‘Düşürülen Rus uçağının pilotunu MİT öldürdü’ ‘Rahip Brunsonu tıpkı Karlov gibi öldürüp suçu cemaate atacaklardı’
HABERRUS - Suriye’de 2015 yılında dönemin başbakanının talimatıyla düşürülen Rus uçağının paraşütle atlayan pilotunun öldürülmesine isminin karışmasıyla gündem olan ve yargılanan aynı zaman da da İzmir’deki ‘FETÖ Borsası’ olarak adlandırılan yapının silahlı kanadını yönettiği söylenen, çok sayıda kişiden tehditle para aldıkları ve bazılarına silahlı saldırıda bulundukları gerekçesiyle hakkında dava açılan ve Arjantin’de tutuklanan Serkan Kurtuluş’un verdiği ifadeler gündeme bomba gibi düştü.
Arjantin’de İnterpol tarafından tutuklanan Serkan Kurtuluş, Buenos Aires'te kaldığı hapishaneden telefonla Media Diem kanalı yöneticisi gazeteci Said Sefa’yı arayarak hakkındaki iddialara cevap verdi, çarpıcı itiraflarda bulundu.
Hayati tehlikem var, özellikle Suriye’de savaştığı dönemde şahit olduklarım nedeniyle ortadan kaldırılmak isteniyorum
Hayati tehlikesi bulunduğunu belirten Serkan Kurtuluş, özellikle Suriye’de savaştığı dönemde şahit oldukları nedeniyle ortadan kaldırılmak istendiğini söyledi.
El Nusra ve İŞİD’e direk yardımlar yapılıyordu
AKP’nin Suriye’de El Nusra’yı terör örgütü olarak görmediğini, bu gruplara yardımlar yapıldığını, yapılan yardımları ilk başta yiyecek giyecek ve ilaç gibi insani yardımlar olduğunu düşündüklerini ama zamanla farklı olduğunu gördüklerini, çok şeylere şahit olduğunu ilerleyen vakitlerde daha çok şey açıklayacağını söylüyor.
Düşürülen Rus uçağının paraşütle atlayan pilotunu MİT öldürdü
Suriye’de 2015 yılında dönemin başbakanının talimatıyla düşürülen Rus uçağının paraşütle atlayan pilotunun öldürülmesi olayında mahkemede yargılanıp beraat ettiğini söyleyen Kurtuluş, ‘O dönem ben Suriye’de değildim. Ama Alparslan Çelik oradaydı. Bu konu çok üstü kapalı olduğu için kamuoyu anlatacaklarımı bilmiyor. Fakat anlatacaklarımın hepsi mahkeme tutanaklarıda var. Bize önce şu baskıyı yaptılar: ‘’Avukatlarınıza mahkeme heyetine yazı yazmalarını söyleyin. Ve yazıda deyinki ‘’FETÖ’cü polisler bize baskı yaparak Suriye’de ki İŞİD ve diğer radikal gruplara yardım gönderdik. Biz de bu baskı neticesinde oraya yardım gönderdik’’ Yani bu böyle ifadelerle baskı ve pazarlık yapmamızı istediler.’ Şeklinde konuştu.
İzmir Asayiş Şube’de emniyetteki polislerin baskı yaptığını söyleyen Serken Kurtuluş sözlerine devam ediyor.
‘O baskıyı oluşturmak istiyorlardı. Alparslan Komutan çok şey biliyordu. Onun anlatımlarının önüne geçmek istiyorlardı. Alparslan komutan, Rus pilotların öldürülmesinden dolayı yargılandı. Bir ses kaydı var o ses kaydında pilotlar gelirken, yani vurulduktan sonra paraşütle canlı olarak atladıktan sonra, o arada biri ateş edin diyor. Ama Alparslan komutan ‘’ateş etmeyin, etkisizler’’ diye bağırıyor. Ve bu ses kaydı Alparslan Komutanı kurtardı.’
‘O Ses kaydı ortaya çıkınca ‘durun ateş etmeyin’ diyen kişinin Alparslan Komutan olduğu ortaya çıktı. Detaya girmek istemiyorum çünkü Alparslan Komutan cezaevinde. Suçsuz yere yatıyor. Anlatımlarla ona zarar vermek istemiyorum. Envanterinde bir çok haksız suçlama var.. ama bu konuda o ses kaydından sonra beraat etti. Alparslan Komutan çok şeye şahit oldu. Görgü tanığı. Bu nedenle onunla pazarlık yaptılar. Alparslan komutan milliyetçi birisi olduğu için ülkeye zarar vermek istemedi. Aslında bu ülke ile alakalı bir durum değil. AKP’nin Suriye ile alakalı bir siyaseti. Ama o farklı düşündüğü için bu konuları açıklamadı. Fakat cezaevinden çıkınca bütün gerçekler açığa çıkacak. Onun detaylı açıklama yapacağına da inanıyorum.’
Gazetecinin Rus pilotu öldüren kim o zaman? Ve neden Alpaslan Çelik üzerine atıldı bu suç? Sorusuna;
‘O anlık bir olaydı. Orada farklı gruplar var. AKP’nin irtibatta olduğu grupların ve onların da başkalarıyla irtibatta olduğu gruplar var. MİT’le yani istihbaratla bağlantılı haldeler. Mesela, orada özellikle onların öldürülmesi istendi. Sanki, daha sonra El Nusra cesetleri aldı ve Rusya’ya karşı takas için kullanmak isteyecekti. Ve sanki sonrasında Türkiye devreye girerek cesetleri El Nusra’nın elinden kurtardı ve Rusya’ya verdi. Ama gerçekte böyle bir şey yok.
Gazeteci: Sanki El Nusra tarafından öldürüldüler. Cesetler El Nusra’nın elindeymiş gibi anlatıldı ve Rusya'ya sanki iyilik yapılmış gibi pilotun cesedi verildi. Halbuki bunu yapan, öldüren bizzat Erdoğan yönetiminin emriyle ya da MİT'in emriyle oradaki insanlardı. Zaten MİT'in elindeydi cesetler. Yani öldürenler zaten iade edenler miydi? bu mu?
Serkan Kurtuluş, ‘tabi tabi. Kesinlikle cesetler onlardaydı. Daha sonra AKP hükümeti devreye girmiş gibi yaptılar, cesetleri kurtarmış gibi yaptılar ama kesinlikle gerçek böyle değil.
Daha anlatacak çok şey olduğunu söyleyen Serkan Kurtuluş sözlerine söyle devam ediyor. ‘Alparslan Komutan cezaevinde olduğu için, hayati tehlikesi olduğu için onu zora sokmak istemiyorum. Ben bazı bilgileri ondan dinledim. Onun anlattıkları. Biz yakın dostuz. Arkadaşlıktan daha öte. Bazı açıklamalar yaparak onu zora sokmak istemiyorum. Onun kendisi bazı bilgi ve görüntüleri ileride açıklayacağını düşünüyorum. Şimdi ben açıklarsam onu zora sokmuş olurum.’
Gazetecinin; peki sizin orada İzmir Emniyeti'nin size ‘’FETÖ'cü polisler IŞİD'e destek veriyor diye bize baskı yaptılar, böyle açıklama yapın denilmesinin nedeni ne? Siz o olayı nasıl düşünüyorsunuz? Sorusuna; ‘Çünkü, onlar şunu biliyorlardı. Yani birgün bunlar açıklanabilir. Çünkü biz bütün bunlara şahit olduk. Ankara talimat verdi. Dediki ‘bunların önünü kesin yani ilerisi için önlem olarak yaptılar. Gerçekleri anlatmayalım diye. Olanları FETÖ’ye bağlamak istediler. Sanki FETÖ’cüler baskı yaptılar ve bu onların işi gibi… anlatabildim mi bilmiyorum…’ şeklinde cevap veriyor.
‘Talimatı Nükhet Hotar ve Ahmet Kurtuluş verdi’ Aynı Rus Büyükelçisi suikastı gibi, öldürüp suçu Gülen cemaatinin üzerine atacaklardı, öldüreni de öldüreceklerdi’
Rahip Brunson’a suikast talimatını dönemin AKP Genel Başkan Yardımcı Nükhet Hotar ile AKP İzmir İl Başkan Yardımcısı Ahmet Kurtuluş’un verdiğini iddia eden Serkan Kurtuluş şunları söyledi:
“Önce Mustafa Ali Eren’in seçiyorlar. Brunson 1 Nisan 2011’de bir saldırıya uğradı. Brunson’a kurusıkı tabancayla ateş eden Eren, o sırada “El Kaide bunun hesabını soracak” diye bağırdı. Onu El-Kaide’den içeri atıyorlar ama Eren’in bu örgütle alakası yok.”
“Daha sonra aynı ekip bunu başkasına yaptırmam için 2015, 2016 yıllarında benimle irtibata geçti. Ev tutmamı istedi. Bunlar Nükhet Hotar ve Ahmet Kurtuluş’tu. Bir ev tutuldu, içine Cemaat ile ilgili kitaplar konuldu. Eylemi yapacak çocuğun bu evde kalması istendi. Parmak izi için. Ben bunu kabul etmedim. Çünkü Amerikalı bir rahibin öldürülmesi çok ağır bir şey. Hayır da diyemedim ve oyaladım. Suikast sonrası onu yapan kişiyi öldüreceklerdi. Aynı Rus Büyükelçisi suikastı gibi. Bunu da Cematin üzerine yıkacaklardı. Bu süreçte Nükhet Hotar ile Ahmet Kurtuluş’un ofisininde görüştük. Daha sonra ben 'F... Borsası’ olayı da çıkınca yurtdışına kaçtım.”
AKP eski İzmir İl Başkan Yardımcısı Ahmet Kurtuluş evinde öldürüldü
İzmir’de ‘organize suç örgütü’ davasının 69 sanığı arasında bulunan AKP eski İzmir İl Başkan Yardımcısı Ahmet Kurtuluş(41), elektronik kelepçeyle ev hapsinde tutulduğu Narlıdere ilçesindeki bir sitede bulunan dairesine, Mayıs 2019’da polis yeleği giyerek gelen bir kişi tarafından 5 yaşındaki oğlunun gözleri önünde tabancayla vurularak, öldürülmüştü.
Kurulan yapının içerisinde, dönemin önemli savcılarından Okan Bato, İzmir Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube eski Müdürü Kudret Dikmen ve dönemin AKP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili, şimdinin Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Nükhet Hotar var
Serkan Kurtuluş, gazeteci Said Sefa’nın İzmir’de kurulan “FETÖ Borsası” iddiaları ile ilgili sorularını yanıtlarken, kurulan zincirin içinde adliye, emniyet ve siyaset dünyasından pek çok kişinin yer aldığını iddia etti.
Kurtuluş, dönemin önemli savcılarından Okan Bato ile birlikte, İzmir Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube eski Müdürü Kudret Dikmen ile, dönemin AKP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili, şimdinin Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Nükhet Hotar ve “FETÖ Borsası” davasında tutuklandıktan sonra çıkarıldığı ev hapsinde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden AKP İzmir eski İl Başkan Yardımcısı Ahmet Kurtuluş hakkında ciddi iddialarda bulundu.
Adliye ve emniyet üzerinden Ahmet Kurtuluş’a listeler geliyordu
Adliye ve emniyet üzerinden Ahmet Kurtuluş’a listeler geldiğini, kendisinin de bulunduğu ortamda listede yer alan iş insanları hakkında kararlar alındığını iddia eden Serkan Kurtuluş, “Bu işlerde tek motivasyon kaynağı paraydı. Çok yüklü miktarlarda paralar alındı. Para verenler itirafçı yapıldı, cezaevine girmeden tahliye edildi. Sorun çıkarsa korkutmak için bizi devreye sokuyorlardı. Kimileri ile direkt biz görüşüyorduk. Benim de maddi menfaatim oldu. Bana bir takım imkanlar sağlıyorlardı. Karıştığım olayların üzerini örttüler. Alınan paralar bize geliyordu. Ahmet Kurtuluş ile birlikte dağıtıyorduk. Bir kısmını İzmir’de dağıtıyor, bir kısmını da Ankara’ya gönderiyorduk. Şemalar vardı. O şemaya göre para dağıtılıyordu” diye konuştu.
Bütün bu organizasyonun başında AKP Genel Başkan eski Genel Başkan Yardımcısı ve şimdinin 9 Eylül Üniversitesi Rektörü Nükhet Hotar var
Bütün bu organizasyonun başında AKP Genel Başkan eski Genel Başkan Yardımcısı ve şimdinin 9 Eylül Üniversitesi Rektörü Nükhet Hotar olduğunu iddia eden Kurtuluş, “İzmir’den çözülemeyen sorunları Nükhet Hotar Ankara’ya bildiriyordu. Kendisinin Binali Yıldırım ile ilişkileri çok iyiydi. Sorun olduğu zaman Ankara’yı arayıp çözüyordu” dedi.
a3haber.com internet sitesi Genel Yayın Yönetmeni gazeteci Süleyman Gençel’e Nükhet Hotar’ın isteği ile saldırı düzenlediklerini de iddia eden Serkan Kurtulmuş, “Süleyman Gençel Nükhet Hotar hakkında yazılar yazıyordu. Çok rahatsızdılar. Süleyman Gençel’e saldırının ötesinde, vurdurmak istiyorlardı ama çok sansasyonel olacağını, Süleyman Gençel’in bu işin üzerine gidebileceğini, nasıl tepki vereceğini ölçemiyorlardı. O yüzden şiddetin dozunu şeyde bıraktılar yani silah kullanmadan benim şu an yanımda bulunan, benimle beraber tutuklu olan Lider Camgöz ve yanında iki kişi gazeteci Süleyman Gençel’in ofisine gittiler. Süleyman Gençel’i orda darp ettiler. Nükhet Hotar’ın Süleyman Gençel’e karşı kini hiç bitmedi. Her görüştüğümüzde (Süleyman Gençel’den bunun hesabını çok ağır şekilde soracağım) diye söylüyordu…… (Biraz zaman geçsin soğusun ben bunu onun yanına bırakmayacağım) diyordu. Öldürülmesini istemedi ama silahla yaralanmasını istedi. Sakat kalmasını istiyordu” dedi.
Serkan Kurtuluş’un Arjantin’e kaçması
Serkan Kurtuluş, Türkiye’de organize suç örgütü lideri (çete-mafya) olarak pek çok suçlamayla aranıyor. Kurtuluş’un Türkiye’de öne çıkması Suriye savaşıyla birlikte oldu. Suriye’ye silah ticareti yeraltı dünyasındaki isimleri bu bölgeye yönlendirdi. Kurtuluş’u Interpol’ün işaretlemesi ise düşürülen Rus uçağının paraşütle atlayan pilotunun öldürülmesine isminin karışmasıyla oldu. Kurtuluş, FETÖBORSASI olarak bilinen, işadamlarından şantajla para kopartan çetelerden birini İzmir’de organize etmekle suçlandı. Kurtuluş’un ortağı AKP eski İzmir İl Başkanı, aynı suçlamayla elektronik kelepçeyle ev hapsindeyken 31 Mayıs 2019’da polis yeleği giymiş kişilerce evinde vurularak öldürüldü. Serkan Kurtuluş, olayın ardından Türkiye’yi terketti önce Gürcistan sonra Arjantin’e geçti.
Kurtuluş, Interpol listesinde bulunması nedeniyle Arjantin’de saklandığı yerde gözaltına alındı ve halen Puerto Madero’da tutuklu bulunuyor.
Siyasi sığınma prosedürü devam eden Kurtuluş, ilk kez Arjantin’in önemli gazetelerinden Infobae’den gazeteci Federico Fahsbender’in sorularını yanıtladı.
Hayati tehlike nedeniyle Türkiye’den kaçtığını belirten Serkan Kurtuluş, Suriye savaşı, siyasi cinayetler dahil pekçok konuda çok şey bildiğini, AKP yönetimiyle beraber çalıştıklarını bu nedenle hayati tehlikesi bulunduğunu belirtti.