‘Kazakistan olayları Erdoğan'a bölgenin patronunun Putin olduğunu gösterdi’
HABERRUS - İngilizce yayın yapan Dünyaca ünlü Financial Times gazetesi, Kazakistan’da yaşanan son olayların, 1990’lardan bu yana Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile güçlü bağlar geliştirme ve "Pan Türk" vizyonu içinde bir blok oluşturma arayışında olan Türkiye ve Erdoğan’a bölgedeki patronun hala Rusya ve Putin olduğunu gösterdiğini belirtti.
Erdoğan rejiminin, ‘Modern Türk halkının kökenlerinin Orta Asya'dan göç ettiği’ tezine dayanarak o coğrafyalarda Türklerin varlığı fikrinin son yıllardaki dizilerle ve siyasi gelişmelerle pekiştiğini ileri süren gazete, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın aslen Osmanlı hayranı olduğunu, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ile ittifak kurduktan sonra bu kitleye seslenebilmek için Türklük imajına ve sembolizmine sarıldığını ifade etti.
Euronews’in Financial Times’a dayandırarak verdiği haberinde Kazakistan'da çıkan ayaklanmaların bastırılması için Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev'in Türkiye yerine Rusya'dan yardım istemesinin bölgedeki patronun hala Rusya olduğunun bir kanıtı olduğunu belirtti.
Erdoğan'ın kasım ayında Türk Devletleri Teşkilatı'nın dönem başkanlığını üstlenirken Avrupa ve Asya'daki etnik Türklerle ilgili kökeni derin milliyetçiliğe dayanan bir Pan Türklük vizyonu çizdiğini anımsatan gazete, Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev'in Rusya'dan yardım istemesini Erdoğan'ın eski Sovyetler Birliği üyesi "kardeş" Türk Cumhuriyetleri ile bir blok oluşturma hayallerine darbe olarak değerlendirdi.
Gazeteye konuşan İstanbul'daki Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü direktörü Bayram Balcı, Tokayev'in Türkiye ve Erdoğan yerine Rusya'dan yardım istemesini "bölgede patronun hala Rusya olduğunun bir kanıtı" şeklinde yorumladı. Putin'in gelerek rejimi kurtarabileceğini kanıtladığını belirten Balcı'ya göre bu Türkiye'nin Orta Asya'daki müttefikleri için yapamayacağı bir şey.
Türkiye’nin askeri boyut eklenmesi Moskova'nın tepkisini çeker
Türkiye 1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından Türk cumhuriyetleri ile iş birliğini geliştirmeyi amaçladı ve 1992'de Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı'nı (TİKA) kurarak bu ülkelere yardım göndermeye başladı. 2009'da ise Türk Konseyi olarak bilinen Türk Devletleri Teşkilatı'nın kurulmasına Kazakistan'ın kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev ile öncülük etti. Ancak gazete bu girişimlerin çoğunlukla ekonomik, kültürel ve eğitim gibi alanlarla sınırlı kaldığına dikkat çekti.
Price Waterhouse Cooper risk analisti Alp Coker'e göre bu durumun istisnası Türkiye'nin Azerbaycan ile olan ilişkileri. Türkiye ile Azerbaycan'ın enerji ve ticarette kilit bir ortak olduğunu ifade eden Coker, Dağlık Karabağ savaşında Azerbaycan'ın Ermenistan'a karşı kazandığı sürpriz zaferde Ankara'nın Bakü'ye yardım ettiğini vurguladı.
Azerbaycan'ın askeri başarısı ve Kazakistan'daki kargaşanın Türk ordu mensupları arasında Türk Konseyi'nin askeri bir boyuta sahip olması gerektiği önerilerini teşvik ettiğini kaydeden gazete bunun Moskova'nın tepkisini çekeceğini öne sürdü.