Erdoğan'ın Karadeniz'in efendisi olmasına izin verilmiyor
HABERRUS - Türkiye'de yaşanan Kanal İstanbul inşaatı ve bu bağlamda Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin iptal edilebileceği tartışmaları ve son olarak 104 emekli amiral bildirisi Rus basınında geniş yankı buldu.
Rus basını, Montrö Sözleşmesinden çıkmayı eleştiren emekli amiraller tutuklanıyor şeklinde verilen haberlerde, son zamanlarda Türkiye'de yaşanan olaylar analiz edilerek yorumlanıyor.
Nezavisimaya Gazeta'nın haberine göre, amirallerin gözaltına alınması olayının tam da Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel'in, Recep Tayyip Erdoğan ile zorlu müzakereler yapmak için Türkiye'ye gittiği günlere denk gelmesinin zaten var olan Türkiye ile AB arasındaki sorunlara bir yenisini ekleyeceği yorumunda bulunulmuş.
Amirallerin yayınladıkları bildiri ile Erdoğan'ın politikasına doğrudan karşı çıktıkları bu yüzden Erdoğan'ın çok sinirlendiği belirtilerek, '2016'dan beri ülkede çok sayıda tanınmış askeri personeli içeren bu kadar yüksek profilli bir ceza davası olmamıştır.' deniliyor.
'Amiraller, politikalarına açıkça karşı çıkarak başkan Erdoğan'ı kızdırdı. Sosyal ağlarda ve İnternette, donanmanın 104 emekli kıdemli subayı tarafından imzalanan açık bir mektup yayınlandı. Amiraller, "uluslararası anlaşmaların yürürlükten kaldırılmasının yargı yetkisi bağlamında İstanbul kanalının ve Montrö Konvansiyonunun oluşturulması tartışmalarını endişeyle takip ettiklerini" belirtiyorlar. Ayrıca, Erdoğan'ın önerdiği olası yeni anayasaya karşı çıkıyorlar.'
Kanal İstanbul'un inşaası ile 1.Dünya savaşı şartlarına geri dönmek olur
Erdoğan Osmanlı'da olduğu gibi Boğazlardan istediği ülkenin savaş gemilerini geçirmek istediğini bu yüzden Montrö sözleşmesi ile Kanal İstanbul projesinin yeniden değerlendirilmesi fikrini ortaya attığını vurgulayan Rus gazetesi, bu durumun Kanal istanbul ile birlikta 1913 döneminin şartlarına geri dönmek olacağı uyarısında bulunuyor.
Osmanlı Rus savaşlarının başlıca nedeni
Osmanlı imparatorluğu döneminde boğazların kontrolünün sadece Osmanlı sarayının takdirine bağlı olduğu, herhangi bir yabancı geminin Karadeniz'e girmesine izin Padişah izin verebilir veya vermeyebilirdi.
Bu durumun, çok sayıda Rus-Türk savaşının nedenlerinden birisi olduğunun vurgulandığı haberde, günümüzde kanal İstanbul'un gerçekten inşa edilmesi halinde başta ABD Donanması savaş gemileri olmak üzere Erdoğan'ın istediği tüm savaş gemilerinin herhangi bir yasal kısıtlama olmaksızın Karadeniz'e girebileceği bunun sadece Erdoğan'ın bir fantezisi yada gerçekleştirmesi zor bir hayali olmadığı zaten kanalın inşaası için tüm onayların alındığı belirtiliyor.
Kanal İstanbul inşaası ve Montrö sözleşmesinin tartışmaya açılmasının erdoğan'ın Osmanlıcılık ideolojisi ile bereber değerlendirilmesi gerekli.
Öte yandan Rus MGIMO üniversitesinden doçent Yulia Kudryashova, NG'ye verdiği bir röportajda emekli amirallerin farklı bir amacı olduğunu öne sürüyor.
Uzmana göre emekli amiraller ülkelerinin NATO ile ilişkileri daha fazla bozmasını istemiyorlar.
Ne de olsa, Montrö Sözleşmesi kapsamına girmeyen kanal üzerindeki denetim, Türkiye'yi en azından ilk başta tamamen istisnai bir konum yaratacak ve bu da Batılı müttefiklerinin rahatsız olmalarına sebep olacak.
'Ancak emekli amirallerin nedenleri ne olursa olsun, tutuklanmaları Erdoğan'ın AB'den üst düzey misafirlerle yaptığı müzakereleri etkilemekten başka bir şey yapamaz. Belki bu onu diğer konularda daha uyumlu hale getirir. Artık Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye baskı yapmak için bir nedeni daha var. Erdoğan zaten insan haklarını ihlal ettiği için suçlanıyordu, şimdi de insanların fikirlerini ifade ettikleri için tutuklanması eklendi.' dedi.
Montrö, Rusya için de çok önemli
Rusya açısından Montrö Boğazlar Sözleşmesi en önemli kısmı, yabancı savaş gemilerinin Karadeniz’de tabi olduğu kısıtlamalar.
2008 Gürcistan ve 2014 Ukrayna krizi sırasında ABD kamuoyunda tartışılan Montrö Boğazlar Sözleşmesi, Ukranya’nın Donbas bölgesinde savaş ihtimalinin belirmesi ve Rusya’nın Ukrayna sınırına asker yığması nedeniyle yeniden gündeme gelmiş durumda.
Erdoğan Ruslarla pazarlık yapıyor
Erdoğan rejiminin Kanal İstanbul projesi üzerinden Montrö’yü Ruslar ile bir pazarlık konusu yapmak istediği iddiaları da var.
Suriye'de özellikle İdlib'de iyice sıkışan Erdoğan Rejimi ve desteklediği cihatçi terörist gurupların, Kanal İstanbul ve Montrö tartışmalarıyla Ukrayna'daki Donbass çatışmaları bağlamında Rusya'yı sıkıştırdığı ve kendisine zaman kazandırmaya çalıştığı iddia ediliyor.
S-400 krizi yüzünden Washington ile ilişkilerin çok bozuk olduğu bir dönemde ABD ile ilişkileri düzeltmek isteyen AKP hükumetinin özellikle Montrö’yü tartışmaya açtığına ilişkin söylemler dile getiriliyor.
Rus uzmanların da belirttiği gibi olası kanal inşasında yada Montrö anlaşmasının iptali durumunda bölgedeki şartlar Osmanlı'nın yıkıldığı Birinci Dünya Savaşı dönemi şartlarına benzeyecek.
Karadenizde en büyük deniz filosuna sahip Rusya, yabancı savaş gemilerinin cirit attığı bir karadeniz projesini kendi egemenliğine saldırı olarak görecek. ve bölge aynen birinci dünya savaşında Osmanlı İmparatorluğu'nun savaşa girmesine sebep olan iki alman gemisinin Osmanlı bayrağı çekerek Rus donanmasını bombalaması ve bu sebeple savaşa taraf olması gibi olası provakosyanlara açık hale gelecek.
NATO içerisinde yeni bir krılmaya neden olabilir
Rusya tüm bu durumların oluşmaması için, Karadeniz'in bir NATO yada ABD-İngiliz gölü haline gelmemesi için elinden geleni yapacak ve kendi egemenliğini her ne pahasına olursa olsun koruyacaktır. Bu da Erdoğan'ın Kanal Projesindeki ısrarının arkasında ABD mi var sorusunu akıllara getiriyor. Rusya ile karşı karşıya gelecek olmakdan çekinmeyen Erdoğan'ın ABD desteği olmadan bu tür kararlar alamayacağı yorumları yapılıyor.
Montrö sözleşmesinin yeniden tartışmaya açılması, başta Fransa ve Almanya olmak üzere diğer AB üyesi ülkeleri de yeniden pozisyon almaya itecektir. Tarihsel geçmişe bakıldığında Fransa ve Almanya'nın bu kadar kolayca Karadeniz'deki hakimiyeti ABD ve İngiltere'ye bırakmayacağı, Rusya'nın yanında daha dengeli bir pozisyon alacağı da ihtimal dahilindedir.
İngiltere ve ABD'nin başı çektiği bu tehlikeli poltika, NATO içerisinde de yeni kırılmalara sebebiyet verebilir. Daha önce Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un yaptığı 'NATO'nun beyin ölümü geröekleşti' açıklamaları düşünüldüğünde bu ihtimalin hiç de uzak olmadığı unutulmamalı.