AB ve İngiltere'den Alaska Zirvesi Sonrası Sert Tepki: Yeni Yaptırımlar Geliyor

HABERRUS - Avrupa Birliği ve İngiltere, Putin-Trump zirvesinin ardından Moskova'ya karşı yeni yaptırımlar hazırlığına başladı.

AB liderleri ile İngiltere Başbakanı'nın acil toplantısı sonrası yayınlanan ortak bildiride, Ukrayna'ya silah sevkiyatı kısıtlamaları veya Kiev'in AB/NATO entegrasyonundan vazgeçilmesi gibi seçeneklerin kesinlikle masada olmadığı vurgulandı. Bildiride dikkat çeken başlıklar şöyle:

"Demir Gibi Güvenlik Garantileri" Vurgusu

ABD Başkanı Trump'ın barış çabalarını takdir ettiklerini belirten Avrupalı liderler, ancak Ukrayna'nın güvenliğinin "tartışmasız ve sağlam" garantilerle korunması gerektiğinin altını çizdi. Brüksel'de düzenlenen olağanüstü büyükelçiler toplantısında alınan karara göre, Rusya'ya yönelik ekonomik baskı artırılarak sürdürülecek. Bildiride, "Adil ve kalıcı bir barış sağlanana kadar yaptırımları artırmaya devam edeceğiz" ifadesi yer aldı.

Sınırların Dokunulmazlığı İlkesi

Avrupalı liderler, uluslararası hukukla tanınmış sınırların "şiddet yoluyla değiştirilemeyeceği" konusunda ısrarcı oldu. Ukrayna'nın toprak bütünlüğü konusundaki kararlarını bağımsızca alabilmesi gerektiği vurgulanan bildiride, "Hiçbir ülkenin komşusuna ait toprakları ilhak etme hakkı yoktur" mesajı öne çıktı.

Diplomatik kaynaklar, bu açıklamaların Putin'in Alaska'da dile getirdiği "bölgesel düzenleme" önerilerine dolaylı yanıt niteliği taşıdığını belirtiyor.

Analistlerden Kritik Yorumlar

Siyaset bilimciler, AB'nin bu açıklamayla, Trump'ın diplomasi girişimlerine desteklerini korurken "asgari kırmızı çizgilerini" netleştirdiler.

Rusya'nın olası bir ateşkesi stratejik kazanıma dönüştürmesine izin vermeyeceklerini gösterdiler.

Ukrayna'nın Batı yapılarına entegrasyon sürecinin geri döndürülemez olduğunu teyit ettiler.

Brüksel'deki yetkililer, yeni yaptırım paketinin özellikle Rus savunma sanayii ve enerji sektörüne odaklanacağını ima ederken, Londra'dan gelen bilgilere göre İngiltere, Rus oligarkların batıdaki varlıklarına yönelik ek kısıtlamalar getirmeyi planlıyor.

Önümüzdeki haftalarda diplomasi trafiğinin yoğunlaşacağı bir süreç beklenirken, Avrupa'nın bu tutumunun üçlü zirve öncesinde kritik bir denge unsuru oluşturacağı değerlendiriliyor.