Erdoğan'ın büyük oyunu; 'Türkiye, Rusya'nın askeri ve ekonomik açıdan bölgesel liderlik rolüne meydan okuyor'
HABERRUS - Rus basını, 2020 yılında Türkiye Rusya ilişkilerini değerlendirmeye ve iki ülke arasındaki ilişkilerin seyrine ilişkin değerlendirmelere yer veriyor.
Rusça yayın yapan Politanalitika sitesi, ‘Erdoğan’ın büyük oyunu’ başlıklı yazısında, 2020 yılı değerlendirmesinde, Ankara yönetiminin, Erdoğan’ın menfaatleri çerçevesinde Türkiye’nin uluslararası arenadaki ağırlığını bir şekilde artırmayı başardığını, Erdoğan’ın genel olarak hedeflerine emin adımlarla ilerlediği ve bölgeyi kendi altına alarak ezdiği yorumunda bulunuyor.
Özellikle Türkiye’nin, yeni bir askeri-siyasi ittifak kavramını ortaya attığını, "Bir millet - beş devlet" söylemini savunduğu ve bu ittifak sadece Türkçe konuşan devletleri değil, Türk halklarının yaşadığı diğer ülkelerin bölgelerini de kapsayan özellikle Rusya Federasyonu içerisinde yer alan Tataristan'ın yanı sıra Ural Federal Bölgesi ve Sibirya'nın bazı bölgelerini hedef alan yayınlara ve söylemleri ortaya attığını vurguluyor.
Erdoğan, hırslı bir poker oyuncusu, sürekli bahisleri artırıyor
Erdoğan’ın hırslı bir poker oyuncusu olarak sürekli bahisleri artırdığını ancak poker masasında, cebinde en çok parası ve başka kaynakları olanın ancak zafer kazandığı aşikar. 'Erdoğan, tüm arzusuyla henüz Avrupa ve ABD ile rekabet edemiyor. En şüpheci uzmanlar bile, büyük Türk oyununun sonuçlarının ardından Erdoğan’ın siyasi iflasla karşı karşıya kalacağına inanıyor. Büyük olasılıkla bu tür tahminlerin gerçekçiliğini önümüzdeki yıl içinde görebileceğiz.'
Erdoğan'ın stratejisinin İkinci Karabağ Savaşı sırasında ortaya çıktığını vurgulayan analizde, Türkiye’nin Rusya’nın aksine müttefiklerine sadece askeri araç temini yerine 21’inci yüzyılın silahları olan donların kullanımı, stratejik anlamda deneyimli personel subaylarının ve son derece profesyonel özel kuvvetlerinin çatışmaya doğrudan katılımının yanı sıra, diğer birliklerle etkileşimi için taktikler geliştiren bir strateji sunduğunu belirtiyor.
Türkiye, Rusya'nın hem askeri hem de ekonomik açıdan bölgesel lider rolüne meydan okuyor
Ankara’nın, Asya'dan Avrupa'ya giden transit yüklerin bir kısmını Moskova'dan almaya çalışarak, Türkiye’nin, Rusya'nın hem askeri hem de ekonomik açıdan bölgesel liderlik rolüne meydan okuduğunun altını çiziyor.
Xi'an-Hamburg ve Xi'an-Neuss demiryolu bağlantılarının Çin ve Almanya'yı Kazakistan, Rusya, Beyaz Rusya, Litvanya ve Polonya üzerinden birbirine bağladığını, Türkiye’nin uygulamaya koyduğu yeni Çin demiryolu hattının bu hatta alternatif teşkil ettiğini bu durumunda Rusya’yı rahatsız ettiğini belirtiyor.
Ancak asıl sorunun, Ankara yönetiminin Pekin’in Akdeniz'deki "tam yetkili tek temsilcisi" olma arzusu olduğunu vurguluyor. ‘Çin, Türkiye'nin altyapısına aktif olarak yatırım yapıyor: İstanbul'daki Kumport konteyner terminalinin% 65'ine ve Boğaz üzerindeki Sultan Selim Yavuz köprüsünün% 51'ine sahip. Karşılıklı yarar sağlayan işbirliği çerçevesinde İstanbul ile Çin şehri Xi'an'ı birbirine bağlayan "Demir İpek Yolu / Orta Koridor" demiryolu hattı oluşturuldu. Bu Trans-Hazar taşımacılık konsorsiyumu aynı zamanda Azerbaycan, Gürcü ve Kazak şirketlerini de içermektedir. Avrupa'da Çin'den Türkiye üzerinden teslimat süreleri oldukça rekabetçi.’
Ancak Türklerin de bu cephede sorunları olduğunu özellikle Hazar Denizi üzerinden transit geçiş
kapasitelerini artırmak için daha fazla gemi kullanmaları ve liman kapasitelerini önemli ölçüde genişletmeleri gerekeceği bu konuda da Çin'in stratejik yatırımcı olarak hareket etmesinin muhtemel olduğu vurgulanıyor.
‘Karabağ'daki son savaşın sonuçları da Türk "lojistik süper gücü" değirmenine su taşıyor. Azerbaycan fiilen Ermenistan topraklarından geçen bir ulaştırma koridorunu aştı ve Azerbaycan ile Türkiye sınırındaki Nahçıvan arasında bağlantı sağladı. Türkiye, Akdeniz ile Hazar arasında Pekin'e sunabileceği doğrudan bir yol aldı. Karayolu geri dönen Dağlık Karabağ bölgesinden geçerse, lojistik de basitleşecek.’
Erdoğan, Akdeniz'de yeni bir savaş başlatabilir
Karabağ zaferinin ardından Erdoğan, Akdeniz'de bir savaş başlatabilir. Hacmi 320 milyar metreküp olarak tahmin edilen büyük gaz sahalarından bahsediyoruz. Gelecekte geniş bir kaynak üssünün satın alınmasının, Ankara'nın dış hammadde ve yakıt kaynaklarına olan bağımlılığını azaltacağı ve Güneydoğu Avrupa pazarında Rus Gazprom ile rekabet etmesini sağlayacağı açıktır.
Ancak Yunanistan, askeri açıdan ciddi anlamda Türkiye'nin gerisinde kalması sonucu Atina'nın parçalanmak üzere Erdoğan'a teslim edilmeyeceğine, İncirlik üssüne alternatif olarak Pentagon’un Yunan Girit'teki Kandiye hava üssünü düşündüğünü açıkça belirttiği ayrıca Washington’un, ABD Ordusu Mühendisler Birliği'nin şu anda Dedeağaç limanını iyileştirmekte olduğu Türkiye'nin Çanakkale Boğazı yakınlarında takviye yapmayı planladığı bilgisini paylaşıyor.
Uzmanlar, Ankara'nın kendinden emin bir başarıya ulaşması için güçlü dış politika desteğinin gerekli olduğu konusunda hemfikir. Uzmanlara göre Türkler, İsrailli lobiciler aracılığıyla ABD'den destek arıyorlar. Ancak bunun için Türkiye'nin, Erdoğan'a şüpheyle yaklaşan yeni Amerikan yönetimi Joe Biden ile temas kurması gerekiyor.
Bu bağlamda, pek çok uzman, İsrail'in yeni ABD başkanının, Türkiye’nin artan bölgesel etkisine karşı çıkı İran kartını masaya sürerek, Tahran'la nükleer anlaşmaya geri dönebileceği, yaptırımları kaldırabileceği ve "Obama formülüne" göre hareket edebileceği endişesine dikkat çekiyor. Bu bağlamda, nesnel olarak, İran karşıtlığı çerçevesinde İsrail ve Türkiye'nin çıkarları, en azından taktik açısından örtüşüyor.
Genel olarak Türkiye hedeflerine doğru aşağı yukarı emin adımlarla ilerliyor, bölgeyi kendi altına alarak eziyor. Erdoğan, hırslı bir poker oyuncusu olarak sürekli bahisleri artırıyor. Ve poker masasındaki zaferin nihayetinde cebinde daha çok para ve başka kaynaklar olanın elinde olduğunu biliyoruz.
Erdoğan, tüm arzusuyla henüz Avrupa ve ABD ile rekabet edemiyor. En şüpheci uzmanlar bile, büyük Türk oyununun sonuçlarının ardından Erdoğan’ın siyasi iflasla karşı karşıya kalacağına inanıyor. Büyük olasılıkla bu tür tahminlerin gerçekçiliğini önümüzdeki yıl içinde görebileceğiz.