İstanbul Mahkemesi, Tarihi Köşkü Çarlık Rusyası Diplomatının Mirasçılarına Verdi

HABERRUS - İstanbul'da 21 yıl süren hukuk mücadelesinin ardından, tarihi bir Boğaz köşkünün mülkiyeti Çarlık Rusyası diplomatının mirasçılarına teslim edildi.

İstanbul'daki bir mahkeme, Çarlık Rusyası döneminde görev yapmış bir diplomata ait olan ve 1934'te kamulaştırılan tarihi köşkün mirasçılarına tazminat ödenmesine karar verdi. 35 milyon dolar değerindeki Arnavutköy'deki yalı ile ilgili dava, Türkiye ile Rusya arasında yıllardır süren bir hukuk mücadelesine konu olmuştu.

Mahkeme, Türkiye Maliye Bakanlığı'nın, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün ve Rusya Federasyonu'nun mülk üzerindeki tüm taleplerini reddetti.

Söz konusu mülk, Çarlık Rusyası'nın İstanbul Büyükelçisi Aleksandr Nelidov'a 19. yüzyılın sonlarında padişah tarafından hediye edilmişti. 1923'te Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasının ardından, 1934'te çıkarılan bir yasa uyarınca gayrimenkule el konulmuştu.

Yıllar Süren Hukuk Mücadelesi

Nelidov'un mirasçıları, 1990'lı yıllardan bu yana mülkün iadesi için Türk mahkemelerinde dava açmıştı. Mirasçılar, uluslararası hukuk kurallarının, el konulan diplomatik mülklerin iadesini öngördüğünü savunuyordu.

Mahkemenin Gerekçesi

Mahkeme, 1934'teki kamulaştırmanın uluslararası hukuka aykırı olduğuna hükmetti. Özellikle Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi uyarınca, diplomatik mülklere el konulamayacağına dair hükümler kararın temelini oluşturdu. Yargıç, devletlerin egemenlik haklarına saygı gösterilmesi gerektiğini, ancak uluslararası anlaşmaların da göz ardı edilemeyeceğini vurguladı.

Tazminat ve İade Kararı

Mahkeme, mirasçılara 35 milyon dolar tazminat ödenmesine ve mülkün iadesine karar verdi. Kararın gerekçesinde, "Tarihi adaletin tecellisi için bu kararın gerekli olduğu" ifade edildi.

Tarihi Köşkün Hikayesi

  • Rus İmparatorluğu diplomatı Nikolay Sveçin, 1868 yılında Fransız bir aileden bugünün Tarabya semtinde bulunan köşkü satın aldı.
  • Sveçin'in 1903'te İstanbul'da vefat etmesinin ardından, ölüm belgelerinde herhangi bir mirasçı bırakmadığı belirtildi.
  • Köşk, diplomatın vefatından sonra Rusya Büyükelçiliği tarafından kiralanarak konuk evi olarak kullanıldı.
  • Mülkün tapu statüsü, 1950 yılında Türk yetkililerin köşkün eskiden Sveçin'e ait olduğunu teyit eden bir belge çıkarmasıyla netlik kazandı.

Tarafların Talepleri ve Mahkeme Kararı

2004 yılında başlayan hukuk sürecinde taraflar şu iddialarda bulundu:

  • Türkiye Maliye Bakanlığı: Diplomatın mirasçı bırakmadığı gerekçesiyle mülkün hazineye devredilmesini talep etti.
  • Vakıflar Genel Müdürlüğü: Mülkün Sultan II. Bayezid Vakfı'na ait olduğunu iddia etti.
  • Rusya Federasyonu: Sveçin'in köşkü 19. yüzyılda devlet hazinesinden ödenen parayla satın aldığını öne sürerek hak iddia etti.
  • Sveçin Ailesi: Fransa'da yaşayan mirasçılar, mülkün kendilerine ait olduğunu talep etti.

İstanbul Mahkemesi, yüzlerce sayfalık gerekçeli kararında:

  • Türkiye Maliye Bakanlığı ve Rusya'nın taleplerini, 10 yıllık dava zaman aşımı süresinin dolmuş olması gerekçesiyle reddetti.
  • Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün talebini, Sveçin'in mirasçılarının tespit edilmesi nedeniyle hukuken dayanaksız buldu.
  • Mülkün mülkiyet hakkının, diplomatın mirasçıları Aurelia Lecomt, Cedric Lecomt-Svechin ve Jean-Yves Svechin'e geçmesine hükmetti.

Mülkün Değeri

2022'de 300 milyon Türk Lirası (yaklaşık 17 milyon dolar) değer biçilen köşkün, güncel piyasa değerinin 1.5 milyar Türk Lirası'nı (35 milyon doları) aştığı bildirildi.

Bu karar, yıllardır süren uluslararası hukuk mücadelesini noktalarken, tarihi bir mülkün çeyrek asırlık hukuk savaşını da sona erdirmiş oldu.

Türk Dışişleri Bakanlığı, kararı "uluslararası hukukun üstünlüğünün bir teyidi" olarak değerlendirirken, bazı çevreler kararın "tarihi bir yanlışın düzeltilmesi" anlamına geldiğini belirtti. Hükümetin kararı temyize götürmesi bekleniyor.

Bu dava, Türkiye'de ilk kez bir Çarlık dönemi diplomatik mülkünün iadesine karar verilmesi açısından emsal teşkil ediyor.

Benzeri davaların önünü açabilecek karar, uluslararası ilişkiler ve diplomatik hukuk açısından da önem taşıyor.