yasa tasarısı Devlet Duması'na sunuldu.
Taslak, özellikle özgürlüğü kısıtlanma ve zorunlu çalıştırma cezalarının uygulanmasına ilişkin mevcut yasal boşlukları gidermeyi amaçlıyor.
Yol Süresi Cezaya Sayılacak
Mevcut düzenlemeye göre, hapis cezasının infaz edilmemiş kısmı özgürlüğü kısıtlanma cezasına çevrilen mahkumlar veya bu cezayı ek yaptırım olarak alanlar, ikametgahlarına kendi imkanlarıyla gitmek ve orada ceza infaz kurumuna kaydolmak zorundalar. Bu yolculuk sırasında geçen süre, cezanın infaz süresine sayılıyor. Ancak, doğrudan zorunlu çalıştırma cezasına çarptırılanlar için aynı hak tanınmıyordu.
Bu durumu "hukuki bir adaletsizlik" olarak niteleyen yetkililer, sunulan tasarıyla bu ayrımı ortadan kaldırarak, zorunlu çalıştırma cezasından özgürlüğü kısıtlanmaya çevrilen mahkumların da evlerine dönüş yolunda geçen sürenin cezalarından sayılmasını öngörüyor.
Ayrıca, cezanın başlangıç tarihi, mahkumun cezaevinden veya ıslah merkezinden fiilen tahliye edildiği gün olarak kabul edilecek.
Adalet Bakanlığı, bu değişikliklerin "özgürlüğü kısıtlanma cezasının uygulanmasında tek tip bir pratik oluşturacağını ve mahkumların haklarının titizlikle korunmasını sağlayacağını" vurguluyor.
Kaçaklara Yönelik Sert Önlemler
Ancak tasarı, sadece mahkumlara yönelik haklar getirmiyor, aynı zamanda cezadan kaçınmaya çalışanlar için de sert önlemler içeriyor. Taslak, cezasını çekmekten "kötü niyetle kaçınan" mahkumlar için, Ceza İnfaz Kurumlarının (Uİİ) mahkumun tekrar hapis cezasına veya zorunlu çalıştırma cezasına çevrilmesi için mahkemeye başvurabilmesine olanak tanıyor.
Bu, sistemin sadece "havuç" değil, aynı zamanda "sopa" da içerdiğini gösteriyor.
Bu konu, Devlet Duması'nın gündeminde önemli bir yer tutuyor. Duma, 17 Eylül'de zorunlu çalıştırma cezasından kaçanlar için önlemleri düzenleyen ve onları yakalandıktan sonra tutuklu bulunacakları cezaevine gönderilmeden önce 30 gün süreyle gözaltı merkezlerinde (SİZО) tutulmasına izin veren bir dizi başka değişikliği de birinci readingde kabul etti.
İnfaz Sayılarında Artış ve Eleştiriler
Resmi verilere göre, zorunlu çalıştırma cezasına çarptırılanların sayısında istikrarlı bir artış gözlemleniyor. 2023'te 60 bin olan bu sayı, 2024'te neredeyse 80 bine ulaştı. Uzmanlar, önümüzdeki dönemde özgürlüğü kısıtlanma cezası alan mahkum sayısında da bir artış bekliyor, çünkü bu ceza, devlet bütçesinden hapishane sistemine ayrılan kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlıyor.
Hukukçular, değişiklikleri genel olarak olumlu karşılarken, bazı önemli endişelere de dikkat çekiyorlar. Pen & Paper Avukatlık Bürosu'ndan Aleksey Dobrinin, değişikliklerin Rus ceza infaz sisteminin liberalleşmesi yönünde tutarlı bir adım olduğunu belirtirken, "kötü niyetle kaçınma" kavramının belirsizliğine dikkat çekti.
Dobrinin, bu kavramın somut kriterlerle (örn. eylemin tekrarlanması ve süresi) tanımlanmasının, keyfi yorumların önüne geçmek için gerekli olduğunu vurguladı.
Moskova Barosu'ndan avukat Yuliya Kurina da benzer şekilde, yasanın belirsizlikleri giderdiğini kabul etmekle birlikte, hastalık, çocuk bakımı veya ulaşım sorunları gibi objektif koşulların dikkate alınmaması ve savunma avukatının katılımına ilişkin garantilerin yasada yer almaması gibi sorunların devam ettiğine işaret etti. Kurina, "Özel meseleler çözülüyor ancak sistemin bütünü değişmiyor" diye ekledi.
** İlerleme mi, Yüzeysel Değişim mi?**
Genel olarak, uzmanlar hükümetin bu adımını, ceza infaz sistemini iyileştirme ve hapishane nüfusunu azaltma yönündeki daha geniş bir stratejinin parçası olarak görüyor. Coğrafi olarak devasa bir ülkede, mahkumların seyahat sürelerinin cezaya sayılması adil bir uygulama olarak değerlendiriliyor. Ancak, "kötü niyetle kaçınma" gibi kilit terimlerin netleştirilmemesi ve sistemik sorunlara (şartlar, sosyal uyum, sağlık hizmetlerine erişim) odaklanılmaması, reformların derinliği konusunda soru işaretleri yaratıyor.
Yasanın yayımlandıktan sonra 180 gün içinde yürürlüğe girecek olması da, uygulama için gerekli alt düzenlemelerin hazırlanması gerektiği gerekçesiyle, bazı avukatlar tarafından mahkumlar arasında eşitsizliğe yol açabileceği endişesiyle eleştiriliyor.