RiaFan: Erdoğan, orduyu aile şirketi için nasıl kullanıyor?

HABERRUS - Rus medyasında Türkiye Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan ve ailesinin gizli ilişkilerini ele alan şaşırtıcı bir haber analiz yayınlandı.

Erdoğan ve ailesi için neden Libya ve Suriye bu kadar önemli?

Türk Ordusu ve özel güçler kullanılarak neler yapılmaya çalışılıyor?

Erdoğan ailesinin gizli ilişkileri RiaFan Haber ajansı tarafından yayınlandı.

RiaFan’da yayınlanan haber analizde; Gizli silah ticareti kimler için?

Müslüman ülke ve grupları bu silahlar nasıl karşı karşıya getiriyor?

MİT’in fonksiyonu; Mit çalışanlarının Libya’da öldürülmesi; Bunu haber yapan ODATV muhabirlerinin tutuklanması; Uluslararası ambargoya rağmen Libya’ya gönderilen silahlar; Libya’da ve Suriye’de terör ve mafya gruplarıyla gizli anlaşmalar.

Erdoğan’ın yakın çevresinin silah ve petrol ticaretini kontrol etmeleri; Libya’da cephane ve askeri araçları bırakan geminin İtalya’da yakalanması ve mürettebatın itirafları haber analizde detaylı anlatılmış.

RiaFan haberinde, şaşırtıcı bir şekilde, koronavirüs pandemisi sırasında Türk askerlerinin (Her Türk vatandaşının hemen haritadaki yerini gösteremeyeceği ) Libya’da savaşması Erdoğan yanlısı uzmanları ve gazetecileri şaşırtmıyor. Şaşırmamalarının nedeni Ankara’nın Trablusta ne işi var sorusuna cevapları olduğu için değil, ‘Sultan’ öyle hüküm buyurduğu için.

Ancak Türkiye'de herkes sessiz değil. Nisan ayı başlarında, ana muhalefet partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) millet vekili Ünal Çeviköz, Savunma Bakanı Hulusi Akar'a soru önergesi sundu. Soru önergesinde; Libya’da yürütülen operasyonlar için bütçenin hangi kalemlerinden ödeme yapılıyor? Ve para tam olarak ne için harcanıyor? Soru önergesine yanıt gelmediği gibi Çeviköz'ün soruları Kemalistlerin sayfasından da gizemli bir şekilde kayboldu.

Gazetecilerin tutuklanması

3 Mart'ta Türkiye’de internetten yayın yapan OdaTV, Libya'da ölen Ulusal İstihbarat Teşkilatı MİT'in (Milli İstihbarat Teşkilatı) 27 yaşındaki çalışanı Sinada J.'nin Manisa'da defnedildiği haberini ve görsel materyalleri yayınladı. OdaTV ekibi (daha sonra gazeteciler Hülya Kılınç, Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan'ı tutuklandı) haberde şehidin onurlandırılmadan gömüldüğünü bildirdi. Cenaze en katı gizlilik içinde ve çok sayıda güvenlik görevlisinin huzurunda yapıldı. Askerin mezarına bir isim bile yazılmadığı haber de vurgulandı.

Ankara'daki Libya kampanyasının yasal olduğu düşünüldüğünde tüm bu uygulamalar kulağa çılgınca geliyor.

Türkiye Savunma Bakanlığı'nın Suriye’de anavatanı için hayatını kaybeden "şehitler" hakkında nasıl törenler düzenlediğini herkes biliyor. Görünüşe göre Libya farklı.

MIT çalışanı hakkında haber yazan gazeteciler, toplam 8 ila 18 yıl hapis cezası ile yargılanıyor. Benzer bir vaka Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel için de yürütülüyor ancak OdaTV'nin aksine Yeniçağ gazetesinin internet sitesi erişime engellenmedi.

Gerçekte gazetecileri ne için tutukladılar?

17 Nisan'da Türk gazeteci Cevheri Güven (RiaFan’ın haberinde Cevahir Güven olarak yazılmış), YouTube kanalında, Türk makamlarının neden Libya'daki varlıklarının ayrıntılarını bu kadar dikkatli bir şekilde gizlediğinden bahsetti. Ona göre, gazetecilerin yazdığı Türk istihbarat memurları, Libya Ulusal Ordusu (LNA) saldırısında öldürüldü. Ardından, Libya ile ilgili olarak bir silah ambargosu olmasına rağmen, 18 Şubat'ta Trablus limanında silah ve mühimmat yüklü bir Türk gemisi vuruldu.

Erdoğan'ın bu bilgiyi yayınlamak istememesi, olayın üzerinden birkaç gün geçtikten sonra bir mitingde Türk ordusuna mensup bir kaç askerin ölümü hakkında konuşmasından anlaşıldı.

Güven, Erdoğan'ın Libya'da çok sayıda ölü olduğunu açıkça ilan etmesi ‘bir çok gazetecinin ilgisini çekti. Ve ne olduğunu anlamaya çalıştılar ”diyor.

Türkiye Cumhurbaşkanı basın sekreteri İbrahim Kalın, Türk kargo gemisinin imhasını tamamen gizledi. Ona göre, öyle bir olay hiç gerçekleşmedi. Mesela, Libya Ulusal Ordusu kuvvetleri ilk önce kaçırdı ve daha sonra değiştikten sonra geri çekildi. Kalın’in mantığınına göre Trablusgarp limanında yanan bir geminin yayınlanan fotoğraflarıda gerçeği yansıtmıyor o fotoğraflar Photoshop yapılarak yayınlanmış.

Erdoğan'ın Aile Şirketi

Cevahir Güven, Trablus Limanında gemiye yapılan saldırı hikayesinin ve Türk istihbarat subaylarının ölümünün, doğrudan Türk lider Erdoğan’ın silah işi ile ilgili olduğu için medyaya yansımamasının istendiğini vurguluyor ve meraklı gazetecilerin farkında olmadan, kişisel olarak devlet başkanının yoluna geçtiklerini söylüyor.

‘Erdoğan sivil çatışmanın taraflarından birine silah sağlayarak zenginleşmeye çalışıyor. Suriye'de de aynısını yapıyor. Tüm bu işlerle Ailesi ilgileniyor. Türkiye Cumhurbaşkanı’nın damadı Bayraktar İHA'ları satıyor. Ayrıca Katar’ın ortağı olduğu, Sakarya'da tank fabrikasının sahibi olan Erdoğan'ın yakın ortağı Ethem Sancak da var. Kirpi zırhlı personel taşıyıcıları burada üretiliyor. Bu ekipmanlar diğer silahlarla birlikte PNS tarafından da satılıyor ”diyor gazeteci.

Güven, Erdoğan'ın Ethem Sancak'ın sahip olduğu her şeye sahip olduğunu belirtiyor. Aynı şey başka bir Türk işadamı Mehmet Cengiz için de söylenebilir:

“Medyadan Mehmet Cengiz'in pahalı bir proje ihalesini kazandığını öğrenirseniz, Erdoğan'ın ihaleyi kazandığını unutmayın. Ethem Sancak herhangi bir devlet ihalesini kazanırsa, bu ihaleyi kazanan Erdoğan ailesi olduğunu bilin. Gazetecilerin tutuklanması, diğer herkese bu konuyu kapsamasının kabul edilemezliği hakkında bir mesajdır. Ancak sadece yabancı basın bu konuda yazabilir. ”

Türk silahlarıyla dolu hayalet gemiler

Mart ayının sonlarında BBC tarafından yayınlanan bir habere atıfta bulunularak, BM silah ambargosunu delen Türkiye'nin Libya’ya nasıl silah sattığından bahsediliyor. 24 Ocak'ta ‘Bana’ isili gemi Mersin'deki Türk limanından Tunus'a doğru yola çıktı ve dört gün sonra radardan kayboldu. Daha sonra geminin Trablus'a doğru ilerlediği biliniyordu.

BBC tarafından elde edilen uydu görüntülerinde, Libya’nın başkentin kuzeydoğusunda, Türkiye’ye ait olan ve boyut ve renk düzenine göre Türkiyeden yola çıkan gemilere karşılık gelen üç gemi görülmektedir. Diğer iki gemi ise sadece Türk Donanması tarafından kullanılan G sınıfı fırkateynlerdi.

Birkaç gün sonra, gemi Fransız güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı ​​ve İtalya'nın Cenova şehrine gönderildi. Güven'e göre, mürettebat geminin Türkiye'den geldiğini ve silahları Trablusgarp'a taşıdığını itiraf etti. Yani: zırhlı savaş araçları, silahlar, motorlu obüsler ve uçaksavar silahları.

“Erdoğan ailesinin BM kararının aksine silah sattığını ve bunun için Türk Donanmasını kullandığını düşünün. Kişisel amaçlar için Türkiye Cumhuriyeti ordusunu kullanıyor. Gerçekten de bu şüpheli operasyonlar sırasında Türk ordusu personeli ölebilir. Sanki bir tür mafya yapısı ülkeyi yönetiyor gibi geliyor ”diyor Türk gazeteci.

Kötülüğü görmüyorum, kötülüğü duymuyorum, kötülük hakkında konuşmuyorum Ne yazık ki, Türk gazetecilerin üç maymunu çok iyi oynaması, Türkiye'de daha az kötülüklerin yaşanmasına yardım etmiyor.

Güven, “MIT çalışanları bu gemide 18 Şubat'ta öldü. Ve hiç kimse hangi görevi yerine getirdiklerini soramıyor. Bir kargo gemisinde neden ağır bir silah taşındı? İstihbarat elemanları neden o gemideydi? ” - diye soruyor.

Haberde, Libya'da 2.000 Türk askerinin konuşlandırıldığına dikkat çekiliyor.

“IŞİD’den, El-Kaide’den ve diğer cihat gruplarından savaşçılara ki hepsine Suriyeli savaşçılar deniliyor, ayda 2.000 dolar ve Türk vatandaşlığı vaat ediliyor. Tüm bu savaşçıların hava yoluyla nasıl taşındıklarının görüntülerini gördük. Ve şimdi finansal olarak desteklenmeleri gerekiyor ve lojistik desteğe de ihtiyaç var.

‘Koronavirüs nedeniyle Ankara bir ülke hariç tüm sınırları kapattı ve uçuşları iptal etti. Bir Katar ile olan uçuşlar iptal edilmedi. FlightRadar verilerine bakarsanız, Katar uçaklarının Türkiye'nin farklı şehirlerine ne sıklıkta indiğini göreceksiniz. Böylece militanları Libya'ya götürüyorlar. Doha'nın bir parçası olan Sakarya'daki zırhlı fabrikada üretilen zırhlı araçlar da ihraç ediliyor.’

Haberde, Türkiye Cumhuriyeti'nin Suriye ve Libya'da istikrarı koruması gerekirken, Türkiye’nin herşeyi tam tersinden yaptığı vurgulanıyor. Türk liderin, silah ticareti yapmak ve çalınan petrolden alınan kirli paraları kazanma fırsatı elde etmek için Müslüman ülkelerdeki savaşı kızıştırdığını, Suriye’deki savaşın ardından şimdi de Libya’daki iç savaşı kızıştırdığı belirtiliyor.

Haberi orjinal dilinde okumak için: https://riafan.ru/1277919-tureckii-zhurnalist-rasskazal-kak-erdogan-ispolzuet-armiyu-dlya-semeinogo-biznesa