Bulgur, Rusya pazarında greçka ile yarışacak

Rusya’nın başkenti Moskova’da düzenlenen World Food Moscow 2012 gıda fuarına Türkiye’den yoğun ilgi var. Rusya ile bir aylık süreli ziyaretlerde vizelerin kalkması, Rusya’nın Dünya Ticaret Örgütü üyeliği ve gümrüklerde uluslar arası standartların geçerli olmaya başlamasının ardından Türk girişimciler Rusya’da iş yapabilmek için çalışmalarını yoğunlaştırdı.

Rusya-Türkiye ticari ilişkilerinde 100 milyar dolarlık hedefi yakalayabilmek için kolları sıvayan girişimciler, 2011’de Rusya’ya toplam 6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Gıda sektörü ise toplamda 1,1 milyar dolarlık bir paya sahip. 2012’nin ilk yedi ayında yüzde 8 artan gıda ihracatı 550 milyon dolara ulaştı.

Sektör iç piyasada devlet destekli ürünlerin fiyatlarının düşük olması nedeni ile pazara girişte zorluklar yaşıyor. Türk gıda ürünleri Rus yemek kültürüne zamanla uyumlu hale geliyor. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından bu yana her yıl milyonlarca Rus turistin Türkiye’de tatil yapması gıda sektörünün de işini kolaylaştırıyor.

Bulgur kilo yapmıyor

Makarna Bulgur Bakliyat ve Bitkisel Yağlar Tanıtım Grubu (MBTG) Başkanı Ahmet Tiryakioğlu, Rusya’nın greçka tüketim kültürünü değiştireceklerini söyledi. Daha çok eski Sovyet coğrafyasının ana tüketim kalemlerinden olan greçka, özellikle askerlerin günlük yiyecekleri arasında yer alıyor. Sabah sütle, öğle akşam et ya da farklı tadlarla hazırlanan greçka Rus sofrasının vazgeçilmezi. Türkiye’nin sert buğdaydan üretilen yarı mamul bulgur ise şimdi Rusya’da raflarda greçka ile yan yana durmaya başladı. Tiryakioğlu’na göre Türk bulguru daha besleyici, daha kolay pişen, protein değeri yüksek, hazmı kolay, hamilelikte bebek zekasını geliştiren ve kilo yapmayan bir ürün.

Gaziantep Üniversitesi’nden Gıda Mühendisi ve MBTG Çalışma Grubu Başkanı Porf. Dr. Mustafa Bayram fuarda yaptığı değerlendirmede bulgurun besin değerinin kabuğundan ayrıldığı için çok yüksek olduğunu, işlemden geçirildiği için mikro organizmalara karşı daha dayanıklı olduğunu söyledi. Türk bilim adamına göre bulgur radyasyon tutmayan önemli gıda ürünlerinden biri. Özellikle savaş zamanlarının vazgeçilmezi.

Bulgurdan 250 çeşit yemek yapılıyor

Bulgurun pastorize bir ürün olduğunu ve aromasının çok özel olduğunu kaydeden Bayram, “Bulgurdan 250 çeşit yemek yapılıyor. Bulgur pilavından tutun, kısır, içli köfte, çiğ köfte ve sütlü bulgur tatlısına kadar saymakla bitmeyecek yemekte kullanılabilir.  Kaliteli bulgur daha çok Türkiye’nin iklim yapısı ve coğrafi özelliklerinde yetişen sert buğdaydan üretiliyor.” dedi.

Greçka’nın kuzey ve daha soğuk bölgelerde yetişen bir ürün olduğuna değinen Bayram, proteini sindiremeyen çölyak hastalarının bu ürünü tükettiğini belirtti. Bulgurun 2-3 yıl gibi bir raf ömrü olduğuna değinen Türk bilim adamı, “Nişastası jelleştirilmiş bir ürün. O yüzden sindirimi çok kolay. Greçkanın ise nişastası çok yüksek. Bir diğer özellik ise bulgur yarı mamul olduğu için, greçkaya göre çok daha hızlı pişirilebilir.” bilgisini aktardı. Kısırın hiç pişirmeden sıcak su ile karıştırılarak yapılabildiğini, çiğ köftelik bulgurun yoğurarak yenmeye hazır hale geldiğine dikkat çeken Bayram, Türkiye’de vatandaşların yılda ortalama 12 kilogram bulgur tükettiğini söyledi. Bulgur bu değerli besin özellikleri ile hem besliyor, hem de sağlığı koruyor. Kolon kanserini engelleyen bulgur, hamilelikte bebeklerin zeka gelişimini sağlıyor. Bozulmaya ve böceklenmeye karşı çok dayanıklı olduğu için dünyada stratejik ürünler içinde yer alıyor.

Bulgur üretiminde olduğu gibi durum buğdayı kullanılarak yapılan Türk makarnasının kalitesi ve lezzeti, ürünün Mezopotamya ve Anadolu’dan gelmesinden kaynaklanıyor. Öyleki bu tat ve kalite İtalya makarna kalitesi ile de yarışıyor.

Sektör 1,7 milyar dolar ihracat yaptı

Makarna Bulgur Bakliyat ve Bitkisel Yağlar Tanıtım Grubu (MBTG) üyesi 1100 şirket olduğunu ifade eden Başkan Tiryakioğlu, Türkiye’nin 500 milyar dolar olarak belirlenen ihracat hedefini yakalamak için çalıştıklarını ifade etti. 2012’de yüzde 8 artış öngördüklerini kaydeden Tiryakioğlu, 11 kişilik yönetim kurulu üyeleri ile birlikte 3 ay önce oluşan MBTG’nin belirlenen 17 ülkede tanıtım çalışmaları yapacaklarını ifade etti.

Dünyanın en kaliteli Kırmızı mercimeğinin sadece Mezopotamya bölgesinde yetiştiğini, besin değeri ve aromasının çok yüksek olduğunu belirten Tiryakioğu, “Fasulye, nohut ve diğer bakliyat ürünlerimizin rekabet edebilir bir fiyat aralığı var. Ayçiçek yağımız daha çok Trakya bölgesinden. Türkiye yağ işletmeleri açısından ciddi bir alt yapısı olan ülke. Ürünlerimiz iklim ve toprak yapısının etkisi ile organik seviyede. Bir de kimyasal ve ilaç kalıntıları hem Rusya’nın hem AB’nin belirlediği değerlerin çok altında. Gönül rahatlığı ile Türk bakliyat ve yağ ürünlerini tüketebilirler” dedi.