Rus uzmandan Kanal İstanbul yorumu: Rusya için iki boğaz, bir boğazdan daha kötü olabilir
HABERRUS - Türkiye'nin, Karadeniz'den Marmara'ya Boğaz'a paralel uzanan Kanal İstanbul'un inşaatına Haziran'da başlayacağını açıklaması Rusya'da yeniden Montrö sözleşmesi'ni gündeme taşıdı.
Cumartesi günü Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan tarafından Kanal İstanbu'un temel atma töreninin yapılacağının açıklanmasının ardından Rus basını uzman görüşlerine yer verdiği haberde yeni kanalın Rusya için ek riskler oluşturabileceğine vurgu yapılıyo.
'Rusya için iki boğaz, bir boğazdan daha kötü olabilir'
Rus Nezavisimaya Gazeta'nın konuya ilişkin haberinde Moskova'nın uzun süredir "Türkiye'nin İkinci Boğaz" projesi hakkında resmi olarak herhangi bir açıklama yapmasa da, Rusya'nın kendi düşünceleri kendine göre bir planının olabileceğinin altını çizerek, Rusya'nın Türkiye'nin yeni kanal projesinin netleşmesini, detayların ortaya çıkmasını beklediği yorumunda bulunuyor.
Rusya'nın Türkiye Büyükelçisi Aleksey Yerhov’un 2019 sonunda yaptığı "Karadeniz ve Marmara Denizi arasında İstanbul Kanalı şeklinde ek bir su yolunun varlığı veya yokluğu Montrö Sözleşmesi'nin uluslararası yasal rejimini değiştirmeyecektir” açıklaması hatırlatılmış.
45 kilometrelik yeni kanalın, İstanbul'un tam ortasından geçeceğini ve kanalın maliyetinin çok yüksek olduğunu bu yüzden de ticari gemiler için planlanan geçiş ücretlerinin de mevcut boğazla karlılaştırıldığında çok yüksek olacağı mevcut boğazdan yılda yaklaşık 50 bin gemi geçerse, Türk makamlarının geliri yaklaşık 50 milyon dolarken, Türk Ulaştırma Bakanı'na göre, yeni kanaldan transit geçiş için yetkililer yılda yaklaşık 1 milyar dolar toplamayı umduğunu, inşaatın kendisinin maliyetinin ise şu anda yaklaşık 10 milyar dolar olarak tahmin edildiğini belirtiyor.
Türkiye'deki çevrecilerin yanı sıra, bazı politikacı ve Ordunun bu yeni kanalın inşaasına karşı çıktıkıklarını, Nisan ayı başlarında, yüzün üzerinde emekli Türk deniz subayının, uzun yıllar ülkenin istikrarına temel teşkil eden Montrö Sözleşmesinin kanalın inşası kapsamında tartışmaya açık olduğu yönündeki endişelerini dile getiren bir bildiri yayınladığını ancak Mayıs ayı sonunda bu bildiriye imza atan emekli askerlerin haklarında açılan bir ceza davasında ifade vermesi için Ankara Başsavcılığına çağrıldığı bilgisi de paylaşılıyor.
Gazeteye konuşan Rusya Bilimler Akademisi Doğu Çalışmaları Enstitüsü Yakın ve Orta Doğu Araştırma Merkezi'nden akademisyen Amur Hacıyev, “Bu projenin üç yönü var: Siyasi, askeri ve ekonomik” diyerek şu değerlendirmeyi yaptı:
"Başta ABD ve İngiltere olmak üzere NATO ülkeleri, Karadeniz'e savaş gemilerinin geçişi için Montrö Sözleşmesi kapsamında olmayan bir alternatifin ortaya çıkmasıyla kuşkusuz ilgileniyor ve bu Rusya Federasyonu için rahatsız edici. Buna göre Türkiye için yeni kanal, Rusya ile müzakerelerde ek bir koz demek. Ekonomiye gelince, Rusya, Türk Boğazları'ndan mal sevkiyatında ana ülkelerden biridir ve tankerlerin İstanbul Boğazı'ndan geçişinin kısıtlanması durumuyla ilgilenir. Normal şartlarda yeni yapılacak kanalı kullanmak için ekonomik bir sebep yok ama, Türk tarafının bazı analizlerine göre, petrol tankerlerimiz ve diğer kargo gemilerimiz, gelecekte milyonlarca nüfuslu bir metropolün ortasından geçişi bir güvenlik tehdidi ilan etmek ve geçişleri sınırlamak için bir bahane olabilir. Böylece (yeni kanala) müşteri çekmek mümkün olabilir. Çünkü kısıtlamalar olursa yeni ulaşım yolunu kullanmak zorunda kalacaklar.”
Rus uzman ayrıca Süveyş kanalında yaşanan kaza sonrası, Asya’dan Avrupa’ya uzanan yeni taşımacılık kordiorlarının önem kazandığını, bu noktada Rusya ve Türkiye’nin önemli geçiş noktaları olduğunu ve hedeflerine ulaşmak için birbirlerine ihtiyaç duyduklarını da sözlerine ekledi.
“Süveyş Kanalı'nın kapatılmasıyla ilgili son durum, Rusya topraklarının Türkiye de dahil olmak üzere Güneydoğu Asya'dan Avrupa'ya mal teslimi için alternatif yollarda çok aktif bir şekilde yer aldığını gösterdi. İki rota Karadeniz'e gidiyor: İlkinde Uzak Doğu üzerinden yükler Novorossiysk limanına, ikincisinde - Orta Asya cumhuriyetleri, Hazar bölgesi, Volga-Don Kanalı üzerinden - tekrar Karadeniz'e ulaşıyor. Türkiye, Rusya Federasyonu'nun iç ulaşım arterlerini kullanmadan, küresel tedarik zincirinde bölgesel transit ülkelerden biri olarak hedeflerini gerçekleştirmesinin zor olduğunu biliyor. Bu nedenle Ankara, yeni kanalı trafiği kısıtlamanın bir yolu olarak değil, tam tersine gelecekte arttırmak için konumlandırmayı teklif ediyor ”diyor.
Rusya Federasyonu ve Türkiye'nin özellikle Türkiye'den Ermenistan üzerinden Azerbaycan'a ve daha sonra Rusya Federasyonu'na kadar olan rotaların yeniden başlaması için nakliye ve lojistik zincirleri konusunda aktif olarak görüşmeler yaptığını hatırlatan uzman buna karşılık, uluslararası nakliye şirketleri, Rusya Federasyonu üzerinden ulaşım yönlerini denemeye devam ettikleirni ancak gelecekte tüm bu ulaşım kanallarının nasıl kullanılacağı henüz netlik kazanmadığı için Rusya Federasyonu'nun İstanbul kanalının yapımına ilişkin henüz bir tepki yada destek açıklaması yapmadığını görüşünü paylaşıyor.