Erdoğan, Libya'yı Afganistan'la takas etmenin yollarını arıyor
HABERRUS - Türkiye, Amerikan birliklerinin geri çekilmesinin ardından Kabil'deki havaalanının korumasını devralmaya hazır.
Rus basını Erdoğan’ın Biden göreüşmesi sonrası ortaya atılan bu iddiayı Erdoğan’ın Libya’daki varlığını Afganistan ile takas etmenin yollarını aradığı şeklinde yorumluyor.
Rusya’nın önde gelen günlük gazetelerinden Nezavisimaya Gazeta (NG) konuya ilişkin yayınladığı analiz haberinde Ankara'da, Amerikan askerlerinin Afganistan'dan çekilmesinin ardından ABD ve Türkiye'nin savunma bakanlıklarından oluşan heyetler arasında Kabil havaalanının akıbeti konusunda görüşmelerin başlanmasına atıfta bulunarak diyaloğun zor ve uzun olacağını belirtiyor.
ABD’nin, Türklerin havaalanı güvenliğini sağlamasını istediğini vurgulayan gazete, Afganistan’da Taliban (Rusya'da yasaklanmış) güçlerinin ilerleyişinin devam etmesine karşılık ABD’nin ülkeden asker çekme fikrinden vazgeçmediği aksine bu göreve NATO’nın en büyük ikinci, ordusu olan ve nüfusunun büyük çoğunluğunun müslüman olduğu tek ülke olan Türkiye’yi uygun gördüğünün altı çiziliyor.
Erdoğan’ın ABD'nin uygun finansal, diplomatik ve lojistik destek sağlaması koşuluyla Kabil havaalanının korumasını devralmaya hazır olduğunu söylediği sözlerine yer veren gazete, Türkiye Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Çarşamba günü tam tersi açıklamalarına vurgu yapmış.
Akar’ın ağız değiştirdiğini ve "Afganistan'a ilave bir birlik gönderilmesi söz konusu olamaz" dediğini hatırlatarak ekliyor, tüm bu ağız değişikliğinin tam da Berlin’de düzenlenen Libya konferasının yapıldığı zamana denk gelmesine dikkat çekilmiş.
Türk yetkililerin üslubundaki değişiklik, Çarşamba günü Berlin'de düzenlenen Libya konferansıyla neredeyse aynı zamana denk geldi. Ülkedeki duruma genel bir bakış, 2011'de başlayan silahlı çatışmayı sona erdirmek için tasarlanmış seçimlerin hazırlanması ve yabancı oluşumların geri çekilmesine ayrıldı.
BM ve Alman hükümetinin daveti üzerine konferansa, Libya'daki çatışmaya en azından bir dereceye kadar dahil olan tüm ülke ve kuruluşlardan delegasyonları katıldı. Bunlar Rusya, ABD, Büyük Britanya, İtalya, Almanya, Fransa, Hollanda, İsviçre, Tunus, Cezayir, Kongo Demokratik Cumhuriyeti (ülke - Afrika Birliği başkanı), Kongo Cumhuriyeti ( ülke - Afrika Birliği Libya Komisyonu başkanı), Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Türkiye , Arap Birliği ve Avrupa Birliği. Libya konulu bir konferansta ilk kez Libya'nın kendisi tek bir delegasyon tarafından temsil edildi.
Bu, geçen yıl savaşan taraflar arasındaki barış anlaşmaları sayesinde mümkün oldu: Faiz Saraj'ın Ulusal Anlaşma Hükümeti (GNA) ve Halifa Haftar'ın Libya Ulusal Ordusu (LNA). Libya'nın artık tek bir geçici hükümeti ve güç testinden geçen kırılgan bir barışı var.
Berlin'deki konferansın sonunda kabul edilen bildiride, yabancı birliklerin ülkeden bir an önce geri çekilmesi gerektiği belirtilmektedir. Libya Dışişleri Bakanı Nayla al-Mangush, yabancıların önümüzdeki birkaç gün içinde ülkeyi terk edeceklerini umduğunu bile dile getirdi.
Ankara'nın sevmediği nokta burası.
Libya'da çok sayıda yabancı savaşçı var. Libya Ulusal Ordusu (LNA), Sudanlı göçmenler, Orta Afrika ülkelerinden (öncelikle Çad'dan) paralı askerler, Mısırlılar, BAE'den ordu ve tabii ki Wagner PMC'leri savaşıyor. Ancak Kremlin, böyle bir özel askeri şirketin varlığını resmen reddediyor.
Ancak önemli bir fark var: Türkler, Saraj hükümetiyle anlaşarak açıkça Libya'dalar. Anlaşmada, Suriye'den getirilen savaşçıların bulunması da muhtemelen anlaşmanın ihlali anlamına geliyor.
Bu nedenle Türkiye, konferansın kararına ilişkin özel görüşünü dile getirdi. Libya’da Ordusunun kontrolünde paralı askerle olmadığını iddia etti.
Erdoğan'ın yeni Libya makamlarıyla ülkede Türk ordusunun varlığının yasallaştırılmasına ilişkin bir taslak anlaşma hazırladığı bilinmesine rağmen, bu belge henüz imzalanmadı.
Akar'ın açıklamasına bakılırsa, Türklerin bir değiş tokuş yapmaları mümkün: Afganistan için Libya, Kabil havaalanının Erdoğan'ın ordusu tarafından korunması karşılığında Batı'nın Kuzey Afrika ülkesinde Türk askerlerinin varlığına rıza göstermesi.
Eğer ABD bu teklife sıcak bakarsa önümüzdeki günlerde bu konu, ABD ile birden fazla tur içerecek müzakerelerin konusu haline gelecek.