“Rusça 1960’larda korkulan bir dildi”
Rus Türk İşadamları Birliği’nin (RTİB) düzenlediği "Nazım Hikmet’i Anma Etkinliklerinin" onur konuğu olarak Moskova’ya gelen çağdaş Türk şiirinin en önemli temsilcilerinden, şair, yazar ve öğretim üyesi Ataol Behramoğlu okurları ve şiir severlerle buluştu.
Nazım Hikmet'ten diğer Türk ve Rus şairlerden şiirler okuyan Ataol Behramoğlu çeviri eserlerde üslup ve orijinalliği korumaya dikkat çekti. Soru ve cevap şeklinde geçen oturumda Behramoğlu, çevirinin bir dili hissetmeden onu yaşamadan yapılamayacağını vurguladı.
Cihan Haber Ajansı’na Rusya temasları ile ilgili değerlendirmede bulunan ünlü şair, Rusya çevirmenler birliğinin daveti üzerine Moskova’ya geldiğini söyledi. Behramoğlu, “Pek çok ülkeden 200 kadar Rus Dili ve Edebiyatı uzmanı, öğretim üyesi ve çevirmeni davet edildi. Ben de Türkiye’den davetli olarak buraya geldim. Burada Rusça’dan Türkçe’ye çeviriler konusunda bir bildiri sundum. Rus edebiyatından çeviriler 19.yüzyılın son çeyreğinde başlamıştır. Türkiye adına bu çok önemli. Çünkü Türkiye Avrupa ülkelerinden çokça gecikmiş değildir. Belli başlı Avrupa ülkelerinde ise bu çeviriler 19.yüzyılın ikinci yarısında başlamıştır.” dedi.
Rusya’da gerçekleşen Nazım Hikmet anma programlarına çok sayıda Rus vatandaşının katıldığını, Türkler ve Ruslar arasında birçok evlilikler olduğunu hatırlatan şair, “Ruslara Türkiye’yi daha yakından tanıtmak bakımından bu tür organizasyonlar çok önem arz ediyor. Rusça benim üniversite yıllarımda, yani 1960’larda korkulan bir dildi. Ama zamanla bu olgu değişti. Her şeye rağmen o yıllarda bu dili öğrenmeyi seçtim çünkü Rusça içerisinde birçok önemli yazarı ve şairi barındırıyor. Çok zengin bir dil. Ayrıca geçmişten günümüze birçok evlilik ve ticari anlaşma yapıldı ve yapılmaya da devam ediyor. Bunların hepsi iki taraf arasındaki ilişkileri olumlu yönde etkiliyor.” tespitinde bulundu.
Rusya’nın şu anda geçiş dönemi yaşayan bir ülke olduğunu, ancak kültürel zenginliğe önem vermiş ve önem vermeye de devam eden bir ülke olduğuna değinen Behramoğlu, “Dünyanın çeşitli ülkelerinden sanatçıların, yazarların, şairlerin bütün masraflarını üstlenerek getirtip Rusya’nın çeşitli kentlerinde organizasyonlar düzenliyor. Bu yönde kültüre çok büyük yatırım yapmakta. Birçok insan Puşkin'le alakalı çok şeyi biliyor. Ünlü şair adına birçok etkilik düzenleniyor. Geleneksel olarak bunlar tekrarlanıyor, hatırlanıyor.” ifadelerini kullandı.
Behramoğlu konuşmasında, Suriye krizinin çözümünde Rusya-Türkiye işbirliğinin önemine dikkat çekerek şu değerlendirmede bulundu: “Rusya ve Türkiye arsında oluşun şu andaki olumlu gidişatın sadece kültürel ve ekonomik alanda değil diğer alanlarda da devam etmesini diliyorum. Komşumuz olan Suriye’deki olayların çözümü konusunda Türkiye ve Rusya’nın ortak hareket etmeleri sonucunda her iki ülke adına da olumlu getiriler kazandıracağı kanaatindeyim. Olumlu gelişmeler olmasını temenni ediyorum.”