Rusya’nın Suriye’deki Ekonomik Yatırımları da Tehlikede
HABERRUS - Suriye’deki son gelişmeler, Rusya’nın hem askeri hem de ekonomik varlığı üzerinde önemli soruları gündeme taşıdı.
Beşar Esad rejiminin devrilmesiyle birlikte, Moskova’nın Suriye’deki milyar dolarlık projelerinin geleceği tartışılmaya başlandı.
Rusya, Suriye’de özellikle enerji, tarım, taşımacılık ve turizm sektörlerinde geniş çaplı yatırımlar gerçekleştirdi.
2023’te Beşar Esad, Rusya ile 40 ortak yatırım projesi planlandığını duyurmuştu. Bu projeler arasında Latakiye’de turizm ve altyapı projeleri: Akdeniz kıyısındaki otel projelerinden biri %50 oranında tamamlanmıştı.
Ayrıca enerji sektörü yatırımları arasında Rosatom’un yerel enerji altyapısını güçlendirme çalışmaları var.
Ulaşım ve lojistik alanında ise Rus şirketlerinin Suriye’nin taşımacılık altyapısını modernize etme planları devam ediyor.
Tarım projeleri kapsamında Suriye’nin tarım üretim kapasitesini artırmaya yönelik girişimler de bu durumdan olumsuz etkilendi.
Rusya’nın 2011 sonrası Suriye’ye ihracatı yılda yaklaşık 500 milyon dolar seviyesinde sabitlenmişti. Ancak bu rakamlar, Moskova’nın uzun vadeli stratejik yatırımları ile destekleniyordu.
Yeni Yönetimin Rusya ile İlişkileri
Suriye muhalefet temsilcilerinden Anas el-Abda, yeni yönetimin Moskova ile iyi ilişkiler kurmayı umduğunu belirtti. Ancak Rusya Dışişleri Bakanlığı, sürecin çok taraflı olarak ele alınması gerektiğini vurguladı. Yatırımlar açısından, hükümet değişikliği Moskova’nın projelerine tehdit oluşturuyor.
Uzman Görüşleri ve Belirsizlikler
Rusya’daki Yüksek Ekonomi Okulu araştırmacılarından Georgiy Asatryan’a göre, projelerin tamamen iptal edilmesi şu an için mümkün görünmüyor. Ancak siyasi belirsizliklerin uzun sürmesi durumunda, ekonomik iş birliği durma noktasına gelebilir.
Rikom-Trust’tan Oleg Abelev de benzer bir şekilde, “Hükümet değişikliği bazı projeleri durdurabilir, ancak tamamen tersine döndüğünü söylemek için erken” dedi.
Suriye’deki gelişmelerin, Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkileri de etkileyebileceği belirtiliyor. Moskova ve Ankara, Suriye’deki istikrarı sağlama çabalarında iş birliği yapmaya devam ederken, yeni yönetimle ilişkilerin şekillenmesinde bu iş birliği belirleyici olabilir. Türkiye’nin özellikle Suriye’deki Kürt gruplara yönelik politikaları ve bölgesel etkisi, bu denklemi daha karmaşık hale getiriyor.
Mevcut projelerin devamı, yeni yönetimin Moskova ile ilişkilerinin nasıl şekilleneceğine bağlı.
Türkiye ve diğer bölgesel aktörlerle yapılacak diyaloglar, Suriye’deki ekonomik dengeleri etkileyebilir.
Moskova, yatırımlarını korumak ve stratejik çıkarlarını sürdürmek için yeni yönetimle diplomatik köprüler kurmak zorunda. Ancak bu süreç, hem bölgesel hem de uluslararası siyasi dinamiklere bağlı olarak zorlu geçebilir.