Putin dış politikada sert konuştu: ABD “mutlak yenilmez” değil
Rusya Başbakanı Vladimir Putin, 4 Mart’ta yapılacak devlet başkanlığı seçimleri öncesinde dış politika yaklaşımlarını Moskovski Novosti gazetesi için kaleme aldı. Suriye’de Libya senaryosunun tekrarlanmasına izin verilmemesini isteyen Putin, İran’a yönelik herhangi bir askeri müdahalenin yıkıcı olacağı uyarısı yaptı. ABD öncülüğündeki batılı güçlerin çekilmesinin ardından Afganistan’ın imarında görev alabileceklerini ifade eden Rusya Başbakanı, batılı ülkelerin “insan hakları” ile ilgili kavramı kendi çıkarları için kullandığı iddiasında bulundu. Putin’e göre ABD, ‘mutlak yenilmezlik’ algısına kapılarak hata yapıyor.
Batı öncülüğündeki askeri müdahalelerin Arap ülkelerine demokrasi getiremeyeceği, Birleşmiş Milletler çatısı altında oluşturulan uluslar arası güvenlik yapısının bozulmasına neden olduğu uyarısı yapan Putin, “Libya senaryosunun Suriye’de uygulanmasına izin verilmemeli.” çağrısı yaptı. Libya eski lider Muammer Kaddafi’nin Orta Çağ’da bile görülemeyecek, ilkel dönemlerden kalma bir öfke ile kalabalıklar tarafından öldürüldüğünü hatırlatan Rusya Başbakanı, “Biz bunu acı bir dersle öğrendik. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden Suriye’nin içişlerine askeri müdahaleye yol açacak benzer bir kararın çıkmasına asla izin vermeyiz.” hatırlatmasında bulundu.
Veto hakkının uluslar arası sistemin ayrılmaz bir parçası olduğunu ifade eden Putin, askeri müdahalelerle demokrasi getirme çabalarının geri teptiğini, radikal unsurların su yüzüne çıkarak laik yapıları değiştirdiğini söyledi. Arap Baharı ile geleneksel çalışma alanları olan bölgeden Rus şirketlerinin çıkarılmaya çalışıldığına dikkat çeken Rusya lideri, “Burada birilerinin çıkarları doğrultusunda piyasa yeniden yapılanıyor. Moskova da yeni Arap yönetimleri ile çalışarak Rusya’nın ekonomik çıkarlarını bölgede yeniden inşa edecek” dedi.
İran’a saldırının yıkıcı sonuçlarını hayal bile edemeyiz
İran’a nükleer programı nedeni ile herhangi bir askeri saldırının gündemde tutulmasından rahatsız olduklarına işaret eden Rusya Başbakanı, “dış müdahale korkusunun nükleer güç olma eşiğindeki ülkeleri de nükleer silahlardan vazgeçmek yerine onlara sahip olmaya teşvik edeceği” uyarısı yaptı.
Rusya’nın İran’a yönelik muhtemel bir saldırı nedeni ile alarm durumunda olduğunu kaydeden Putin, “Eğer bu olursa, bunun sonuçları tam anlamı ile yıkıcı olur… Muhtemel sonuçlarını hayal etmek bile imkansız” ifadelerini kullandı.
Rusya’nın İran’ın uranyum zenginleştirme dahil, sivil nükleer enerji elde etme ve kullanma hakkının tanınmasını önerdiklerini ifade eden Putin, Uluslar arası Atom Enerjisi Ajansı’nın sıkı bir şekilde çalışmaları kontrol etmesi gerektiğini kaydetti. Putin bunun başarılı olması durumunda bir kısım ülkelerin tek taraflı olarak uygulamaya koydukları yaptırımların da gereksiz olacağını söyledi.
Nükleer silahların yayılması teşvik ediliyor
Batılı ülkelerin bağımsız ülkeler üzerinde yaptırımlar ya da askeri müdahaleler yolu ile baskı uygulamasının kabul edilemez olduğunu savunan Rusya Başbakanı, “Eğer benim cebimde atom bombası olursa kimse bana dokunamaz. Çünkü bunun maliyeti çok yüksek olabilir. Eğer biri buna sahip değilse, o zaman bir kısım ‘insani müdahaleleri’ beklemesi gerekiyor” algısının oluştuğunu söyledi.
Bu nedenle nükleer üretimin sınırında olan bir çok ülkenin askeri nükleer teknolojiye sahip olmak için çalışmalarını hızlandıracağına işaret eden Putin, yaşanan gelişmelerin nükleer silahların yayılmasının tetiklediğini iddia etti ve Kuzey Kore’de yaşanan gelişmeleri örnek gösterdi.
ABD “mutlak yenilmez” değil
ABD ve NATO ülkelerinin uzun süredir var olan uluslar arası normları dikkate almadan, küresel güvenliği tehdit ederek hareket ettiği eleştirisi getiren Putin, füze kalkanı ve önleyici saldırı yaklaşımlarına karşı çıktı. İnsan haklarının önemli bir kavram olduğunu, ancak batılı ülkelerin bu kavramların arkasına sığınarak üçüncü ülkelere müdahale ettiklerine dikkat çeken Putin, bunun ahlaki ve yasal bir vakum oluşturduğunu söyledi.
ABD ve müttefiklerinin temelde Rusya ile çelişen kendi güvenlik kavramlarını geliştirdiklerinin görüldüğünü vurgulayan Putin, “Amerikalılar kendi mutlak yenilmezlik anlayışlarını sağlama alma saplantısı içindeler. Bu bir ütopya. Teknolojik ve jeopolitik açıdan başarılması mümkün değil… Sorun şurada yatıyor. Birinin mutlak yenilmezliği, diğerlerinin mutlak yenilmesi anlamına gelir. Bu yaklaşımla aynı fikirde olmak mümkün değil” ifadelerini kullandı.
Tüm dünyanın sıkıntılı günlerden geçtiği şu dönemde Moskova ve Washington arasında yakın ve güvene dayalı ilişkilerin oluşmasının önemli olduğuna değinen Putin, bunun karşılıklı saygı çerçevesinde olması gerektiğini söyledi.
Afganistan’ın sorunlarını ancak Afganlılar çözebilir
Rusya’nın ekonomik gelişimi, askeri yapısının güçlenmesi, terörle mücadele ve uyuşturucunun kökünün kurutulması konularında Afganistan’a yardımcı olabileceğini kaydeden Putin, bunun için ulusal uzlaşı ve yakın komşularının katkısı gerektiğini ifade etti. Putin’e göre El-Kaide ve terör örgütleri ile bağlarını koparması durumunda bu sürece Taliban da dahil olabilir.
Afganistan’ın uyuşturucu üretim alanları ve laboratuarların yıkılmasında yardımcı olması durumunda, kendilerinin daha fazla katkı sağlayabileceğini vurgulayan Putin, “Geçen yıl Afganistan’da uyuşturucu üretimi yüzde 40 arttı. Rusya vatandaşlarının sağlığına yönelik büyük bir eroin saldırısı ile karşı karşıya… 2001’de Afganistan’ı işgal eden NATO öncülüğündeki koalisyon güçleri terör merkezlerini ve uyuşturucu üslerini yok etmede başarılı olamadı… Ancak Afganlılar kendi sorunlarını çözer” hatırlatmasında bulundu.