“Recep Erdoğan, Rusya’nın Mayınlı Tarlasında”

HABERRUS - Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi (RIAC) Genel Müdürü Andrey Kortunov, Dağlık Karabağ’da yeniden başlayan Azerbaycan ve Ermenistan arasında alevlenen çatışmalar ekseninde Rusya-Türkiye arasındaki ilişkileri ele alıyor.

Rusya’nın en etkili düşünce kuruluşu Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi (RIAC) Genel Müdürü Andrey Kortunov, “Recep Erdoğan, Rusya’nın Mayınlı Tarlasında” başlıklı yazısında, Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin kırılgan ve çelişkili olmaya devam ettiğini vurguluyor.

Moskova ve Ankara aynı anda hem ortak ve rakip hem de bazı durumlarda birbirlerinin doğrudan muhalifi olarak hareket ettiğini, Putin ve Erdoğan’ın lider olarak her hangi bir yabancı lidere güveniyorsa her iki liderin birbirine olan güven seviyesinin hiç de yüksek sayılmayacağını belirtiyor.

Kortunov, Moskova ile Ankara arasındaki dönemsel sürtüşmelerin, anlaşmazlıklar ve yanlış anlaşılmaların, birçoğu istikrarlı bir stratejik ortaklık niteliği kazanan durumsal Rus-Türk etkileşimiyle hiç ilgilenmeyen üçüncü ülkeler tarafından aktif olarak şişirildiği vurgusu yapıyor.

Bu etkileşimin kırılganlığının, beş yıl önce, Türkiye-Suriye sınırında bir Rus Su-24'ün düşürülmesinden sonra fazlasıyla kanıtlandığını hatırlatan Kortunov, ‘bir noktada, ülkeler kendilerini doğrudan bir askeri çatışmanın eşiğinde buldular ve tam teşekküllü bir diyaloğu yeniden kurmak yaklaşık altı ay sürdü. Ve bu yılın başında, Ankara'nın Moskova'yı İdlib vilayetinde düzinelerce Türk askerinin ölümüne doğrudan karışmakla suçlamaya başlamasıyla, benzer bir durum zaten doğrudan Suriye topraklarında gelişti.’

Hem birinci hem de ikinci vakalarda, her iki taraf da kendi içlerinde, öngörülemeyen sonuçları olan kontrolsüz bir tırmanmanın pekala başlayabileceği kırmızı çizgiyi geçmemek için zamanında durma yönünde siyasi irade gösterdi.

Mevcut Türk dış politikasının mantığı ve dinamikleri, Erdoğan'ı Putin ile ilişkiler için ölümcül olabilecek bir mayın tarlasına itiyor

Ne yazık ki, Türkiye-Rusya ilişkilerinin bir başka kötüleşme tehlikesi hala büyük. Mevcut Türk dış politikasının mantığı ve dinamikleri, Recep Erdoğan'ı her adımın Vladimir Putin ile ilişkiler için ölümcül olabileceği bir mayın tarlasına itiyor.

Ankara’nın Rusya topraklarında Pan-Türkist düşünceleri yayma çabası Moskova’yı endişelendiriyor

Kortunov, Ankara’nın Rusya topraklarında ve özellikle yoğun müslüman ve Türk nüfusun yaşadığı Kuzey Kafkasya-Volga bölgelerinde Pan-Türkist düşünceleri ilerletmeye çalıştığına dair Moskova’da korkunun arttığından bahsedip bunu Erdoğan’ın Türkiye’deki İslamcı siyasetine bağlıyor.

Kortunov, Ayasofya örneğini verip Erdoğan’ın islamcı siyasetiyle Türkiye’yi Atatürk’ün laik devlet prensiplerinden uzaklaştırdığını ve bu politikayı Pan-Türkizm’le birleştirip dışa taşımasının Rusya’nın ulusal güvenlik ve toprak bütünlüğü için de tehditler oluşturduğunu söylüyor.

Karabağ sorununa müdahale

‘Karabağ sorununa müdahale eden Ankara’nın muhtemelen, Ermenistan-Azerbaycan çatışmasının otuz yılı boyunca Ankara'nın kesin ve kesin bir şekilde Bakü'yi desteklediği gerçeğine kimse şaşırmamalıdır diyen Kortunov, bölgede çatışmaların durduğu zamanlarda yapılan siyasi ve diplomatik destek ile sıcak çatışmaların çıktığı ve devam ettiği zamanlarda büyük ölçekli askeri yardım yapılmasının müttefiklik ilişkisi ile açıklanamayacağı her iksinin farklı olduğunu vurguluyor.

‘Böylesi bir yardımın, savaşan tarafların güç dengesini büyük ölçüde değiştirerek, müttefiklere Karabağ sorununun askeri yollarla hızlı bir şekilde çözülme olasılığı hakkında bir yanılsama verir ve dolayısıyla, düşmanlıkların durdurulması konusunda herhangi bir anlaşmaya varılmasını zorlaştırır.’ İfadelerini kullanıyor.

Libya'da Ankara daha ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacak

Türkiye’nin, Libya iç savaşının önde gelen dış oyuncularından biri olduğunu eğer Ankara yönetiminin Libya çatışmasını uluslararasılaştırma yolunda devam ederse, Ankara’nın Libya'da giderek daha ciddi sorunlarla karşılaşacağını ve sorunların sadece Rusya ile değil, Mısır'dan Fransa'ya, Libya krizine şu ya da bu şekilde katılan diğer birçok ülke ile yeni sorunlar yaşayacağını belirtiyor.

Şam-Moskova-Kürtler ekseninde Suriye meselesi

Kortunov, Suriye’de Kürtlere karşı Türkiye’nin geniş çaplı olası yeni bir operasyonunun Kürtler ile Şam arasında ittifaka yol açacağını ve bu ittifakı da Rusya’nın tereddütsüz ve muhtemel ki hararetle destekleyeceğini söylüyor.

İdlib'deki teröristlerle bağlantılı olarak Türkiye'nin iki yıl boyunca İdlib konusunda Soçi anlaşmalarını tam olarak uygulayamadığını hatırlatan Kortunov, terörist grupların kuvvetlerinin ve ağır silahların tampon bölgeden çekilmesini sağlamayan Ankara'nın İdlib'deki İslamcı köktendincileri bir şekilde "yeniden eğiteceği" veya en azından "evcilleştireceği" umutlarının kalıcı olmadığını, teröristlerin, İdlib'deki Türk varlığını siper olarak kullanarak, bu bölgeyi Beşar Esad güçlerine ve Suriye'deki Rus askeri altyapısına karşı aktif operasyonlar için bir sıçrama tahtası olarak kullanmaya devam etmesinin, yeni bir Rusya-Türkiye krizinin başlamasının sadece an meselesi olduğu yorumunda bulunuyor.

Türkiye-Yunanistan çekişmesi

Kortunov, Türkiye-Yunanistan çekişmesinde ise Rusya’nın Atina’yla iyi zamanlar yaşamamasının Ankara’yı desteklediği anlamına gelmediğini, Ankara’nın Doğu Akdeniz’de Rusya’nın bütün dost ve ortaklarına karşı duruş sergilemesinin Türkiye-Rusya krizine yol açabileceğini belirtiyor.

Türkiye’nin Ukrayna’nın NATO’daki çıkarları için lobi yapması Moskova’yı öfkelendiriyor

Ukrayna meselesinde ise Kortunov, Ankara’nın Kırım’a yönelik tavrını Moskova’nın bir şekilde kabul ettiğini ama Kiev’le askeri-teknik alandaki ilişkilerini derinleştirmesinin ve Ukrayna’nın NATO’daki çıkarlarını Türkiye’nin savunmasının Moskova’yı öfkelendirdiğinden bahsediyor.

Sonuç olarak, Rusya’nın en etkili düşünce kuruluşu Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi (RIAC) Genel Müdürü Andrei Kortunov, mevcut Türk seçkinleri arasında, ülkedeki kamu bilincini Moskova'nın aleyhine çeviren etkili Rus karşıtı güçler olduğunu iddia eden Kortunov, Rusya'da bile, Ankara ile yakınlaşma karşıtlarının çok sayıda ısrarla körüklediği geleneksel Türk karşıtı görüşler ve önyargıların tamamen ortadan kaldırılmadığını ekleyerek, Türkiye-Rusya ilişkilerinde risklerin çok arttığını ve bu risklerin sadece Rusya ile Türkiye’yi değil, iki ülkenin çıkarlarının olduğu Orta Asya’dan Kuzey Afrika’ya kadar birçok bölgeyi de ilgilendirdiğini belirtiyor.

https://russiancouncil.ru/analytics-and-comments/analytics/redzhep-erdogan-na-russkom-minnom-pole/