ABD'nin Nükleer Test Açıklamalarına Rusya'dan Misilleme Sinyali
HAEBRRUS - ABD Başkanı Donald Trump'ın geçtiğimiz hafta yaptığı ülkesinin Nükleer Füze denemesi yapmaya hazırlandığı ve bunun hazırlığının yapılması için Pentagon'a emir verdiğini açıklamasının ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'den misilleme açıklaması geldi.
Putin'in, bakanlıklara "nükleer silah testlerinin hazırlık çalışmalarının başlatılmasının olasılığı" hakkında öneri sunma talimatı vermesi, uluslararası kamuoyunda şok etkisi yarattı. Bu hamle, Rusya'nın nükleer politika ve diplomasisinde önemli bir potansiyel dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
Talimatın İçeriği ve Kremlin'in Tonu: İhtiyatlı Bir Adım
Talimat, doğrudan bir test emri olmaktan ziyade, bir "durum değerlendirmesi" ve "hazırlıklı olma" çağrısı niteliğinde. Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, yaptığı açıklamayla bu ayrımın altını çizdi: "Şu anda hazırlıklara başlamıyoruz... önce böyle bir hazırlığa başlamamızın gerekli olup olmadığını anlamaya çalışıyoruz." Bu dil, kapıyı müzakereye açık tutarken, aynı zamanda ciddi bir tehdit oluşturma stratejisini yansıtıyor. Rusya, Kapsamlı Nükleer Denemeleri Yasaklama Anlaşması'na (CTBT) bağlılığını sürdürdüğünü, ancak ABD gibi diğer nükleer güçlerin testlere başlaması halinde "aynı şekilde karşılık vereceğini" vurguluyor.
ABD'den Gelen Sinyaller ve Rusya'nın Tehdit Algısı
Bu hamlenin arkasında, ABD Başkanı Donald Trump'ın nükleer testleri yeniden başlatma yönündeki açıklamaları yatıyor.
Rusya'nın üst düzey askeri ve istihbarat yetkilileri (Savunma Bakanı Andrey Belousov, Genelkurmay Başkanı Valeri Gerasimov), ABD'nin sadece sözlerle kalmayıp, fiili olarak da nükleer cephanesini modernize ettiğini, füze savunma sistemleri geliştirdiğini ve Rusya'ya yönelik "önleyici vuruş" senaryoları düzenlediğini iddia ediyor.
Bu bağlamda, Rusya'nın hamlesi, ABD'den gelen algılanan tehditlere karşı "asimetrik bir caydırıcılık" stratejisinin bir parçası olarak görülüyor.
Olası Senaryolar ve Sonuçları
Uzmanlara göre, bu durum birkaok farklı senaryoyla sonuçlanabilir:
Diplomatik Bir Kaldıraç: En olası senaryu, bunun bir pazarlık kozu olarak kullanılması. Rusya, nükleer test tehdidini masada, özellikle de Ukrayna savaşı bağlamında, Batı'dan taviz koparmak için kullanabilir. Amaç, fiilen test yapmadan, Batı'nın politikasını değiştirmeye zorlamak olabilir.
Nükleer Silahlanma Yarışının Hızlanması: Eğer ABD veya Rusya fiilen nükleer testlere başlarsa, bu 30 yıllık fiili moratoryumun sonu anlamına gelir. Bu durum, Çin, Hindistan, Pakistan ve hatta Kuzey Kore gibi diğer nükleer güçleri de bir yarışa sürükleyebilir. Yeni bir nükleer silahlanma yarışı dönemi başlayabilir.
Küresel Güvenlik Rejiminin Çöküşü: Nükleer Denemelerin Kapsamlı Yasaklanması Anlaşması (CTBT) fiilen geçersiz hale gelir. Bu, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) rejimini de baltalayabilir. Nükleer silaha sahip olmayan ülkeler, nükleer güçler taahhütlerini yerine getirmediği için anlaşmadan çekilebilir ve kendi nükleer programlarını başlatabilir.
Hazırlık Süreci ve Teknik Altyapı
Rus yetkililer, hazırlık sürecinin "birkaç aydan birkaç yıla" kadar sürebileceğini belirtiyor. Rusya'nın Arktik Okyanusu'ndaki Novaya Zemlya test sahasının, hızlı bir şekilde testlere hazır hale getirilebileceği ifade ediliyor. Bu, Rusya'nın teknik olarak ABD'den daha hızlı harekete geçebileceği anlamına geliyor.
Sonuç
Rusya'nın nükleer test hazırlıklarından söz etmesi, Soğuk Savaş döneminden kalma klasik bir "risk yönetimi" ve "yüksek riskli diplomasi" örneği. Amacı, Batı'ya stratejik maliyetleri hatırlatarak onu dizginlemek.
Ancak bu tür bir strateji, kontrol edilmesi zor bir gerilim sarmalını da tetikleyebilir. Önümüzdeki haftalarda ABD'nin resmi tepkisi ve iki taraf arasındaki diplomatik kanalların ne kadar işlediği, dünyanın yeni bir nükleer testler çağına girip girmeyeceğini belirleyecek.
