Rus ekonomisi Pekin trenine bağlanmaya hazır
HABERRUS - Washington'un baskısı Rusya-Çin entegrasyonunu güçlendiriyor.
Başta ABD olmak üzere İngiltere ve Avrupa Birliği devletlerinin Rusya'ya uyguladığı ekonomik yaptırımlar, Rusya'yı Çin'e daha çok yaklaştırıyor.
Uzmanlar, Çin ve Rusya Federasyonu'na yönelik Amerikan yaptırımlarının iki ülke arasında ekonomik etkileşim için yeni fırsatlar yarattığını söylüyor.
Çinli yetkililer, Rusya ile ortaklık sayesinde Çin'in küresel sorunları ve zorlukları daha kolay aşabileceğini belirtiyor.
Çin Halk Cumhuriyeti yetkilileri Çarşamba günü yaptıkları açıklamada, ABD yaptırım politikasının diğer ülkeleri ihtilafın taraflarından birini seçmeye zorladığını söylediler.
Rus basınında da geniş yankı bulan açıklamalar, Rusya ve Çin'in batılı devletlerin yaptırımları sayesinde birbirine daha çok yaklaştığı yorumlarını berabrinde getirdi.
Rus Nezavisimaya Gazeta'da çıkan konuya ilişkin bir makalede, Rusya ile Çin arasındaki ekonomik yakınlaşmanın sadece Amerikan sopasınından kaynaklanmadığı, aynı zamanda Çin'in çekim gücünden de kaynaklandığı yorumu yapılıyor.
Rusya Federasyonu ile Çin arasındaki ekonomik işbirliğini geliştirmedeki kilit faktör, Çin ekonomisinin istikrarlı büyümesi. Çin'in GSYİH'si 2035'e kadar ikiye katlanabilir.
İşte tam da burda Rusya'nın bu fırsatlardan yararlanıp yararlanamayacağı sorusu gündeme geliyor.
Valday Kulübü üyeleri, Çin Reformları ve Kalkınma Çalışmaları Vakfı ile ortaklaşa olarak Çarşamba günü düzenlenen bir panelde bu soruya cevap aramaya çalıştı.
Valday Kulübü uzmanı Yana Leksyutina, NG'ye verdiği demeçte, "Hem Rusya hem de Çin için, ABD ile ilişkilerde artan gerilim, birbirleri ile olan ikili ticari ve ekonomik ilişkileri derinleştirmek ve geliştirmek için güçlü bir teşvik haline geldi" dedi.
Özellikle Washington'un yaptırım tehditlerinin hemen ardından Rusya, Çin ile olan enerji işbirliğini yoğunlaştırdı.
Çin, daha önce Rus üreticiler için fiilen kapalı olan Çin pazarını, Rus tarım ürünleri ve gıda üreticileri için açmaya başladı.
Rusya ise, ülkenin Uzak Doğu ve Kuzey Kutbu'nun kalkınmasına katkıda bulunanlara vurgu yaparak, çeşitli projelerde Çin yatırımlarını teşvik etmeye başladı.
“Rusya'nın Çin'e ihracatında ham maddeler hakim olmaya devam ediyor ve hatta hammadde ihracatında (özellikle petrol, doğalgaz) artışa doğru bir eğilim var. Rusya 2020'de Çin'e sadece 518 milyon dolar değerinde makine ve teçhizat ihraç ederken, tarımsal ihracat 4 milyar dolara ulaştı.Tarafların çıkarları her zaman aynı düzlemde olmadığı için Çin yatırımlarını Rusya'ya çekmek kolay değil . Rusya, yüksek teknoloji sektöründeki Çin yatırımlarını çekmekle ilgileniyor. Çin yarı iletkenlerin geliştirilmesi ve üretimiyle daha çok ilgileniyor, ancak Rusya'nın burada sunabileceği çok az şey var ”diyor Leksyutina.
İki ülke arasında gelişen ilişkileri 2011 yılından bu yana Rusya'da biriken Çin yatırımlarının toplam hacminin 36 milyar dolara ulaşması da gösteriyor.
İki ülke arasındaki ticaret cirosu giderek iyileşiyor. 2021'in ilk dört ayında 40 milyar doları bulmuş durumda.
Uzmanlar, büyük ölçüde GSYİH'nın yaklaşık % 70'inin devlet katılımıyla büyük şirketlerin oluşturduğu Rus ekonomi yapısının özelliklerinden dolayı büyük projelerde işbirliği konusunda iyi olduğunu bununla birlikte, iki ülkenin küçük ve orta ölçekli işletmeleri arasındaki etkileşimin gelişimi hala büyük potansiyele sahip olduğunu vurguluyor.
Öte yandan Rusya'da yaşanan brokratik engellerin, uzun süren yasal izinlerin, başvuruların ilgili bakanlıklarda uzun süre beklemesinin Çinli yatırımcıların bu kadar çok engeli aşmalarının zor olduğu ve alayamadıkları yönünde eleştiriler de yapılıyor.
Çin ekonomisi koronavirüsü oldukça güçlü bir şekilde geçtiğinden ve küresel bir fabrika olarak rolünü güçlendirdiğinden, nüfusun refahında artış eğilimleri ve kentleşme devam ettiği için Çin ile ticaretin gelişmesi için artık elverişli koşullar yaratılıyor ve ekonomide emek verimliliği artıyor.
Rusya-Asya Sanayiciler ve Girişimciler Birliği (RASPP) Başkanı Vitaly Mankevich, Çin'in her yıl daha fazla ithalat yaptığını, ancak Rusya'nın orada sağlayabileceği faydaların yalnızca Rusya'ya bağlı olduğunu söylüyor.
'Rus ekonomisindeki başlıca projeler petrol, gaz ve Petrokimyası, LNG üretimi, kömür tedariki için altyapının geliştirilmesi ve daha az ölçüde ormancılık ürünleridir. Şirketlerimiz aktif olarak tarımsal ürünlerin ihracatını artırıyor, Çin'de talep gören mahsullerin üretimi ve ihracatı ile Çin pazarına yönelik et üretimi artıyor. Yani, hammadde payının biraz azalmasını ve belirli bir işleme payına sahip ürünlerin payının giderek artmasını sağlamak için ilerliyoruz, ancak bu ticaretin yapısında köklü bir değişiklik değil. Devletin desteğiyle başlatılan büyük teknolojik veya endüstriyel projeler görmüyoruz.'
Uzman, endüstriyel tabanımız koronavirüs tarafından çok dürüst bir şekilde test edildi: COVID-19'a karşı üç aşı bulabileceğimizi fark ettik, ancak bunları kendi nüfusumuz için bile yeterli miktarlarda üretemiyoruz ”ifadelerini kullanıyor.
Yüksek teknoloji ihracatının tek başına ortaya çıkmayacağını vurgulayan Rus uzman sözlerine şöyle devam ediyor: 'Bu endüstriyi desteklememiz, özel mülkiyetin ve yatırımların korunmasını garanti etmemiz ve insanların çalışmalarına müdahale etmememiz gerekiyor. Yüksek teknoloji endüstrisinin gelişimi için yeni yatırımcıların ve teknoloji girişimcilerinin aranması, yeni bir model oluşturmaya yardımcı olmayacaktır. Bu gerçekleşene kadar yüksek teknolojili girişimcilerimiz ülkemiz dışında iş kuracak.”