Erdoğan-Putin görüşmesine Esed’in gölgesi düştü

Moskova-Ankara arasında stratejik ortaklığa doğru giden ilişkiler dış politikada yaşanan gelişmeler nedeni ile yeni sınırlamalarla karşı karşıya. Yukarı Karabağ, Kıbrıs, Kosova ve diğer bölgesel sorunlarda farklı düşünen iki başkentin yaklaşımlarına Arap Baharı ve Suriye krizi de eklendi.

2008’de patlak veren Rus-Gürcü savaşında batıdan bağımsız dış politika yaklaşımları ile Moskova’nın ilgisini çeken Ankara, Suriye politikaları nedeni ile eleştiriliyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Rusya Devlet Başakanı Vladimir Putin’in üçüncü kez Kremlin’e çıkmasının ardından gerçekleştireceği ilk ziyarette bu farklı duruşun gölgesi olacak. ABD ve Avrupa ülkelerinin Suriye rejimine desteği kesmesi için ikna edemediği Moskova’yı bir de Erdoğan zorlayacak.

Erdoğan’dan önce BM Güvenlik Konseyi Özel Temsilcisi Kofi Annan’ı ağırlayan Moskova, Suriye politikalarında herhangi bir değişime gitmeyeceklerini bir kez daha teyit etti. Kremlin’den yapılan açıklamada 6 maddelik Annan barış misyonu ve Cenevre kararlarına desteğin süreceği yinelendi. Moskova, 21 Temmuz’da süresi dolacak BM gözlemcilerine ek 90 gün daha verilmesini istiyor.

Batının NATO aracılığı ile eski Sovyet topraklarında ilerleyişini Gürcistan savaşı ile durduran Moskova, Suriye’yi de yeni bir kırmızı hat olarak görüyor. Rusya’nın Ortadoğu ve enerji kaynakları üzerindeki stratejik çıkarları Şam’da batı yanlısı bir yönetimin iktidara gelmesinin ardından bitebilir. Rusya ve batı ülkeleri arasında tampon bölge olarak duran İran rejiminin de Suriye sonrası etkilenmesi muhtemel.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov dün düzenlediği basın toplantısında çok açık konuştu: “Suriye’deki eylemlerin arkasında El-Kaide terör örgütü var… Suriye lideri Beşşar Esed’in ayrılmamasını biz değil, geniş halk kitleleri istemiyor. Askeri müdahaleye yol açacak herhangi bir BM Güvenlik Konseyi kararına izin vermemiz imkansız.”

Suriye’de militan grupların Türkiye üzerinden silah temin ettikleri ve lojistik destek aldıkları iddiasında bulunan Moskova, Suriye karasularına yakın bir alanda düşürüldüğü iddia edilen Türk jeti ile ilgili bilgileri Ankara’ya gönderdiğini açıkladı. Suriye’nin Tartus limanında deniz üssü bulunan Moskova, bölgede olası sıcak gelişmelere karşı savaş gemilerini sıcak denizlerde tutmayı yeğliyor.

Erdoğan, Rus meslektaşı Putin’le görüşmesinde Esed’in halkına zulmettiğini ve görevden ayrılması gerektiğini söyleyecek. Muhtemelen Türk jetinin düşürülmesi konusunda uluslar arası hukukun çiğnendiği ve Türkiye’nin cevap hakkını saklı tuttuğunu da aktaracak. Putin’i ne kadar ikna edebileceği ise tartışmalı.

Zira Moskova, Libya krizinden farklı olarak seçim sürecini atlatmış ve batıya göre ekonomik anlamda ayakları daha sıkı yere basabilen bir konumda. Kremlin’de Libya müdahalesini “aldatma” ve “haçlı seferi” olarak tanımlayan Putin oturuyor. Suriye’de askeri müdahaleye izin verecek Moskova’nın kendi arka bahçesinde egemenlik kurması da zorlaşabilir.

Erdoğan’ın temaslarında Suriye’nin dışında ekonomik, enerji ve turizm alanındaki ilişkiler de masaya yatırılacak. Rusya Devlet Başkanı Putin ve Başbakan Erdoğan arasında kurulan kişisel dostluk, ortak bakanlar kurulu gibi çalışan “Üst Düzey İşbirliği Konseyi”nin (ÜDİK) kurulmasına, ekonomik alanda 100 milyar doları hedefleyen toplam ticaret hacminin hedeflenmesine imkan sağladı.

İki ülkede yatırımlar karşılıklı olarak 10 milyar dolara yaklaşırken, Güney Akım’a Ankara’dan izin çıktı ve 2012 yılbaşında Putin, Türk politikacıların sözlerinde durduğunu ve kendilerine “yılbaşı hediyesi” takdim ettiğini söyledi. Güçlenen ilişkiler bir aylık süreli ziyaretlerde vizelerin kalkmasına kadar ilerlerken, Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü’e “diyalog ortağı” statüsü ile üyeliği gerçekleşti.

Suriye krizi dışında samimi bir ortamda geçmesi beklenen görüşmelerde Erdoğan, Putin’i Türkiye’ye davet edecek. Ankara’da yapılacak ÜDİK toplantısı için takvim belirlenecek. Rusya’nın 20 milyar doları aşan Akkuyu nükleer santralinde kazmanın ne zaman vurulacağı masaya yatırılacak. Ankara’nın BOTAŞ dışında özel şirketlere doğalgaz ithalatına izin vermesi de enerji gündeminde ele alınacak.