HABER ANALİZ: ''Türk NATO'su" İddiaları ve Bölgesel Yansımaları
HABERRUS - Azerbaycan'ın ev sahipliğinde düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) 12. Zirvesi, örgüt içindeki askeri işbirliğinin geleceğine dair önemli sinyaller verdi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Türk devletlerinin uluslararası arenada "tek bir güç merkezi" olarak hareket etmesi ve kolektif güvenlik konularında işbirliğini güçlendirmesi gerektiğini vurguladı. Aliyev, "Bugünün dünyasında askeri güç, herhangi bir ülkenin bağımsızlığının ve toprak bütünlüğünün ana faktörüdür" ifadelerini kullandı.
Zirvede, savunma sanayii işbirliğinin geliştirilmesi, ortak askeri tatbikatlar düzenlenmesi ve 2026'da Azerbaycan'da TDT çatısı altında ilk kez geniş katılımlı bir askeri tatbikat yapılması konusunda mutabakata varıldı.
Diğer Liderlerden İhtiyatlı Yaklaşım ve Farklı Öncelikler
Ancak, Azerbaycan'ın bu girişimine diğer üye devletlerden temkinli yaklaşımlar geldi.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım-Cömert Tokayev, önceliğin siber güvenlik ve dijital inovasyon alanlarında işbirliği olması gerektiğini belirtti.
Özbekistan lideri ise bölgesel çatışma risklerine odaklandı. TDT Genel Sekreteri Kubanıçbek Ömüraliyev ise örgütün bir askeri ittifaka dönüştürülmeyeceğini açıkça ifade ederek, dış ortaklarla ilişkilerin geliştirilmesi çağrısında bulundu.
Bu tepkiler, örgüt içinde askeri işbirliğinin kapsamı ve hızı konusunda tam bir fikir birliği olmadığını gösterdi.

Rusya İçin Potansiyel Jeopolitik Çıkarımlar
TDT içindeki bu gelişmeler, bölgedeki mevcut güvenlik yapılanmaları, özellikle de Rusya'nın öncülüğündeki Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) açısından yeni dinamikler getiriyor.
Rus politolog Bogdan Bezpalko'ya göre, Türkiye ve Azerbaycan'ın uzun vadeli stratejisi, TDT'yi bir "Türk NATO'su"na dönüştürmek yönünde. Bu durum, özellikle hem KGAÖ hem de TDT üyesi olan Orta Asya ülkeleri üzerindeki etki mücadelesini şiddetlendirebilir.
Bezpalko, Rusya ve Çin'in, eski Sovyet coğrafyasında kendi nüfuz alanlarına yönelik böyle bir yapılanmaya karşı çıkacağını, ancak Rusya'nın şu an için üye ülkeleri askeri tatbikatlardan vazgeçirecek çok fazla aracı bulunmadığını belirtiyor.
Uzun Vadeli Strateji ve Belirsizlikler
Analistler, Türkiye ve Azerbaycan'ın "yumuşak" ve kademeli bir strateji izlediğine işaret ediyor.
TDT bünyesindeki askeri tatbikatların sayısı ve karmaşıklığı artarken, bu durum örgütün nihai yönü konusunda soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.
Rusya ile ilişkilerin "soğuk bir ateşkes" halinde olduğu değerlendirilen Azerbaycan'ın, Türkiye'nin askeri-politik çıkarlarının bir katalizörü olma stratejisi, bölgesel denklemde yeni gerilimlere yol açabilir.
Önümüzdeki dönemde, Orta Asya ülkelerinin TDT içindeki askeri işbirliğine ne ölçüde dahil olacağı ve bu durumun KGAÖ ile ilişkilerini nasıl etkileyeceği, bölgenin geleceğini şekillendirecek kilit faktörler olarak öne çıkıyor.
