Erdoğan ve Azerbaycan Devleti Petrol Şirketi SOCAR arasındaki karanlık ekonomik ilişkiler
HABERRUS - Son günlerde Azerbaycan ve Ermenistan arasında Dağlık Karabağ’da yeniden alevlenen çatışmalara Ankara yönetiminin ve Erdoğan’ın yaptığı açıklamalarla müdahil olması Rus ve dünya medyasında tartışılmaya devam ederken, Erdoğan ailesinin ve Azerbaycan Devleti Petrol Şirketi SOCAR arasındaki karanlık ekonomik ilişkiler de yeniden gündeme geliyor.
FATİH YURTSEVER’in Bold Medya’da yayınlanan haber analizinde, Erdoğan ailesinin ve Azerbaycan Devleti Petrol Şirketi SOCAR arasındaki karanlık ilişkileri masaya yatırıyor. Erdoğan’ın eniştesi Ziya İlgen, Azerbaycan Devleti Petrol Şirketi SOCAR’ın Türkiye’deki doğal gaz ticaretini yöneten firmanın ortağıydı. İlgen, Eylül 2013’te hissesini Kalyoncu Ailesi’ne devretti. Şirket, 10 gün sonra adını değiştirdi sonra da Sabah ve ATV’yi satın aldı.
Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) faaliyete geçince Türkiye’nin enerji güvenliğinde merkez olma yolunda büyük bir mesafe kat ettiği yorumları yapılmıştı. 2009 yılında Türkiye ve Ermenistan arasında ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik protokollerin imzalanması ve söz konusu protokollerin Ermeni işgali altında bulunan Karabağ Bölgesi’ni kapsamaması Türkiye ve Azerbaycan arasında ilişkilerin gerilmesine neden oldu. Wikileaks belgelerine yansıdığı kadarıyla Aliyev, Türkiye’nin bir enerji merkezi olamayacağını, bunun için de Rusya ile bir gaz anlaşması yaptıklarını ifade ediyor. Azerbaycan, Türkiye ile ilişkilerin gerilmesi üzerine Hazar Denizi’nde Şah Deniz-2 sahasında bulunan gazın Avrupa’ya aktarılması için BP ile bir anlaşma imzalayarak Nabucco Projesi yerine TANAP projesinin önünü açtı. Türkiye, 12 Mart 2001’de imzalanan Türkiye-Azerbaycan Hükumetler arası Anlaşması esasları doğrultusunda, 4 Temmuz 2007 yılından itibaren Azerbaycan’dan yıllık 6,6 milyar metre küplük Azeri gazını Rus gazından yüzde 30 daha ucuz fiyata alıyor. Bu gaz Gürcistan sınırından itibaren BOTAŞ’a ait milli şebeke üzerinden yurt içine dağıtılıyor. Bu gazın yaklaşık 1 milyar m³’ü de Yunanistan’a ihraç ediliyor. Bu anlaşma Nisan 2021 tarihinde sona erecek.
TANAP projesi 2011 yılında başladı, 30 Kasım 2019 tarihinde TANAP Avrupa bağlantısı da aktif hale getirildi. TANAP’ın şu anda kapasitesi 16 milyar m³, bu rakam maksimum 32 milyar m³ olabilir. TANAP için gaz, ŞAHDENİZ-2 sahasından temin ediliyor. ŞAHDENİZ-2 sahası uluslararası bir konsorsiyum tarafından işletiliyor. (Konsorsiyumun üyesi firmalar ve konsorsiyumdaki payları: BP % 28,8, TPAO-Türkiye % 19, SOCAR-Azerbaycan % 16,7, Petronas-Malezya % 15,5, Lukoil-Rusya % 10 ve NIOC-İran % 10). Bu gazın Türkiye ve Avrupa’ya taşınması için yeni bir hat inşa edildi. Bu hat da uluslararası bir konsorsiyum (SOCAR % 60, BOTAŞ % 30 ve BP % 10) tarafından işletiliyor.
Türkiye TANAP için ŞAHDENİZ-2 sahasından doğal gazı Gürcistan sınırında Rus gazının % 88’i fiyatına alıyor. Ancak doğalgaz milli iletim hatları yerine konsorsiyum tarafından inşa edilen hat ile taşındığı için gazın fiyatına transit ücretleri de ekleniyor. Doğalgazın 1000 m³ için ilk vana noktası olan Eskişehir’e kadar 79 dolar, Trakya’ya kadar ise 109 dolar transit ücreti ödeniyor. TANAP için ödenen gaz taşıma bedeli, ABD Henry Hub’daki gaz fiyatından daha fazla. Avrupa’da doğalgaz fiyatları spot piyasada 1000 m³ 165 dolar iken, transit ücretleri ile Azeri gazının fiyatı 300 doları aşıyor. Sonuçta Türkiye, transit ücretleri eklendikten sonra normalde daha ucuz olan Azeri gazına Rus gazından daha fazla para ödeyerek dünyanın en pahalı gazını kullanıyor.
Aliyev Ermenistan ve Türkiye arasında başlatılan normalleşme sürecinde Nabucco Projesini Erdoğan’a karşı baskı aracı olarak kullandı. Nitekim bunda başarılı da oldu. Nabucco Projesi için imzalar atılırken kendisi Londra’da BP’yle gaz anlaşması imzaladı. Hem fiyat hem de gaz tedariki açısından Türkiye’nin daha uygun olan Nabucco Projesi iptal olurken, TANAP devreye girdi. Türkiye dünyanın en pahalı doğalgazını alıp enerjide merkez ülke olma rolünü kaybederken Erdoğan ve Aliyev rant paylaşımı konusunda anlaşınca TANAP birden Türkiye için en önemli proje oldu. Erdoğan’ın TANAP projesinden cebinin nasıl dolduğunu anlamak için TANAP’ın Türkiye ayağındaki ortaklık yapısına bakmak gerekiyor.
European Investigative Collaboration (EIC) konsorsiyumu tarafından ortaya çıkarılan Malta Belgelerine göre; SOCAR, Erdoğan ailesine ait olduğu bilinen beş petrol tankerini Malta’da kurdukları şirketler aracılığıyla satın aldı. SOCAR, gemileri Moskova’da kayıtlı Frachtmortrans adlı bir firmaya kiraladı. Bu firmanın yöneticileri arasında SOCAR ve British Petroleum’la (BP) ilişkili kişiler bulunuyor.
SOCAR, Erdoğan ailesine yabancı bir şirket değil. Şirketin Türkiye’deki doğal gaz ticaretini yöneten SOCAR Gaz Ticareti AŞ’nin yüzde altılık hissesi bizzat Erdoğan’ın eniştesi Ziya İlgen üzerine kayıtlıydı. İlgen, Eylül 2013’te şirketteki hissesini Kalyoncu ailesinin kurduğu Ayyıldız Holding A.Ş’ye devretti. Adını bu hisse devrinden on gün sonra Zirve Holding A.Ş’ye çeviren Ayyıldız Holding, devirden üç ay sonra da Sabah ve ATV’yi satın aldı. Erdoğan ve SOCAR arasındaki ilişkiler bu yılın başında CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi tarafından hazırlanan soru önergesi ile Meclis gündemine taşındı Soru Önergesinde; SOCAR şirketinin yaptığı yatırımlar, aldığı teşvikler, bağlantılı olduğu şirketler, Cumhurbaşkanı Erdoğan, yakın arkadaşları ve akrabalarının bu projedeki ortaklıklarını soruldu ancak henüz bir cevap alınamadı.
Sonuç Türkiye TANAP projesi ile enerji merkezi-hub olma (gazda re-export hakkı, fiyat belirlenmesinde rol alma, depolama tesisleri ve enerji borsasının kurulması vb.) yeteneğini kaybetti. Komisyonunu ve karını alan Erdoğan ve çevresi, Türkiye’nin çıkarlarına aykırı olmasına rağmen TANAP projesine onay verdi. TANAP gelinen aşamada en çok BP’nin, sonra Azerbaycan’ın, sonra Rusya’nın çıkarlarına hizmet ediyor . Türkiye’nin TANAP’tan aldığı gazın fiyatı da Rus gazına göre daha pahalı. Fatura halka yansırken Azerbaycan’dan alınan her birim gaz için Türkiye’de SOCAR üzerinden Erdoğan’ın şahsi cebi şişmeye devam ediyor.