Kremlin'den ABD'ye Yumuşama Sinyali: "Dost Olmayan Ülkeler Listesinden Çıkarılabilir"
HABERRUS - Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, Rusya'nın ABD ile ilişkilerin gelişmesi durumunda Washington'ı "dost olmayan ülkeler" listesinden çıkarmayı değerlendirebileceğini açıkladı.
Peskov'un basın toplantısında yaptığı çok yönlü açıklamalar, Rus dış politikasının güncel önceliklerine ışık tuttu.
Peskov, eski Ulaştırma Bakanı Roman Starovoyt'un ölümüne ilişkin soruşturmada tüm ihtimallerin masada olduğunu belirtti: "Olayla ilgili olarak intihardan cinayete kadar tüm versiyonlar değerlendiriliyor." Starovoyt'un görevden alındığı gün silahla vurulmuş halde bulunması, olayın arka planına dair spekülasyonları artırıyor.
AB Yaptırımları ve Ekonomik Direnç
Avrupa Birliği'nin hazırladığı yeni yaptırım paketini yakından takip ettiklerini vurgulayan Peskov, "Batılı kısıtlamaların etkilerini en aza indirmek için tüm çabalarımızı sürdüreceğiz. Bu yıllarda baskı altında çok şey öğrendik" ifadelerini kullandı. Rus yetkili, ABD yaptırımlarını "yasa dışı" olarak nitelendirirken, iki ülke iş dünyasına zarar verdiğini savundu.
Ukrayna Krizi ve Diplomatik Girişimler
Kiev yönetiminden çatışmanın çözümü için yeni bir toplantı tarihi önerisi beklediklerini belirten Peskov, Zelenskiy rejime yapılan silah sevkiyatlarının barış sürecine zarar verdiğini iddia etti. Rus tarafı, ABD eski Başkanı Donald Trump'ın Moskova-Kiev arasında doğrudan müzakere süreci başlatma girişimini takdirle karşıladığını açıkladı.
ABD ile İlişkilerde Potansiyel
Peskov'un en dikkat çekici açıklaması, Rusya-ABD ekonomik ilişkilerinin yeniden başlatılması için "önemli potansiyel" olduğu yönündeydi. Bu ifade, iki ülke arasındaki tansiyonun düşebileceğine dair işaret olarak yorumlanırken, Washington'ın "dost olmayan ülkeler" listesinden çıkarılma olasılığı ilişkilerin seyri açısından kritik önem taşıyor.
Diplomatik gözlemciler, Peskov'un bu açıklamalarını Rusya'nın Batı'yla ilişkileri normalleştirme çabasının bir parçası olarak değerlendiriyor. Ancak Ukrayna'daki savaşın seyri ve ABD'nin tutumunun bu süreci doğrudan etkileyeceği belirtiliyor.