Rusya’da terör ve Türkiye örneği
Moskova’da yine terör eylemi meydana geldi. Bu defa patlama havalimanında yaşandı. Son verilere göre 35 kişi yaşamını yitirdi, 180’i aşkın yaralı var. Bu terör eylemi, 1996 yılından itibaren yirmi altıncı oldu. Son 15 yılda yapılan istatistik teselli verici değil. Putin tarafından 1999 yılında yapılan, teröristleri tuvalet çukurlarına atmak gerektiği yolunda ürkütücü açıklamalara, Kuzey Kafkasya’da yasadışı olarak faaliyet gösteren silahlı grupların üyelerinin yakalanmasına ilişkin raporlara, vatandaşlar üzerindeki kontrolün artırılmasına rağmen teröristler terör eylemleri gerçekleştirmeye devam ediyorlar, kurban sayısı ise düşmüyor. Yönetim devamlı olarak, kişilik dışı uluslararası terörizmin Rusya’ya karşı başlattığı savaştan söz ediyor.
Ama bu düşmanı neden bir türlü yenemiyoruz?
Herşeyden önce, terörizmin meydana gelmesinin nedenlerini saptamak, gençlerin neden intihar ederek onlarca vatandaş öldürmeye hazır olduklarını anlamak lazım. Sadece terörizmin nedenlerinin yok edilmesiyle bu şeylere son vermek mümkündür.
Bilindiği gibi, Rusya’daki terör eylemlerinin çoğu Kafkasya’da yapılıyor ya da Kafkasyalılar tarafından gerçekleştiriliyor. Moskova’da ilk büyük terör eylemleri 1999 yılında meydana gelmişti. İkinci Çeçen savaşı başladığı zaman Moskova’da apartmanlar havaya uçurulmuştu. 2010 yılının Mart ayında Moskova metrosunda yaşanan ve 38 can alan terör eylemleri Dağıstanlı intihar eylemcileri tarafından yapılmıştı. Savaş, görüşmeler, terör karşıtı operasyonlar düzenlendiği, Kafkasya’ya milyarlarca ruble ayrıldığı halde bu bölge hala Rusya’nın en tehlikeli bölgesi sayılıyor.
Bugünkü Kuzey Kafkasya çok gösterge bakımından Rusya’nın başka bölgelerinden farklıdır. Kuzey Kafkasya, ülkenin en yoksul bölgesidir. Kişi başına gelir seviyesi Moskova’ya kıyasla 10-15 kat daha az. Bazı Kafkasya cumhuriyetlerinde işsizlik oranı %50’ye ulaşıyor, toplumsal tabakalaşma çok büyük. Yerlilerin gelirlerinin çoğunu Moskova tarafından yapılan ödenekler oluşturuyor. 2011’de büyük finansal projelere 400 milyar rublenin (10 milyar avro) harcanması planlanıyor. Çeçenistan ve İnguşetya Cumhuriyetlerinin bütçelerinin %90’ı; elit ile akrabaları ve kabileler arasında üleştirilen yardım ödeneklerinden oluşuyor. Tabii bu koşullarda rüşvet büyüyor. Bir bakanın akrabası olmayan, yoksulluk içinde yaşamak zorunda.
Bugün Kuzey Kafkasya nüfus artışı alanında lider. Rusya’nın bölgelerinin çoğunda nüfus azalırken Kafkasya’da nüfus artışı görülüyor. Eğitim görmeyen, işsiz ve kendini gerçekleştirme olanaklarına sahip olmayan gençler Kafkasya’da nüfusun çoğunu oluşturyor. Onların çoğu, değişik aşırıcı grupların propagandasının kurbanı oluyor.
Kafkasya’da iş olmadığı, yaşam düzeyi çok düşük olduğu için bir çok genç Moskova, St. Petersburg veya başka büyük kentlere gidiyorlar. Onların kentlerde binde biri iyi iş bulmayı başarıyor, Rusya toplumunun basit kurallarına uymuyorlar ve yerliler bu gençlere olumsuz davranıyor. Sonuçta karşılıklı düşmanlığa dönüşebilen etnik anlaşmazlıklar meydana geliyor ve bu, terörizmin yayılmasına yol açıyor.
Rusya’daki İslam ile ilgili sorun, en ciddi sorunlardan biri. Rusya’da, Müslümanları koordine edebilecek bir örgüt malesef yok. Bugün yasal olarak faaliyet gösteren 4 büyük Müslüman birliği, yönetime yaranmaya çalışan ve birbirleri ile anlaşamayan onlarca müftülük var. Kafkasya’da bu durum nedeniyle çok genç, geleneksel İslam’dan vazgeçerek yurtdışından gelen yeni radikal selefi görüşlerine ilgi göstermeye başlıyor. Sıkça terörizm olmak üzere herhangi yöntemler uygulayarak Rusya’ya karşı kutsal savaş yürütmek gerektiği yönünde propaganda yapılıyor.
İslam ile Hristiyanlık ve İslam ile laik yönetim arasındaki ilişkiler çok önemli, ama Rusya’da değişik halk ile dinlerin temsilcileri arasındaki ilişkiler ile uğraşan bakanlık henüz kurulmadı. Bu konudaki göüşmeler, 11 Aralık’ta Manej meydanındaki olaylardan sonra yine gündeme geldi, ama Devlet Başkanı Medvedev, böyle diyalog sorumluluğunu üstelenebilecek özel bir dairesinin kurulmasına karşı çıktı. Ciddi sorunu görmezden gelmek istiyorlar. Bu sorunun hemen çözülmesi gerekiyor yoksa bu sorunun çözümü aşırıcılar tarafından sunulacak.
Rusya’yı eleştirenler, terör eylemlerinden sonra, havalimanında insanların güvenliğini sağlayamayan iç güvenlik organlarının yetkisizliği hakkında sorunu ortaya koyuyor. Gerçekten herşeyi ve herkesi denetlemek mümkün değil. Herkesin kullanabildiği metro, gar, havalimanı ve pazarlarda sıkça terör eylemleri meydana geliyor. Polis, gizli servisler, ordu kural olarak iyi çalışıyor. Her hafta Kafkasya’dan, teröristlerin yakalanması veya terör eylemlerinin önlenmesine ilişkin haberler geliyor. Ama yalnız şiddet kullanarak, terörizmin beslendiği kaynakları yok etmeden bu sorun çözülemez.
Bir süre önce Türkiye aynı problemlerle karşılaşmıştı. Tek uluslu devlet stratejisi ile Güney-Doğu Anadolu’daki Kürtler fiilen yasadışı ilan edilmişti. Ayırım politikası, bölgenin ekonomik ve toplumsal sorunları güçlü ayrılıkçı hareketin yaratılmasına yol açmıştı. Ama son zamanlarda Kürt bölgelerinde gerilim azalıyor. Terörizm ile sert bir mücadelenin yanısıra Kürt dili ve edebiyatının geliştirilmesini, bölgenin ekonomik kalkınmasını, yeni üniversitelerin açılmasını ve bu üniversitelere önde gelen uzmanların davet edilmesini hedefleyen önlemler alınıyor. Belki Rusya Türkiye’nin, değişik halkların temsilcileri arasındaki anlaşmazlıkların çözülmesi alanında kazandığı tecrübeden yararlanmalı mı?
St. Petersburg Devlet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Uzmanı Aleksandr Sotniçenko www.haberrus.com için kaleme aldı