Rusya Diplomasi Akademisi Rektörü: Türkiye’nin Muhteşem Yüzyılı
Rusya Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Diplomasi Akademisi Rektörü Yevgeni Bajanov, Eho Planetı dergisinde yazdığı makalede Türkiye’nin son dönemde ekonomik ve siyasi alanda elde ettiği başarıları kaleme aldı.
Karadeniz kıyısı Soçi’de büyüdüğünü, Türkiye’deki gelişmelerin kendisine yabancı olmadığını ifade eden Bajanov, “Soçi sakinlerinin hayatında Türk konusu daima yer almıştır. Okulda bize, eskiden Karadeniz sahilinin sultanlar Türkiyesi tarafından ele geçirildiği ve yerli halka acımasızca zülum, yağmalamalar ve baskı yapılma yoluyla kurulan Türklerin hakimiyetinin bölgeye muazzam kayıp verdirdiği, vaktiyle müreffeh olan şehirlerin köle pazarlarına dönüştürüldüğü, Türk tüccarların Güney Kafkasya’nın deniz sahili bölgelerinden her yıl on binlerce köleyi başka yerlere götürdüğü, sultanların saldırgan askeri çevrelerinin halka zorla İslam’ı kabul ettirdiği, birçok neslin yarattığı maddi ve kültürel değerler yağmalandığı ve yok edildiği, Rusya’nın Karadeniz bölgesini istilacılardan kurtardığı ve şimdiyse Sovyetler Birliği’nin, saldırgan Türkiye’ye ve onun okyanus ötesindeki patronlarına sarsılmaz bir kale haline geldiği okutuluyordu. Gazete ve dergilerde, turistik broşürlerde ve turistik turlar sırasında da aynı şeyler telkin ediliyordu. Ve biz Soçi sakinleri olarak eski zamanlardan beri Türkiye’ye düşman ve aynı zamanda geri kalmış ve özgür olmayan bir devlet gözüyle bakarak bu ülkeye karşı antipati duyuyorduk. Şehrimizde, bizim sahile denizden çıkma girişiminde bulunan bir Türk sabotajcısının daha yakalandığına dair söylentiler sistematik olarak dolaşıyordu” diyerek çocukluk ve gençlik yıllarındaki hatıralarını aktardı.
İstanbul’u alsaydık, şimdi elimizde iyi tekstil ürünleri olmazdı
Bugün durumun hayli değiştiğine işaret eden Bajanov, “Bugün Soçi’ye gelince şehir sakinlerinin Türkiye’ye bambaşka baktığına tanık oluyorum. Herkes komşu ülkeden saygı ve hatta sıcak hislerle söz eder. Böylesine değişikliğin acaba sebebi ne? Nedeni belli: Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki “sert gücünden” yoksun kalan çağdaş Türkiye, çevresini korkutmayan, aksine çeken “yumuşak bir güce” sahip oldu. Soçililer ve birçok diğer Rus vatandaşları için Türkiye 1980-1990’lı yılları sonunda kadın elbisesi, takım elbise, deri eşya, pardesü, kumaş, ayakkabı, parfüm vs. gibi ucuz ve kaliteli mallar kaynağı haline gelmişti. Bavul ticareti yapan bazı kimseler Türkiye’ye anılan malları almaya giderdi, diğerleri bu malları memnuniyetle satın alırdı. Bir gün ben bir Rus gemisiyle yolculuk yaparken ve İstanbul Boğazını girerken biraz içkili iki yolcunun konuşmasını duydum. İkisinden biri mırıldanarak: “İstanbul güzel şehir. Yazık ki onu Türklerden alamadık, işimize yarardı” dedi. Öteki: “İstanbul bize ait olsaydı orada mal kalmazdı. Şimdiyse Türklerin giyim eşyası çok iyi” diyerek itiraz etti” ifadeleri ile izlenimlerini paylaştı.
Rusya Türk malları ve girişimcileri ile doldu taştı
Bugün Rus piyasasının Türk tekstil ürünleriyle dolup taştığını ifade eden Bajanov, “Türk malları daha geniş bir akım halinde ülkemize gelmeye devam ediyor. Bu eşya yalnızca tekstil ve daha başka geniş tüketim malları değil, makine, taşıt, kimya sanayi ürünleri ve tabii gıda maddeleri de. Yüksek kaliteli Türk sebze ve meyvesi hakkıyla marketlerimizde bol bol satılıyor. Türkiye Rusya’nın dış ticaretinde yedinci sırada, Rusya ise Türkiye’nin dış ticaretinde ikinci sırada. İkili ticaret her yıl yüzde 28-30 oranında artıyor! 2015 yılında ikili ticaret hacminin 100 milyar dolara ulaşacağı bekleniyor. Türkler Ruslara mallar sağlamaktan başka Rus ekonomisinde aktif şekilde çalışyorlar da. Rusya’da yüzlerce büyük tesis inşa eden Türk inşaatçıların faaliyeti daha da yoğunlaşıyor. Türklerin özellikle 2014 Soçi Kış Olimpiyatları için altyapı oluşturma yönündeki katkıları önemli. Soçililer Türk yatırımcı, mühendis, menejer ve işçilerle yanyana yaşamaya ve çalışmaya o kadar alışıktır ki, onları öz vatandaşları gibi görüyor. Rusya’nın diğer bölgelerinde de halk Türklere alışıyor: Türk şirketleri Rusya’da bira, beyaz eşya ve kahverengi eşya üretiyor, ticaret merkezleri, apartmanlar ve business-parklar inşa ediyor” övgüsünde bulundu.
Soçi doğumluyum, ama ne yapalım tatil konusunda Türkiye daha güçlü
Rus akademisyen Türkiye tatilini de överek, “Tatil beldeleri de Türklerin “yumuşak gücünün” önemli bir bileşeni. Tatil için en çok sayıda Rus turistin gittiği ülke, Türkiye’dir. 2011 yılında Türkiye’nin tatil beldelerinde üç buçuk milyon Rus tatil yaptı, bu yıl ise bu sayının dört milyonu aşması bekleniyor. Ben, Soçi doğumlu olarak, tatil yapılma yarışmasında öz kentimin Türk beldelerine yenilmeye başladığına tabii ki üzülüyorum. Ne yapalım, rakibimizin elinde şimdilik en güçlü kozlar var: Düşük fiyatlar, çok iyi turistik altyapı, kusursuz hizmet, iyice düzenlenmiş kumsallar, gelişmiş besleme endüstrisi ve mükkemmel seviyeye çıkarılan gezinti turları.” ifadelerine yer verdi.
Muhteşem Yüzyıl dizisi Rusları çekiyor
Son zamanlarda Türkiye televizyon dizilerinin Rusların ilgisini cekmeye başladığını belirten Bajanov, “Bunların en iyisi altmış küsür parçadan oluşan Muhteşem Yüzyıl filmini Rus kadınların neredeyse yarısı seyrediyor. Filmde göz kamaştırıcı renkler, ekzotik manzaralar, ince mimari yapılar, dizideki kahramanların çok nazik davranışı ve çok çeşitli kıyafetleri seyircileri çok etkiliyor. Osmanlı İmparatorluğunun bütün bu haşmetiyle büyülenmiş Rus kadınlar hareme artık daha başka türlü bakmaya başladıklarını ve haremde yaşamın oldukça iyi olduğuna inandıklarını söylüyor. Türkiye’nin dizi filmleri popülerlik bakımından yalnız Rusya’da değil Orta Asya’dan tutun Avrupa’ya kadar uzanan coğrafyada rekorlar kırıyor. Geçenlerde konuştuğumuz Mısır Büyükelçisi, yeni Cumhurbaşkanı İslamcı Muhammed Mursi yönetiminde ülkesinin herhangi İslamcı aşırılıkçılardan değil, turizm sektöründeki standartları, ekonomik politikası ve televizyon dizileriyle mutlaka Türkiye’den örnek alacağını söyledi. Sırası gelmişken kaydedelim ki Muhteşem Yüzyıl ve diğer Türk dizi filmleri Mısır’da da çok seviliyor” şeklinde yazdı.