Kortunov: Batı’nın bir B Plana ihtiyacı var!
HABERRUS - Rusya’nın Ukrayna bağlamında Batı’yla yaşadığı krizi ve buradan çıkış yollarını değerlendiren Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi (RIAC) Genel Direktörü Andrey Kortunov, Ukrayna ihtilafı bağlamında Batı'nın ‘Ukrayna’nın kazandığı’ tek bir plana göre hareket ettiğini ancak artık yeni bir ‘B Planının’ olması gerektiğini söylüyor.
Kommersant’ta yayınlanan makalesinde Kortunov, Afganistan'daki yirmi yıllık NATO operasyonunun üzücü sonunun bugün Batı'da çok az insan tarafından hatırlandığına vurgu yaparak ABD’nin Afganistan’daki hezimetinin Ukrayna olaylarının gölgesinde kaldığını hatırlatıyor.
‘‘Yine de tarih kararını verdi: Afganistan, içinde bulunduğumuz yüzyılda Batı'nın en büyük ve en acı yenilgisi haline geldi. İki trilyon dolar net zarar.’’ Ifadelerini kullanan Kortunov, Ukrayna ile Afganistan arasında bir ilişki kurarak sözlerini şöyle sürdürüyor:
‘‘Ukrayna elbette Afganistan değil. Zaten burada NATO, çatışmanın doğrudan bir katılımcısı değil ve ABD askerleri Slavyansk ve Ugledar yakınlarında ölmüyor. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky, Taliban gelmeden önce Kabil'den kaçan Afgan lideri Eşref Ghani değil. Ukrayna silahlı kuvvetlerinin motivasyonu ve profesyonelliği de küçümsenmemelidir.’’
Bu bağlamda, bugün Batılı tarihçiler, 1920 yazında Polonya devletinin Kızıl Ordu'nun Varşova'ya ilerlemesini durdurup onu doğuya doğru itmeyi başardığı bir asır önce “Vistül üzerindeki mucizeyi” hatırlıyorlar.
Yüz yıl sonra, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa, benzer bir zafer özlemiyle; ‘‘biraz daha çaba, bir zorlama, bir hafta daha, bir ay daha dayanın, Rus askeri makinesi sendelemeye başlayacak, Donetsk ve Lugansk'a ve hatta Rostov ve Belgorod'a geri çekilecek’ söylemleriyle “Dinyeper mucizesi” yaratmayı konuşmaya başladılar.
Ancak haftalar, aylar geçiyor, beklenen "Dinyeper mucizenin" tarihleri değişiyor, hep ileri bir tarihe erteleniyor, ufukta geleceği belirsiz bir tarihe doğru kayıyor.
Batı, verdiği silahlarla Ukrayna ordusunu güçlendiriyor, ancak yine de olup bitenlerin genel resmini değiştiremiyor. Rus kuvvetleri, olağanüstü atılımlar olmasa da ihtiyatlı bir şekilde batı yönünde inatla ilerlemeye devam ediyor. Savaş alanındaki durum yavaş da olsa Moskova lehine değişiyor ve bu da Rusya'nın gelecekteki siyasi anlaşmalar için şartlarını sıkılaştırıyor, elini güçlendiriyor.
Batı bu eğilimi tersine çevirebilir mi?
Böyle bir şey, Batı’nın kasaya gitmesi demek olur ki Kiev'e yönelik askeri desteğin ölçeğinde keskin bir artış olması gerekir. Ancak bu durumda, NATO'nun Ukrayna ihtilafına doğrudan müdahil olması muhtemeldir. İşte o zaman Batı ve NATO’nın 20 yıllık Afganistan macerası çok büyük bir olasılıkla Ukrayna’da yaşanacak olayların yanında ‘bir çocuk oyuncağı’ gibi kalacaktır.
Batı’nın bir B plana ihtiyacı var
Ateşkes ve hatta barışçıl bir çözümle ilgili herhangi bir kararın Kiev'de alınması gerektiği açıktır. Ancak, çok şey Batı'nın konumuna bağlıdır.
Eğer "A Planı", yani Ukrayna'nın zaferi, giderek daha az gerçekçi görünüyorsa, o zaman Batı, görünüşe göre, şimdi sadece Moskova ile Kiev arasında değil, aynı zamanda Rusya ile Batı arasında en azından geçici bir uzlaşma sağlamayı içeren bir "B Planı" üzerinde düşünmelidir.
Peki ya Kremlin'in “Ukrayna için ödeme yapma” ‘‘bedel ödeme’’ fikrine ne demeli?
Bu konuda Batı endişelenmemeli - her durumda mevcut çatışmada Rus tarafının ödediği bedel son derece yüksek olacaktır.
Ancak, askeri çatışma devam ederken kayıpları ve maliyetleri hesaplamak hiç mantıklı değildir.