Rus uzman: “Erdoğan, Oyununu Herkese Karşı Oynuyor”
HABERRUS - Amerika Birleşik Devletleri’nden eli boş dönen Erdoğan, önümüzdeki hafta Rusya’da Putin’le baş başa bir görüşme gerçekleştirecek.
Rusya ziyareti öncesi Erdoğan’a Moskova’dan uyarılar artıyor.
Valday Kulübü Direktörü, CCEMI, Ekonomi Yüksek Okulu Akademik Danışmanı, uzman Timofey Bordaçev, VZGLYAD gazetesinde Erdoğan’ın Putin ziyareti özelinde Türk Dış Politikasında yaşanan gel-gitleri kaleme almış.
Türkiye, son yıllarda Rusya’nın “güç yörüngesine” girdi
‘Türkiye'nin son yıllarda dış politikasında yaşananların gerçek sonucu, aslında ülkenin Rusya'nın güç yörüngesine dahil olması ve Batı kampının "rahatlık bölgesini" terk etmesidir.’diyen uzman artık Türkiye’nin sıradan ülkelerden bir ülke olduğunu ancak Ankara'nın askeri yeteneklerinin hala Rusya ile karşılaştırılamayacağı, dolayısıyla Rusya'nın çekim alanına girdiğinin altını çiziyor.
Rusya'nın güç sahasında yer alan Türkiye’nin, 2015 ve sonrasında Suriye'de Rusya ile etkileşim örneğinde görüldüğü gibi saldırgan davranışlara oldukça yatkın. Ve şimdi, Putin ile görüşmeden önce Ankara'nın İdlib bölgesine ek kuvvetler yerleştirdiği bildiriliyor.
Rus uzman, Türkiye'nin modern dış politikasının, uzun yıllar ABD şahsında "ağabeyine" bağımlı kaldıktan sonra bağımsızlığını elde etmeye çalışan bir devletin kendi yeterliliğine yönelik ne tür tehditlerle karşı karşıya olduğunun mükemmel bir örneği olduğunu ancak Ankara’nın, davranışlarının sınırlarını belirlemede sürekli zorluklar yaşadığını, sadece ihtiyaç duyulduğunda değil, aynı zamanda tamamen gereksiz şekillerde de tepkiler gösterdiğini, bu durumun Türkiye’nin içinde bulunduğu durum ve tarihi tecrübesi açısından bir dereceye kadar anlaşılabilir olduğunu belirtiyor.
Erdoğan’ın BM Genel Kurulu'nda, diğer konuların yanı sıra ülkesinin Kırım'ın "ilhakını" tanımadığını ve genel olarak Ukrayna sınırlarının dokunulmazlığı için savaşacağını neden söylediğinin anlaşılamaz olduğuna vurgu yapıyor.
Bazı uzmanların Erdoğan’ın bu açıklamalarının Suriye'deki olaylarla bağlantılı olduğu yorumunda bulunuyor. Uzman, Ankara’nın Rusya ile Batı arasında bu şekilde denge kurma çabası içerisinde olduğu yorumunu yapıyor.
ABD'nin başını çektiği Batılı ülkelerin "güvenlik çevresi"nin Rusya'nın SSCB'den farklı olarak stratejik nedenlerle Türkiye’yi kontrol altına almayacağını anlamasıyla, Soğuk Savaş'tan sonra Avrupa ve ABD'nin Türkiye'ye karşı baskısının azaldığını bu yaklaşımın kısmi de olsa Türkiye’ye bağımsız dış politika üretme imkanı sunduğunu belirtiyor.
Erdoğan'ın dünya meselelerinde amatör performansla yeterli cesareti olduğunu, ancak gücü ve uzun vadeli istikrarının açıkça yeterli olmadığını belirtiyor.
‘Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye'si Rusya'nın ne dostu ne de müttefiki ama bir düşman da değil, kelimenin modern anlamıyla gerçekten rahat ve hoş bir ortak.’ İfadelerini kullanıyor.
Erdoğan'ın eylemleri ülkeyi ekonomik veya siyasi bir felakete o zaman Türkiye’nin tekrar ABD ve Avrupa’nın sadık bir müttefik çıkarlarını koruyan konumuna geri döneceği uyarısında bulunuyor.