RiaFan: ‘Türk istihbaratının gizli belgeleri sızdı’

HABERRUS - Kremlin’e yakın Rusya Federal Haber Ajansı RiaFan, Türk İstihbaratının Gülen Hareketi mensuplarını ve muhalif gözüken insanları nasıl ülke ülke takip etmesiyle ilgili yeni bir haber daha yayınladı.

RiaFan’da yayınlanan haberde; Türk istihbaratı neyle meşgul oluyor? *Orta Doğu, Afrika ve AB'deki terörist hücreleri desteklemenin yanı sıra Türk özel servisleri ne yapıyor?* Soruları soruluyor.

Elbetteki ki meslektaşlarını ve başka casus yapıları dinliyorlar. Ancak bu herkesçe bilinen bir gerçek. Zaten herkes yapıyor. Mesela böylesi bir dinlemeyle İstanbul'daki Suudi Başkonsolosluğu'nda dünyaca bilinen gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın acımasızca katledilişini tüm dünyanın öğrenmesi sağlandı.

Rus Haber Ajansı’nın haberinde, yabancı istihbarat servislerinin yurtdışı misyonlarında yapılan rutin işlerinin yanında ilginç olanının Türk İstihbarat elemanlarının kendi muhaliflerine yurtdışında zulüm uyguladığı vurgulanarak Ankara’nın genel olarak Riyad’dan herhangi bir farkının olmadığı vurgulanıyor.

RiaFan’ın Nordic Monitor’da Abdullah Bozkurt imzalı yayınlanan belgelere dayandırdığı haberinde, Orta Asya’da, Afrika’da ve elbette NATO müttefikleri içinde ve hatta AB ve ABD'de Türk istihbaratının operasyonel çalışmasını ortaya koyuyor.

Bu bilgilere göre, Türkiye yıllardır kurulmaya çalışılan İslami rejimin eleştirmenlerine yasadışı bir şekilde baskı uyguluyor.

RiaFan, daha önce yayınlanan haberde Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MIT) Almanya, Danimarka, Hollanda ve İsveç'teki Türk muhaliflerine yaptıklarını yayınladığını, ancak bu kez 2016 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın özel bir talimatı ile oluşturulan gizli bir kurum tarafından hazırlanan belgelerin yayınlandığını belirtiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın özel bir talimatı ile oluşturulan gizli, ülkenin Emniyet Genel Müdürlüğü himayesinde faaliyet göstermektedir ve casus ağı 18 ülkeyi kapsamaktadır: ABD, Kanada, Almanya, İngiltere, Belçika, İtalya, Hollanda, Yunanistan, Norveç, Romanya, Brezilya, Angola, Güney Afrika, Mısır, Irak, Özbekistan, Pakistan ve Kırgızistan.

“Sadık” Türklerden toplanan veriler Ulusal Güvenliğe Karşı Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığına (Ulusal Güvenliğe Yönelik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü) gönderiliyor. 12 Mayıs 2016'da Ankara'da özel bir birim olarak kuruluyor. Bazı haberlere göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölümün oluşturulmasını bizzat kendisi istedi ve Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında bir kabine toplantısında onayladı.

RiaFan’ın haberinde, 19/10/2018 tarihli gizli raporunun sayfalarından birinde, gözlem altındaki kişilerin isimleri ve yaşadıkları ülkeler listelenmiş. Haberde yayınlanan belgelerde, ABD, Almanya ve Yunanistan’da yaşayan Türklerin daha aktif olarak izlendikleri sonucuna varıyor.

Abdullah Bozkurt, belgelerin Türk hükümeti için çok değerli göründüğünü de yazıyor. Ekteki ifadelerle kanıtlandığı gibi, güvenlik görevlilerinin, en üst seviyede güvenlik önlemleri alarak belge ve bilgilerin gizililiğinin sağlanması gerektiği belirtilerek son derece dikkatli olunması gerektiği ve hiçbir durumda verileri yetkisiz kişilere veya kurumlara aktarmamaları gerektiği belirtiliyor. Yayınlanan bir dizi belgede, Başkent Büyükşehir Emniyet Müdür Yardımcısı Kayhan Ay'ın imzasını taşıyor.

Bir matematik öğretmeni olan Gökhan Açıkkollu’nun gözaltında işkence edilerek öldürülmesi olayında işkenceye bizzat katılan güvenlik görevlisi olarak Kayhan Ay’ın adı geçiyor.

Gökhan Açıkkollu, darbe girişimi sonrasında gözaltına alındı ​​ve Fethullah Gülen cemaatine (ABD'de yaşayan vaiz) üye olmakla suçlandı. Göz altında işkence gördü ve emniyet görevlisi Kayhan Ay kişisel olarak işkenceye katıldı. Bir buçuk yıl sonra Açıkkollu için bir suç bulunmadı ve ölümünün ardından bir buçuk yıl sonra öğretmenli mesleğine geri dönebileceğini içeren bir yazı ailesine gönderildi.

Türkiye'de 15 Temmuz 2016'da Erdoğan'ı devirme girişiminin organizatörü olarak Gülen’in olduğu iddia ediliyor. Darbecilerin başarısızlığından sonra, ülke çapında bir kıyım, öldürme ve işten çıkarma dalgası başlatıldı. Erdoğan rejimine son verilmesi gereken şey onun için kurtuluş oldu. Gülencilerle mücadele bahanesi altında, Türk lider muhalefeti tamamen temizledi ve anayasa referandumu düzenleyerek anayasayı değiştirdi ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazandı.

Bu nedenle, diğer ülkelerde muhalefete casusluk yapmak, muhalefeti kontrol etme ve ortadan kaldırma bu planının sadece bir parçası. Bu belgelerde listelenenlerin tümü artık anavatanlarına geri dönemeyecek. Artık konsolosluk hizmetlerini kullanma hakları yok ve sanıkların hiçbirisi hakkında Erdoğan Rejimi Hükümeti tarafından terörist olarak kabul edilebilecek tek bir eylem belirtmemesine rağmen Türkiye'deki varlıklarına el konuldu.

Rus Habere Ajansı RiaFan’ın yayınladığı haberde, yurt dışında yaşayan muhalif ve Gülen Hareketi mensubu kişiler ile özellikle Erdoğan'ın politikalarını eleştiren gazeteciler hakkında toplanan yasadışı verilerin sadece gizli ajanlar tarafından değil, aynı zamanda İngiltere, Danimarka ve Özbekistan'daki Türk büyükelçiliklerinde görevli diplomatlar tarafından toplandığı da belirtiliyor.

RiaFan’ın geçtiğimiz günlerde yayınladığı bir haberde Türkiye Milli İstihbarat teşkilatının (MIT) Türk hükümetinin Avrupa Birliği üyesi; Almanya, Danimarka, Hollanda ve İsveç’teki muhaliflerine yasadışı yollarla uyguladığını baskıları çeşitli belgelerle haberleştirmişti.

RiaFan’da yayınlanan belgelerde Gülen hareketi ile bağlantısı olduğundan şüphelenilen 11 Türk vatandaşının takib edildiği, bu kişilerin Türkiye’ye iade edilmeleri için haklarında suçlayıcı delil ve yasadışı bilgi toplanarak Dışişleri Bakanlığı ve Interpol aracılığıyla iade edilmeleri için yapılan çalışmaları ve belgeleri yayınlamıştı. (RiaFan)

Haberin orijinal dilindeki kaynağı için linke tıklayınız https://riafan.ru/1276545-v-luchshikh-tradiciyakh-bellingcat-v-set-utekli-sekretnye-dokumenty-tureckoi-razvedki