Rusya Göç Politikasında "Gel, Çalış, Git" Modeline Geçiyor

HABERRUS – Rusya Ekonomik Kalkınma Bakanı Maksim Reşetnikov, ülkenin yabancı işçi politikasında radikal bir değişikliğe gittiğini açıkladı.

Kalıcı göç yerine "dönüşümlü (geçici) göç modeli" benimsenecek. Reşetnikov, Tüm Rusya İş Güvenliği Haftası kapsamında yaptığı konuşmada, Rusya’nın artık kitlesel yabancı işçi ithalatına dayanmayacağını vurguladı.

"Gel, Çalış, Git" Modeli: Yeni Göç Stratejisi

Reşetnikov, uzun vadede Rusya’nın ihtiyaç duyduğu iş gücünün yerel kaynaklardan karşılanması gerektiğini belirtti. İş gücü açığının kapatılmasında yabancı işçiler sadece geçici çözüm olacak: "Her şey açık ve net olmalı: Yabancılar gelir, para kazanır, kazandıklarını alır ve gider. Burada ailelerini getirmelerine, çocuklarını okutmamıza gerek yok. Bize kalıcı göçmenler değil, geçici iş gücü lazım."

Bakan, bu yeni modelin uygulanması için gerekli altyapının şimdiden kurulduğunu söyledi. Rusya, artık göçmenlerin ülkeye yerleşmesini değil, sadece belirli bir süre çalışıp gitmelerini teşvik edecek.

Yerel İş Gücünün Verimliliği Artırılacak

Reşetnikov, asıl hedefin yerli nüfusun iş gücü verimliliğini artırmak olduğunu belirtti. Bu kapsamda, özel bir proje geliştirildiğini hatırlatarak, plâtform ekonomisinin (dijital iş modelleri) de bu stratejiye entegre edileceğini vurguladı.

Rusya’nın yeni göç politikasının temel noktaları:

  1. Geçici İş Gücü Odaklı Yaklaşım: Göçmenler, belirli bir süre çalıştıktan sonra ülkeyi terk edecek.
  2. Aile Birleşimi ve Sosyal Hakların Kısıtlanması: Göçmenlerin Rusya’da kalıcı olarak yerleşmesi, ailelerini getirmesi veya çocuklarını okutması engellenecek.
  3. Yerel İş Gücünün Güçlendirilmesi: Eğitim, teknoloji ve verimlilik artırıcı önlemlerle Rus vatandaşlarının iş gücü piyasasındaki rolü güçlendirilecek.
  4. Plâtform Ekonomisinin Kullanımı: Dijital iş platformları aracılığıyla esnek istihdam modelleri teşvik edilecek.

Rusya Neden Bu Modele Geçiyor?

Rusya, son yıllarda artan göçmen nüfusunun sosyal ve ekonomik maliyetleriyle karşı karşıya. Özellikle Orta Asya’dan gelen işçilerin kalıcı olarak yerleşmesi, konut, eğitim ve sağlık sistemleri üzerinde baskı oluşturuyor. Reşetnikov’un açıklamaları, Rusya’nın bu yükü azaltmak ve iş gücü piyasasını daha kontrollü hale getirmek istediğini gösteriyor.

Bu değişikliğin ardındaki nedenler:

  • Sosyal Hizmetlere Binen Yük: Göçmenlerin aileleriyle birlikte kalıcı olarak yerleşmesi, devletin eğitim, sağlık ve sosyal yardımlar konusunda ek maliyetler üstlenmesine neden oluyor.

  • İş Gücü Dengesizliği: Bazı sektörlerde yabancı işçilere aşırı bağımlılık, yerel işçilerin ücretlerini düşürüyor ve istihdam koşullarını zorlaştırıyor.

  • Demografik ve Kültürel Endişeler: Rus nüfusunun azalması ve göçmen nüfusunun artması, toplumsal uyum sorunlarını beraberinde getiriyor.

Uygulamanın Zorlukları ve Eleştiriler

Yeni modelin uygulanması, bir dizi zorlukla karşılaşabilir:

  • İşverenlerin Tepkisi: Tarım, inşaat ve hizmet sektörleri, ucuz yabancı iş gücüne bağımlı. Bu sektörler, geçici işçilerin sürekli değiştirilmesinin verimliliği düşüreceğini savunabilir.

  • Göçmenlerin Tepkisi: Rusya, Orta Asya ülkeleri için önemli bir çalışma pazarı. Bu ülkelerden gelen işçiler, kalıcı çalışma ve yerleşme haklarının kısıtlanmasını kabul etmeyebilir.

  • Yerel İş Gücünün Yetersizliği: Rusya’nın bazı bölgelerinde nüfus azalması, yerel iş gücünün ihtiyacı karşılamasını zorlaştırıyor.

Rusya’nın Uzun Vadeli Hedefi: Kendine Yeterlilik

Reşetnikov’un açıklamaları, Rusya’nın göç politikasında "kendine yeterlilik" ilkesini benimsediğini ortaya koyuyor. Yabancı işçilere bağımlılığı azaltmak, yerel nüfusun verimliliğini artırmak ve ekonomik büyümeyi sürdürülebilir kılmak, hükümetin öncelikleri arasında.

Rusya, göçmen işçi politikasında köklü bir değişikliğe giderek, "geçici ve kontrollü göç" modelini benimsiyor. Reşetnikov’un "Gel, çalış, git" formülü, Rusya’nın iş gücü piyasasındaki bağımlılığı azaltmayı ve yerel nüfusun verimliliğini artırmayı hedefliyor.

*"Rusya, uzun vadede göçmenlere değil, kendi vatandaşlarının iş gücüne dayanmak istiyor.

Ancak bu geçiş sürecinde, ekonomik sektörlerin ihtiyaçları ile sosyal politikalar arasında denge kurmak, en büyük zorluk olacak."*