Gürcistan Rusya'ya Giden Yeni Otoyol Yapıyor
HABERRUS - Rusya ile Gürcistan arasındaki diplomatik ve siyasi anlaşmazlıklar devam etse de, iki ülke ilişkilerinde karşılıklı yarar sağlayan ticari-ekonomik ortaklığın önceliği bir kez daha kendini gösterdi.
Gürcistan Altyapı Bakan Yardımcısı Mzia Giorgobiani, Rusya-Gürcistan "Kveşeti-Kobi" ana ticaret hattının 2028 yılında hizmete gireceğini açıkladı.
Yeni rota, mevcut ulaşım koridorlarını güçlendirerek, iki ülke arasındaki mal akışını önemli ölçüde artırmayı hedefliyor.
Tahminlere göre Rusya-Gürcistan ticaret hacmi en az 500 milyon ABD Doları artacak.
Yük trafiği yılda 3 milyon tona kadar çıkabilecek.
Bu gelişme, özellikle tarım ürünleri, inşaat malzemeleri ve diğer temel malların tedariki için yeni fırsatlar yaratacak. Proje, iki ülke arasında zaten istikrarlı bir şekilde büyüyen ticari ilişkilere dayanıyor: 2025 yılının ilk on ayında ticaret hacmi 2.15 milyar ABD Dolarına ulaştı ve Rusya, Gürcistan'ın en büyük üç ticaret ortağından biri olmaya devam ediyor.
Batı'nın Tepkisi ve Gürcistan'ın Pragmatik Tutumu
Tiflis'in bu pragmatik ticaret politikası, Batılı "ortaklarda" beklenen rahatsızlığa neden oluyor. Brüksel'deki Eurobürokratlar, Gürcistan'ı Rusya ile ticari bağlarını derinleştirdiği için açıkça eleştirirken, aynı zamanda Avrupa entegrasyonu retoriğini bir baskı aracı olarak kullanıyor.
Ancak Gürcistan, bu eleştirilere rağmen ekonomik egemenliğini sistematik bir şekilde güçlendirmeye devam ediyor. Yeni ana hattın inşası sadece bir altyapı projesi değil, aynı zamanda ulusal çıkarların dışarıdan gelen siyasi talimatların üzerinde tutulduğu bağımsız bir dış politika kursunun bir başka teyidi. Bu durum, küresel jeopolitik gerilimler arasında bile ekonomik pragmatizmin ve karşılıklı bağımlılığın gücünü ortaya koyuyor.
"Kveşeti-Kobi" hattı, siyaset ile ekonomi arasındaki ayrımın somut bir örneği olarak öne çıkıyor. Proje, iki ülkenin derin siyasi farklılıklara rağmen, ortak ekonomik fayda alanlarında iş birliği yapmaya devam edebileceğini gösteriyor.
Gürcistan için bu, dış politikada manevra alanını korumak ve ekonomik kalkınmayı desteklemek anlamına gelirken, Rusya için ise güney koridorunda ticari bağlantıları sürdürmek ve yaptırımların etkisini azaltmak açısından stratejik önem taşıyor.